Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Anayasa Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya'ya gönderilen imzasız mektuptaki iddiaların aksine "Cumhurbaşkanlığı döneminde yetkilerinin artırılmasını istemediğini" belirten 43 yıl avukatlığını yapan Yaşar Topçu, "İmzasız mektuplarla insanları suçlayıp yıllarca cezaevlerinde tutan bir anlayışın bu defa Demirel'e çamur atmaya yönelmiş olduğunu hayretle görüyorum" dedi.
Saygı Öztürk'ün Sözcü gazetesinin bugünkü (23 Kasım 2016) nüshasında yayımlanan 'Demirel’in istemediği yetkiyi, istemiş gibi anlatıyorlar' başlıklı yazısı şöyle:
Başkanlık sisteminin ya da yetkileri artırılmış Cumhurbaşkanlığı'nın ne kadar iyi olduğunu anlatabilmek için şimdi de 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in başkanlık sisteminin getirilmesini, yetkilerinin artırılmasını istediğini öne sürüyorlar. Birileri, AKP'ye yakın olabilmek için bunu ortaya atıyor.
Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanlığı döneminde başkanlık sistemi konuşuldu. Süleyman Demirel Cumhurbaşkanlığı döneminde de, kendisine bağlı olan Devlet Denetleme Kurulu'na bir araştırma yaptırdı. Bu araştırmanın sonucunda, başkanlık sisteminin ülkemiz koşullarına uygun olmadığı, getirilmesi halinde önemli sorunlar yaşanacağı belirtildi. Bu konu bir daha da açılmadı.
Yaşar Topçu, Süleyman Demirel'in tam 43 yıl avukatlığını yaptı. Kendisinden Demirel'li günlere ilişkin bir anı dinlemiştim. Antalya'nın bir ilçesinde vatandaş kahvehanede Demirel'e ağır küfürler ediyor. Tutuklanıyor. Demirel'e gelen bir yazıda davacı olup olmadığı sorulunca, o böyle bir olaydan haberdar oluyor.
Avukatı Yaşar Topçu'yu hemen o ilçeye gönderiyor, davaya müdahil olunmasını, ilk duruşmada da vatandaşın serbest bırakılmasının sağlanmasını istiyor. Demirel, “Kimbilir vatandaşa nasıl bir zulüm yapmışız ki anamıza, avradımıza küfretmiş” diyor. Topçu, hakimden tutuklunun serbest bırakılmasını talep ediyor, sanık tahliye ediliyor. Günümüzde ise binden fazla yurttaş, Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanıyor, bunlardan bir kısmı da tutuklu…
Demirel'in siyaset arkadaşı ve avukatı Yaşar Topçu, cumhurbaşkanının görev süresinin 5 artı 5 olmasıyla ilgili görüşmelerin önemli bir bölümünü bizzat yürüttü, yaşadı. Şimdi, geçmişle ilgili gerçekler söylenmeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına sonuç çıkarmaya çalışanlar var.
İşin aslı şu: Ahmet İyimaya, Anayasa Komisyonu Başkanı. Komisyonun faksına Cumhurbaşkanlığı'na ait bir faks numarasından imzasız, kim tarafından gönderildiği bile belli olmayan bir doküman geliyor. İşte, bugün o dokümanı Demirel'e mal etmeye çalışarak “Süleyman Demirel de anayasa yetkilerini az buluyordu” hükmünü verip birilerine yaranma gayreti içine girdikleri görülüyor. İşte, burada Yaşar Topçu'nun söyleyecekleri var:
“Kimin ne amaçla gönderdiği bilinmeyen bu belgeye dayanarak ‘Demirel'in cumhurbaşkanlığı döneminde hazırlanan anayasa değişikliğinin ayrıntıları hakkında bilgi veriyorum' diye adeta Demirel hazırlatmış süsü verilen ayrıntıların dosyadan çıkıp çıkmadığını bilemeyiz ama imzasız mektuplarla insanları suçlayıp yıllarca cezaevlerinde tutan bir anlayışın bu defa Demirel'e çamur atmaya yönelmiş olduğunu hayretle görüyorum.”
Anayasa değişikliği ayrıntısı olarak verilen “yasama yetkisi, Türk Milleti adına TBMM ve cumhurbaşkanına aittir” ifadesinin Demirel'e atfedilmesini de Topçu, “Bunu söylemek için uzaktan da olsa, rahmetli Demirel'i hiç mi hiç tanımamış olmak gerekir. Demirel cumhurbaşkanlığı döneminde yetkilerini artırmak üzere hiçbir anayasa değişikliği isteminde bulunmadı” diyor. Topçu tarihi bir gerçeği şöyle açıklıyor:
“Demirel, 5+5 olarak bilinen teklifin de sahibi değildir. Bu teklif zamanın başbakanı Mesut Yılmaz tarafından kendisine ‘Sizin görev sürenizi uzatmayı arkadaşlarımız uygun bulmaktadırlar. Ne dersiniz?' sorusu ve teklifi üzerine ‘Ben anayasa değiştirerek süremin uzatılmasını kabul etmem. Şimdiye kadar hiçbir makama tayinle gelmedim. Seçimsiz bir makamda oturmam. Anayasadaki Cumhurbaşkanlığının görev süresini 5+5 olarak değiştirmeyi Meclis uygun görürse yeniden aday olup, olmamayı düşünürüm' cevabını vermişti.”
Süleyman Demirel, 450 kişilik Meclis'te, oylamaya katılan 431 milletvekilinden 244'ünün oyunu aldı. Bu sayı, hem katılanların salt çoğunluğu, hem de tüm Meclis tam sayısının salt çoğunluğunun da üstündeydi.
Anlaşılıyor ki, Demirel üzerinden Erdoğan'ın, AKP'nin girişimleri, birileri tarafından aklanmaya çalışılıyor. Neyse ki o dönemi çok iyi bilenler henüz hayatta… O yüzden bu numaralar tutmaz.
Ankara'da düzenlenen NATO Parlamenterler Asamblesi'nde Ermeni milletvekili Koryun Nahapetyan, sözde Ermeni soykırımını 26 ülkenin tanıdığını, bu konuda herhangi bir soruşturmaya yer olmadığını öne sürmüştü.
Cevap, Genelkurmay Beaşkanı Hulusi Akar'dan gelmişti. Akar, “Sözde Ermeni soykırımını bazı ülkelerin kabul etmiş olması hiçbir şeyi değiştirmez. Bu milletvekili ya son derece cahil ya da art niyetli” demişti.
Öğrendim ki, Orgeneral Hulusi Akar'ın Boğaziçi Üniversitesi'nde tez konusu, sözde Ermeni soykırımı iddiasıymış. Akar, bu konuyu en iyi bilen isimlerden birisi olduğu için Ermeni milletvekiline ağzının payını verdi.