Sur’da çatışmalarda mahsur kalanlar: Sanki ölüme terk edilmişiz

Sur’da çatışmalarda mahsur kalanlar: Sanki ölüme terk edilmişiz

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde çatışmaların yaşandığı mahallelerde mahsur kalan aileler HDP Milletvekili Sibel Yiğitalp’i arayarak yardım istedi. Yiğitalp telefon görüşmelerini basın mensuplarıyla paylaşırken mahsur kalanlar, “Sanki ölüme terk edilmişiz ” dedi. Yoğun patlama sesleri gelen ilçede mahsur kalanlarla iletişim önceki akşamdan itibaren kesildi.

Önceki akşam saat 20.30’da yapılan ve çocuk seslerinin kesilmediği telefon görüşmelerinde, geçen diyaloglar şöyle;

 

Sibel Yiğitalp: Remziye orada olup biteni anlatır mısın?

Remziye Tosun: Burada, resmen cehennem hayatı yaşıyoruz. İki kızımla başka bir komşumla evden çıktık. Savaş Mahallesi’ne kadar geldik. Savaş Mahallesi olup olmadığını tam bilmiyorum. Aile diyor çatışma alanı en yoğun oradadır. Su yok, bir binanın alt katındayız. Bodrum katındayız. Burada asla çıkmaya cesaret edemem çünkü her tarafta keskin nişancı olduğunu biliyoruz. Gün boyu kızıl kıyamet. Binanın en alt katındayız. Üstü hep havan, bombaatarla yanıyor. Bina üstümüze düştü düşecek. (Çocuk sesleri geliyor)

Sibel Yiğitalp: Remziye çocuklar kaç yaşında?

Remziye Tosun: Kızım bir tanesi 10 yaşında, bir tanesi de 20 aylık.

Sibel Yiğitalp: Çocukların ismi nedir?

Remziye Tosun: Şevin Tosun, Beritan Tosun.

Sibel Yiğitalp: Şevin kaç yaşında?

Remziye Tosun: Şevin 10 yaşında (Çocuk sesleri gelmeye devam ediyor)

Sibel Yiğitalp: Diğeri, arkadan gelen çocuk kimin sesi Beritan’ın mı sesi o?

Remziye Tosun: Evet, Beritan’ın sesi (Çocuk sesi gelmeye devam ediyor)

Remziye Tosun: Beritan 20 aylık.

Sibel Yiğitalp: Tamam orada mı otuyorsunuz Remziye? (Çocuk sesleri gelmeye devam ediyor)

Remziye Tosun: Efendim.

Sibel Yiğitalp: Başka yanında kimler var?

Remziye Tosun: Şu an yanımda Emine diye bir arkadaşım var. Komşum, beraber çıktık. Beraber kalıyoruz, 3 aydır burada.

Sibel Yiğitalp: Emine’nin çocukları var mı?

Remziye Tosun: Onun da bir oğlu var.

Sibel Yiğitalp: Onun oğlu kaç yaşında?

Remziye Tosun: 8 yaşında.

Sibel Yiğitalp: İsmi nedir? Bir anlatır mısın? Çocuklarla görüşebilir miyim? Şevin’di değil mi?

Remziye Tosun: Emine ile mi?

Sibel Yiğitalp: Yok çocuklarla bir konuşayım. Şevin ile konuşayım.

Remziye Tosun: Tamam bir dakika. Şevin gel. Şevin gel. (Çocuklar ağlıyor)

Şevin Tosun: Merhaba.

Sibel Yiğitalp: Şevin nasılsın?

Şevin Tosun: Alo.

Sibel Yiğitalp: Şevin nasılsın?

Şevin Tosun: Kötüyüm. Bombaatar geliyor, havan geliyor, hepimiz korkuyoruz. Binaların altında öleceğiz. Kimse bizi bile görmeyecek.

Sibel Yiğitalp: Peki soğuk mu?

Şevin Tosun: Isınamıyoruz. Helikopter sobanın dumanını görünce bombaatar yağdırıyor evimize. Onun için soba yakamıyoruz. Soğuktayız. Bizi kurtarıyorsanız kurtarın. Kurtarmıyorsanız ya biz kendimiz öldüreceğiz ya da polisler.

Emine Abiş: (Çocuklar sessiz olun) Valla hiç iyi değiliz, hiç iyi değiliz. Tam 3 aydır burada 4 duvar arasındayız.

Sibel Yiğitalp: Senin çocuğun kaç yaşında?

Emine Abiş: Benim oğlum da 7 yaşında. Eşim de yanım da oğlum da yanımda. Diğerleri de zaten kaynanamda kalıyor. Biz burada kaldık, çıkamadık. Evler hep üstümüze yıkılıyor. Yanıyor evler. Durumumuz gerçekten hiç iyi değil. Kimse bize sahip çıkmadı. Kimse sormadı ne yaptınız? Ne yapıyorsunuz ne ediyorsunuz? Yani hiçbir destek, hiçbir şey bize gelmedi. Burada sanki ölüme terk edilmişiz. Soba yakıyoruz, duman çıkıyor bombalar yağıyor. Yiyecek sıkıntısı var, su sıkıntısı var.