İstanbul Kadıköy Yoğurtçu Parkı'nda hafriyat kamyonunun altında kalarak yaşamını yitiren Şule İdil Dere'nin ölümüne ilişkin açılan davada kamyonun şoförü, "Olay günü aracın geri geri geldiği sırada gözlemci olarak görevlendirilen H.E. ve T.B. isimli kişiler ateşin başında patates közlüyorlarmış" dedi. Mümin Kılıç'ın avukatı H.E. ve T.B.'nin davaya dahil edilmesini istedi. Mahkeme bu iki kişinin talebini reddederek 6 kez bilirkişi incelemesi yapılan dosyada 7. bilirkişi raporu alınmasını istedi. 6 bilirkişi raporunda da Şule İdil Dere'nin kusursuz, kamyon şoförü Mümin Kılıç'ın asli kusurlu olduğu belirtilmişti.
İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 10. duruşmasına, tutuksuz yargılanan kamyon şoförü Mümin Kılıç, Saffet Altındağ, Kamil Celal Yıldırım, Ergun Ata, Teyfur Bingöl ve avukatları ile Şule İdil Dere’nin annesi Nesrin Aslan ile avukatları katıldı.
Duruşmada söz alan müşteki Nesrin Aslan’ın avukatı Mehmetcan Sezgin, dosya kapsamında yeterince rapor alındığını belirterek, “Dosya tekemmül etmiştir. Öncelikle daha önceki celselerde belirttiğimiz gibi suç vasfının ihmal suretiyle kasten öldürme suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Mahkeme aksi kanaatte ise ise alt sınırdan uzaklaşılarak sanıkların cezalandırılmasına karar verilsin” dedi.
Tutuksuz sanıklardan Saffet Altındağ, “Tarafıma isnat edilen hiçbir kusuru kabul etmiyorum” dedi. Sanıklardan Ergün Ata ise, gelen son bilirkişi raporuna itirazı olmadığını belirterek beraatine karar verilmesini istedi.
Tutuksuz sanıklardan Saffet Altındağ, “Tarafıma isnat edilen hiçbir kusuru kabul etmiyorum” dedi. Sanıklardan Ergün Ata ise, gelen son bilirkişi raporuna itirazı olmadığını belirterek beraatine karar verilmesini istedi.
Şule İdil Dere’nin ölümüne neden olan ve bilirkişi raporlarında asli kusurlu bulunan kamyonun şoförü Mümin Kılıç, daha önceki savunmalarından farklı şeyler söylemek istediğini belirtti. Kılıç, “Olay günü aracın geri geri geldiği sırada gözlemci olarak görevlendirilen H.E. ve T.B. isimli kişiler ateşin başında patates közlüyorlarmış. Beraber çalıştığım arkadaşlarım Mustafa Aslan, Cevdet Zaimoğlu ve Talip Ülker bu olaya şahittir. Kaza olduktan sonra bana kağıtlar imzalattılar, araçla ilgili eğitim verildiğine ilişkin. Ancak ben hiçbir eğitim almadım. Eğitim almadan araca bindirdiler. İlk defa o gün kullandım. Şef N.B. ve formen H.U. ile daha önce müdafim olarak görev yapan avukat beni tehdit etmişlerdir. Avukatımı şikayet etmedim, bunu mahkemeye söylemek istedim” dedi.
Mümin Kılıç’ın avukatı Feleknaz Füsun Erten müvekkiline baskı uygulandığını savunarak, “İşten çıkartılma tehdidi altında beyanda bulunması sağlanmıştır. İsmini verdiği kişilerin beyanlarının alınmasını ve sorumlulukları kapsamında dosyaya dahil edilmesini talep ediyoruz. Olay yerinde keşif yapılmadan bilirkişi raporu düzenlenmiştir” dedi. Avukat Erten, müvekkilinin kaza yerinde gözlemci olarak görevlendirilen H.E. ve T.B.’nin dosyaya dahil edilmesini istedi.
Mahkeme, Mümin Kılıç’ın Avukatı Erten’in, kaza yerinde gözlemci olarak görevlendirilen H.E. ve T.B.’nin dosyaya dahil edilmesi talebini, “Sanık Kılıç’ın aşamalarda alınan beyanları arasında çelişkinin giderilemediği, beyanlarının soyut nitelikte kaldığı” gerekçesi ile reddetti.
Mahkeme, dava kapsamında alınan önceki bilirkişi raporları arasında çelişkiler bulunduğunu belirterek, bir kez daha bilirkişi raporu alınmasına karar vererek duruşmayı erteledi. (DHA)