Süleymaniyeliler, 'referandum ortamı'nı anlatıyor: Yüz yıldır bunu bekliyoruz, her şey olabilir

Süleymaniyeliler, 'referandum ortamı'nı anlatıyor: Yüz yıldır bunu bekliyoruz, her şey olabilir

25 Eylül Pazartesi günü yapılması planlanan 'Kürdistan Bağımsızlık Referandumu'na yoğun ilgi gösteren Süleymaniyeliler, " Yüz yıldır bunu beklediklerini" ifade ederek, "Tehlikeli bir sürecin içindeyiz. Her şey olabilir ama biz yerimizde kalacağız. Türkiye Meclis’te tezkere kararı alacakmış. Bizden menfaati var" diyor.

Barzani’nin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) dışındaki partilerin genelnin referanduma sıcak bakmadığı aktarılırken, referanduma 'hayır' diyenlerin azınlıkta olduğu belirtildi.

Birgün'den Erk Acarer'in izlenim haberi aynen şöyle:

Sokakta heyecan da var, endişe, korku, gerginlik de. Süleymaniyeliler “Petrol ve gaz zengini Kerkük bize bağlı olmasa yine de bu kadar içişlerimize müdahale etmek istenir miydi?” diye soruyor.

Süleymaniye’de Belediye Pazarı’ndan Büyük Cami’ye kadar uzanan caddede sık sık Peşmerge ve asayiş gücü devriye geziyor. Bayraklarla donatılan ana yollarda, referandum heyecanı hemen göze çarpıyor. Kentte 25 Eylül Pazartesi günü yapılması planlanan ‘Kürdistan Bağımsızlık Referandumuna’ ilgi oldukça yoğun.

Yaklaşık 1 milyon kişinin yaşadığı Süleymaniye’nin en işlek yerlerinden biri olan Mawlawi Caddesi üzerinde uzanan sağlı sollu dükkânlarda televizyonlar açık, referandumla ilgili olarak bölgedeki gelişmelerle birlikte dünyanın diğer ülkelerinden gelen değerlendirmeler izleniyor.

Yerel kaynaklarla birlikte halk pek çok endişesini de dile getiriyor. IŞİD’in eylem açıklaması, savaş ihtimali ile dışarıdan müdahale ve olası bir Haşdi Şabi saldırısı üzerinde konuşuluyor.

Bağımsızlık referandumu oylaması iki yıldır fiili başkanlık sürdüren, parlamentoyu işlevsiz kılan Mesud Barzani’nin yönetim krizini aşma ve kendisini ulusal bir lider olarak kabul ettirme eğilimi olarak değerlendirenlerin sayısı yüksek. Barzani’nin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) dışındaki partilerin geneli referanduma sıcak bakmasa da tam cepheden bir karşı duruş sergilemiyor.

"Bizim kararımız, kimse karışmasın"

Bununla birlikte; sesleri düşük olsa da bir ‘hayır’ cephesinin olduğunu da söyleyebiliriz. Kendilerini Neğer (Hayırcılar) olarak adlandıran grup; “Referandum demokratik bir haktır” demekle birlikte, bunun işlevsel bir parlamentonun kararında yapılması gerektiğini belirtiyor. Halk ise meseleye duygusal yaklaşıyor. Ne var ki temelde istekler çok anlaşılır: “Bir devlet statümüz olsun. Bizim kararımız, iç meselemiz kimse karışmasın!”

Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi’ne (IKBY) ait Başkent Erbil, Kerkük, Dahok gibi önemli şehirlerin yanı sıra Süleymaniye’de de üzerinde durulan en önemli soru referandumun yapılıp yapılmayacağı ile ilgili. Amerika, Türkiye, Fransa, İran, Irak Yönetimi ve Birleşmiş Milletler’den (BM), referanduma karşı tepkiler birbiri ardına gelirken, Kürdistan bölgesinde yaşayanların büyük bir bölümü ‘bağımsızlık’ talebiyle halkoylamasının yapılmasını istiyor.

Meclis son çıkışta

Bugün, Erbil’deki Kürdistan Meclisi açılıp bir toplantı yapılacak. İki yıldır kapalı olan, 111 vekilin bulunduğu Meclis’te geçen hafta da referanduma ilişkin bir toplantı düzenlendiği biliniyor. Seçim öncesindeki bu ‘son toplantının’ önemi ise oldukça büyük. Eğer burada da ‘oylama yapılsın’ kararı alınırsa geri dönüş olmayacak ve Irak Kürdistan bölgesindeki halk, bağımsızlık amacıyla sandığa gidecek.

Yerel kaynakların ve bölgede yaşayıp yıllardır siyasi gelişmeleri yakından izleyen halkın değerlendirmesine göre IKBY Başkanı Mesud Barzani referandumdan geri adım atmayacak. Şüphesiz bununla birlikte Meclis’te, dışarıdan gelen tepki ve öneriler de görüşülecek. Ancak buna rağmen, referandumun gerçekleşme olasılığının yüksek olduğu belirtiliyor.

"Bir pasaportumuz yok"

Kürdistan Bölgesi’nde, Süleymaniye’de halkın nabzını tutuyoruz. Aktarılanlar; Arap milliyetçileri ve Türkmenler dışındaki nüfusun tamamının bağımsızlıktan yana olduğu yönünde. Nüfus dağılımına baktığımızda, eğer referandum gerçekleşirse yüzde 90 oranında, ‘bağımsızlığa evet’ oyu çıkacağı anlaşılıyor. Şüphesiz; değerlendirmeler, ‘halkın geleceği’, ‘emperyalizm’, ‘gerçekçilik’ boyutlarından kopuk değil. Kürtlerin referandum heyecanı basit cümlelerde gizli. Belediye Pazarı’nda konuştuğumuz bir kişi; “Yüz yıldır bunu bekliyoruz” derken ekliyor: “Bir pasaportumuz bile yok!”

Kimin seçimi?

Referandum; sadece ‘o bölgede yaşayan halkı’ ilgilendiren bir seçim değil mi? Neden Irak Merkezi yönetimi, Amerika, Türkiye, İran ve Avrupa ülkeleri halkın iradesine müdahil olma isteğinde? Bu sorunun cevabı konusunda bölgede yaşayan halk arasında ortaklık var. Özet açık: “Eğer petrol ve gaz cenneti Kerkük, Kürdistan içinde yer almasaydı, elbette Irak Kürt Bölgesi’nde yapılması planlanan referandum, bu kadar büyük yankı bulup, tepki çekmeyecekti.”

Petrol zengini ama halkı yoksul

Doğal kaynak zengini Irak Kürt Bölgesi’nde, ilk başta göze çarpan yoksulluk büyük bir çelişki olarak dikkat çekiyor. Halk; “Durumumuz her geçen gün kötüye gidiyor” diyor. Çoğunluk memur. Dokunduğumuz herkes, maaşların gecikmeli ve eksik ödendiğinden söz ediyor. Suriye iç çatışması, pek çok yeri olduğu gibi bölgeyi de etkilemiş durumda. Tüm Irak’a akın eden Suriyeli sayısı 2 milyona yakın. Suriyelilerle dolup taşan Süleymaniye’de, sığınmacılar otellerin kapısında dileniyor. Onlar arasından geçip bayraklarla donatılmış kentte bir şehir turu yapıyor ve halkın referandum konusundaki görüşlerini alıyoruz.

‘Kürtler birlik olamıyor’

Büyük Çarşı’da bir baharatçı dükkânı işleten 44 yaşındaki Şüena Üsman, bölgede siyasi bir birlik olmamasından şikâyetçi olanlardan. Gerçekte de Kürdistan siyasetinin çok parçalı bir yapısı var. 50’ye yakın parti bulunuyor. Barzani’ye bağlı Kürdistan Demokrat partisi (KDP), Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) ile Goran Hareketi’nin yanı sıra, İslami çizgideki Kürdistan İslami Grubu (KİK) ve Yekgurtu gibi partiler bulunuyor. Soldaki partiler arasında ise Sosyalist Demokratik Kürdistan (SDK) Partisi ile Kürdistan Komünist Partisi (KKP) var. “Kürtler birlik olamıyor” diyen Şüana Üsman, ‘bağımsızlık konusunda’ çıtayı yüksek tutanlardan: “Referandumu destekliyorum. Çok fazla parti var. Siyaset ve ideolojiden çok aşiret konuşuluyor. Aslında hepsi birleşse Kürdistan özgür olur. Gerçek bağımsızlık 4 bölgeyi de içine alan bir devlet yapısıyla sağlanabilir.”

“Bu bizim talebimiz, kimse karışmasın”

Yine Büyük Çarşı’da 21 yıldır kuyumculuk yaptığını söyleyen ‘bağımsızlık’ taraftarı 41 yaşındaki Rizgâr Nuri, Irak’ın giderek fakirleştiğine dikkat çekiyor: “İş yok, para yok, maaş yok. İnsanlar iki ayda bir maaş alabiliyor. Bağımsızlık istiyoruz. Bu talep, halkın talebi, kimse karışamaz. Sözgelimi Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, referanduma karşı çıkıyor. Bu işler başka liderlerin kararıyla olmuyor.” Nuri; referandum sırasında ve sonrasında yaşanabilecek gelişmeler konusundaki endişelerini de dile getiriyor: “Yüreğimiz savaştan yana değil, bundan herkes zarar görür.”

“Bir oyunun içindeyiz”

Musullu bir Türkmen olup, bölgenin IŞİD’in eline geçmesinden sonra oradan kaçarak Süleymaniye’ye yerleşen 55 yaşındaki Cemil A. ise referanduma karşı. Bütünlüğün önemini savunan Cemil A.; buna rağmen halkın iradesinin önemine vurgu yaparak, “Kerkük olmasaydı referandum dünyanın her yerinde bu kadar ilgi görmez, tepki çekmezdi” diyor. Cemil A., Musul’daki tanıklıklarını ve kendisine aktarılanları da şöyle anlatıyor: “IŞİD’i kim besledi? Elbette Amerika, İsrail ve Türkiye gibi ülkeler. Türkiye’den koli koli silah geldi. Felluce’de Amerikan askerleri ellerinde bir listeyle gelip önemli IŞİD liderlerini helikopterlerle alıp gittiler. Büyük bir oyunun içindeyiz. Halkları kendi haline bırakmıyor, onlara ait olanı çalmak için ellerinden gelini yapıyorlar. Referandumu da bu oyundan kopuk düşünmüyorum.”

Bir büfe sahibi olan 51 yaşındaki Lokman Arif ise görüşlerini “Yeter kölelikten bıktık” diye dile getiriyor. Emperyalizmle birlikte Erdoğan politikalarını eleştiriyor: “Bir devlet istiyoruz. Bu isteğimize ne ABD ne Türkiye ne de Avrupa karışamaz. Bütün dünyanın burası için bir kararı var. Ama bizim kararımız önemli. Tehlikeli bir sürecin içindeyiz. Her şey olabilir ama biz yerimizde kalacağız. Türkiye Meclis’te tezkere kararı alacakmış. Bizden menfaati var. Buradan 700 bin varil petrol gidiyor. Türkiye yıllardır, “Musul-Kerkük benim” diyor. Osmanlı’yı referans gösteriyor. O zaman Balkanlar ve Yunanistan’dan da hak iddia etsin. O dönem Osmanlı’nın yıkılmasıyla kapandı. Bunun anlaşılması lazım.”

“Sonrası için endişeliyiz”

Büyük Cami, önünden bindiğimiz bir taksici de “Özgür bir ülke istiyoruz” diyerek, referandumu desteklediğini aktarıyor. 28 yaşındaki Ali Mustafa şunları aktarıyor:

“Gerçek bir devletimiz olsun. Türkmenler ve Araplar dışında herkes referandumdan yana. Yüzde 90 evet çıkar ama sonrasındaki gelişmeler konusunda endişeliyiz."

“Beklemeliyiz”

Kürdistan bölgesinde, Süleymaniye’de seküler bir yapı dikkat çekiyor. Kadınlar özgür, sokaklardan bağımsız değil. Ne var ki Ortadoğu’ya özgü ‘utangaçlık’, referandum konusunda konuşmalarına engel oluyor. Ancak içlerinden bazıları ile konuşma fırsatı buluyoruz. Bu sayede, gençlerin biraz daha gerçekçi olduğuna da tanık oluyoruz. 24 yaşındaki Başhin S., fikirlerini şöyle aktarıyor:

“Sonuçların iyi olacağını düşünmüyorum. Elbette bağımsızlık istiyoruz. Ancak Kürdistan buna henüz sistem olarak hazır değil. Beklemeliyiz.”