Türkiye siyasetine damga vuran isimlerden 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 91 yaşında hayatını kaybetti. 13 Mayıs'ta hasteneye kaldırılan Demirel'in, gece yarısı saat 02.05'te "böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği ve solunum yolları enfeksiyonu" sebebiyle öldüğü açıklandı. Demirel'in, memleketi Isparta'nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy beldesinde, Mayıs 2013'te 86 yaşındayken hayatını kaybeden eşi Nazmiye Demirel'in yanında toprağa verileceği bildirildi.
12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerinde Başbakanlık'tan ayrıldığı için "şapkayı alıp gitmek"le eleştirilen, iktidara geliş süreçleri için "Altı kez gittim, yedi kez geldim" diyen, "Yollar yürümekle aşınmaz", "Dün dündür, bugün de bugün", "Benzin vardı da biz mi içtik", ve 12 Eylül 1980 öncesinde Ülkücülerin karıştığı cinayetlere karşı "Bana sağcılar adam öldürüyor, dedirtmezsiniz" sözleriyle unutulmayan Demirel, 13 Mayıs 2015'te kaldırıldığı Ankara Güven Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Isparta İslamköy'deki çocukluğuna gönderme yapan "Çoban Sülü", siyaset öncesi dönemdeki işleri nedeniyle "Morrison Süleyman", Türkiye merkez sağının "kalkınmacı siyaset" anlayışının sembolü ve mühendis kökenli bir politikacı olarak "barajlar kralı" olarak anılan ve 12 Eylül 1980 darbesini izleyen yasaklı dönemde "Bir bilen", darbeden sonra yasaklara karşı demokrasi vaadiyle tekrar siyasete dönerken "Baba" lakapları takılan Demirel, Türkiye siyasetinin, en tartışılan, ancak en renkli simalarının başında geliyordu. 31 yaşında Devlet Su İşleri Genel Müdürü, 40 yaşında Adalet Partisi Genel Başkanı, 41 yaşında Başbakan olan, çok partili dönemde en çok hükümeti kuran ve İsmet İnönü ile Tayyip Erdoğan'dan sonra en uzun süreyle Başbakanlık yapan Süleyman Demirel'in 27 Mayıs 2013'te hayata veda eden Nazmiye (Şener) Demirel evliğinden çocuğu bulunmuyordu.
27 Mayıs 1960'ta yapılan darbenin ardından Yassıada'da kurulan mahkemelerde Dışişleri ve Maliye bakanlarıyla birlikte idam edilen Başbakan ve Demokrat Parti Gelen Başkanı Adnan Menderes'in ardından 1990'lı yıllara kadar Adalet ve Doğru Yol partilerinin genel başkanı olarak Türkiye'de merkez sağın lideri olan Demirel,Turgut Özal'ın 17 Nisan 1993'teki ani ölümünün ardından, DYP-SHP koalisyonuyla kurulan 49. Hükümet'in Başbakanı iken adaylığını koydu ve parlamentoda Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı seçildi.
Demirel'in siyasi hayatında en büyük eleştirileri aldığı olaylardan biri, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın, 12 Mart 1971 darbesinin ardından, 27 Mayıs darbesi sonrası asılan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'a karşılık, TBMM'de "üç, üç" diye tempo tutan Adalet Parti'li milletvekillerinin oylarıyla idam edilmeleri oldu. Ancak Demirel, Türkiye'de siyasete mizah duygusu, esprileri, çarpıcı hafızası ve tahammül duygusuyla da damga vurdu.
12 Eylül 1980 darbesi sırasında, 12 Mart 1971'in ardından ikinci kez Başbakanlık'tan devrilen Demirel, darbelere direnmemekle, askeri müdahalelere karşı "şapkayı alıp gitmek"le eleştirildi. Ancak 1980 darbesi için "11 Eylül'de akan kan 12 Eylül'de nasıl durdu" diyerek, Başbakan olarak "sıkıyönetim" yetkileri devretmesine karşın, askerlerin darbe yapmak için Türkiye'de akan kanı durdurmadığı, hatta sebebi olduğu mesajını verdi. Süleyman Demirel, babası Hacı Yahya Demirel'in yeğeninin kızı Nazmiye (Şener) Demirel ile 1948'de evlendi. Demirel'in, 65 yıllık eşi Nazmiye Demirel uzun süren alzheimer dönemi için dile getirdiği "Bir gülüşü için neler vermezdim" sözleri de unutulmadı. Demirel, kaybettikten sonra sağlık durumu daha da bozulduğu eşi Nazmiye Hanım'ı toprağa verirken şunları söylemişti:
"Nazmiye Hanım’ı kaybettik. Dile kolay 65 yıl birlikte bir yaşam. Bizimki örnek bir hayattır. Sorunlu bir hayatımız olmadı. Tabii hiç sorun olmadı da demek olmaz, her birliktelikte ufak tefek şeyler olabilir, ama bizimki örnek bir hayat oldu. Allah razı olsun. Allah rahmet eylesin. Nazmiye Hanım saygıdeğer bir mukavemet gösterdi. Tedaviyle, ilaçlara rağmen başaramadı. Zaten bu hastalığa, Alzheimer’a karşı başaran da yok. İnsanın başına gelebilecek en büyük felaketlerden biri bu hastalık. İnsan ömrü işte 65 yıl ortalama civarındadır. Batıda, gelişmiş ülkelerde şimdi 80’leri buluyor geçiyor. Ondan sonrası yaşlılık. Ama yaşlanmışlık başka bir şey, bu hastalık başka bir şey.”
Isparta'nın Atabey ilçesine bağlı İslamköy'de doğan Süleyman Demirel, İlköğrenimini doğduğu köyde, ortaokul ve liseyi Isparta ve Afyon'da bitirdi. Şubat 1949'da İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı yıl Elektrik İşleri Etüd İdaresi' nde göreve başladı. 1949-1950, 1954-1955 yıllarında Amerika Birleşik Devletleri'nde barajlar, sulama ve elektrifikasyon konularında ihtisas yaptı. 1954 yılında Barajlar Dairesi Başkanı, 1955 yılında da Devlet Su İşleri Genel Müdürü oldu.
1962-1964 yılları arasında serbest müşavir-mühendis olarak çalıştı. Aynı yıllarda Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde su mühendisliği konusunda dersler verdi.
Siyasî yaşamına, 1962 yılında, Adalet Partisi (AP) Genel İdare Kurulu üyeliği ile başlayan Süleyman Demirel, 28 Kasım 1964'te genel başkan seçilmesinin ardından, kurulmasını sağladığı ve Şubat-Ekim 1965 tarihleri arasında görev yapan koalisyon hükûmetinde Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı. 10 Ekim 1965'de yapılan genel seçimlerde başında bulunduğu AP, yüzde 53 oy alarak tek başına iktidar oldu. Bu seçimlerde Isparta Milletvekili olarak Parlamento'ya girdi ve Türkiye'nin 12. Başbakanı olarak hükûmeti kurdu.
Bu hükûmet 4 yıl sürdü. 10 Ekim 1969 tarihindeki genel seçimlerde de Adalet Partisi yine tek başına iktidar oldu. Böylece, 31. T.C. Hükûmeti'ni kurdu. Daha sonra, parti içi bir kriz dolayısı ile, 32. T.C. Hükûmeti'ni kurmak durumunda kaldı. 12 Mart 1971 muhtırası üzerine, başbakanlık görevini bıraktı. 1971 ile 1980 arasında, 1975, 1977 ve 1979'da 3 defa daha hükûmet kurdu. 12 Eylül 1980 müdahalesi üzerine görevi bıraktı ve 7 sene yasaklı olarak siyaset dışı kaldı. 6 Eylül 1987'de yapılan halk oylaması ile yasaklar kaldırıldı ve 24 Eylül 1987 tarihinde, Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığı'na seçildi.
29 Kasım 1987'de yapılan genel seçimlerde Isparta Milletvekili olarak tekrar TBMM'ye girdi. 20 Ekim 1991 tarihinde yapılan genel seçimler sonrasında, DYP ile Sosyal Demokrat Halkçı Parti'nin biraraya gelerek kurduğu 49. T.C. Hükûmeti'nde Başbakan olarak görev aldı. 30 yaşında genel müdür, 40 yaşında önce parti genel başkanı, sonra başbakan olmuş; 12 seneye yaklaşan Başbakanlık görevinde, Türkiye'nin kalkınması ve gelişmesine hizmetlerde bulundu. Türkiye'nin en genç genel müdürü, en genç başbakanı ve İsmet İnönü ile Tayyip Erdoğan'dan sonra en uzun başbakanlık yapmış kişisi oldu. Demirel 6 dönem Isparta Milletvekilliği yaptı, 7 sene yasaklı kaldı, 6 defa hükûmetten gitti, 7 defa hükûmet kurdu. 16 Mayıs 1993 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Bu görevi 16 Mayıs 2000 tarihine kadar sürdürdü.
Eşi Nazmiye Demirel'i 27 Mayıs 2013'te kaybeden ve siyasette "Baba" lakabıyla anılan Demirel'in çocuğu yoktu. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerinde Başbakanlık'tan uzaklaştırılan Demirel, Türkiye siyasetinin merkez sağına Adnan Menderes sonrasında damga vuran isimdi.