Diyarbakır
İkisi sivil üç kişinin hayatını kaybettiği Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde 4 gün süren sokağa çıkma yasağı kaldırıldı, ancak geriye harabeye dönmüş manzaralar kaldı.
Günlerdir polis kuşatması altında olan tarihi ilçeyi geziyoruz. Bazı sokaklarda hendekler hala duruyor, evlerin kapı ve camları kırık, duvarlardaki mermi izleri yaşanılanları özetliyor adeta.
Gazeteci olduğumuzu anlayan, ancak can güvenliği nedeniyle ismini vermeyen bir genç, çöp poşetine doldurduğu güvercinlerinin cansız bedenini gösteriyor. Elindeki kuşun bile kurşunlandığını anlatırken gözleri yaşarıyor; "Buralarda artık kuşlar bile özgürce uçamaz. 50 kuşum havadayken tarandı. Hepsi öldü…"
Evlerinin önünde oturan iki yaşlı kadına misafir oluyoruz sonra… “Oğlum açlıktan ve susuzluktan ölecektik” diyor Asiye Koçak. 1990’larda bile böylesi bir uygulamayla karşılaşmadıklarını anlatırken, hükümet yetkililerine sesleniyor; "Filistin’deki zulme sesiniz yükselirken kendi evinizdeki zulme neden sağırsınız? Çocuklarımız ölüyor."
Tahribatın en çok yaşandığı ve duvarlarında binlerce mermi izinin bulunduğu tarihi Kurşunlu Cami’deki manzara karşısında şaşkına dönüyoruz. İmamın kapısı kırık, minareye çıkan kapı yerinde yok. Keskin nişancılar minarede konumlanmış günlerce. Duvarlarında ise “Esadullah Timi” imzalı “Türk’ün gücünü göreceksiniz” yazısı var.
Kalabalık arasında yaşlı bir amca öfkeyle söyleniyor; "Kabus dolu 4 gece yaşattılar. Yasağın kalktığını anons ederken bile 'Türk’ün gücünü gördünüz' diyorlardı. Elektriksiz, susuz, aç ve perişan halde bize bunu reva görenleri Allah’a havale diyoruz."
1521 yılında inşa edilen Kurşunlu Camii, UNESCO tarafından bu yıl Hevsel Bahçeleri ile birlikte Dünya Mirası Listesi’ne kabul edilen Sur’daki en önemli yapılardan biri. Asırlardır ayakta kalan bu yapının üzerindeki izler, ismiyle özdeşleşti şimdi…
Sonra 12 yaşındaki Helin Şen’in vurulduğu yere geçiyoruz. Kan izleri 4 gün sonra yıkanabilmiş. İzleri hala duruyor. Yakınları, komşuları isyan ederken anne Nazime Şen’in “Gözlerimizle gördük. Kızımı özel harekat timleri vurdu” sözleri duyuluyor… Anne konuştukça ağıtlar yakılıyor, gözyaşları Helin için akıyor…
Sur’da girdiğimiz her sokakta aynı trajedi var. Herkes hasar tespiti yapıyor, DEDAŞ elektrik, DİSKİ ise su sorununu gidermeye çalışıyor. Kamyonlara yüklü eşyalar dikkat çekiyor… Kobanê’yi andıran tarihi ilçe bir yandan yaralarını sarmaya çalışıyor, bir yandan da çocukluk anılarını bırakıp Sur’dan göçüyor.