Diyarbakır’da sokağa çıkma yasağı ve çatışmaların devam ettiği Sur’da mahsur kalan 6 kişi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru yapıldı. Mezopotamya Hukukçular Derneği Diyarbakır Şubesi’nden Avukat Yunus Muratakan ve Avukat Semra Balyan tarafından yapılan başvuru metninde, aralarında 4 aylık Elif Su Aslan’ın da bulunduğu 6 kişinin Sur’da bir bodrum katına sığındıkları ve bulundukları yerin bombalandığı belirtildi.
Ömer Çağırıcı adlı yurttaş, Sur’un yasaklı mahallerinde mahsur kalan kızkardeşi Emine Abiş, eniştesi Cengiz Abiş, yeğeni Talat Abiş’in (7) Savaş Mahallesi’nde mahsur kaldığını belirterek, kurtarılmaları için AİHM’e başvuru yaptı. Mehmet Beşir Sürer adlı yurttaş da başvuru metninde 57 yaşındaki eşi Seniha Sürer ve bir aydır bakımını üstlendikleri Seda Aslan ve 4 aylık bebeği Elif Su Aslan’ın sığındıkları bodrum katının bombalandığını ve burada yaralıların bulunduğunu belirtti.
T24’e konuşan Avukat Yunus Muratakan, Sur’da mahsur kalan Seniha Sürer’in 19.02.2016 tarihinde saat 23:53’te kızı Mızgin Sürer’i cep telefonuyla aradığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Sur ilçesinde sığınmış oldukları bodrumda 30 kişi mahsur kalmış bulunduklarını, toplamda 5 ailenin de yanlarında olduğunu, yaralılardan birinin 9 yaşında bir çocuk olduğunu, dışarıya çıkmak istediklerini, beyaz bayrak astıkları binanın ateş altına alındığını, bulundukları binaya havan topu ve zırhlı araçlardan atılan top mermilerinin isabet ettiğini, bunun üzerine bodrumun bir kısmının yıkıldığını, yıkılan kısmın içinde olan 7 kişinin yaralandığını, kendilerinin her an ölme veya yaralanma riski ile yaşadıklarını, dışarıya çıkamadıklarını, her tarafta keskin nişancının olduğunu, kendilerine yardım edilmesini aksi durumda sonlarının Cizre’deki gibi feci bir ölüm olma ihtimalinin yüksek olduğunu, aile bireylerinin haklarını helal etmesini istediğini söylemiştir. Bu kişiler her an ölebilir”
Aynı görüşmede kendisinin ve çocuğunun bakımını üstlenmiş oldukları Seda Aslan’ın da “Beni ve 4 aylık bebeğimi kurtarın, lütfen yardım edin, burada ölmek istemiyoruz” dediğini aktaran Av. Muratakan, iletişimin daha sonra kesildiğini ifade etti.
Dilekçesinde AİHM’den acil tedbir kararı alması gerektiğini isteyen Av. Muratakan, “20.02.2016 tarihinde Türkiye saati ile saat 18:18 olup başvuru dilekçesini hazırladığımız esnada yaklaşık 1 km. uzakta olan Sur ilçesinden yoğun patlama ve bombardıman sesleri gelmekte olup acilen sayın mahkemenizin bir tedbir kararı vermesi gerekmektedir. Kaldı ki yüksek sözleşmeci devlet Şırnak İli Cizre İlçesi’nde yaşam hakkı ihlallerinin tespiti ve faillerin bulunmasını engellemek, mevcut delillerin karartılması maksadıyla ilçede 1 haftadır operasyonun bitirmiş olduğunu bildirmesine rağmen hala sokağa çıkma yasaklarını devam ettirmekte, bu şekilde delilleri karartmaktadır. Kaldı ki sayın mahkemeniz sokağa çıkma yasaklarına ilişkin aşağıda ayrıntısını vermiş olduğumuz başvurular üzerine tedbir kararı vermiş olup, haksız ve hukuka aykırı sokağa çıkma yasağının kaldırılması ile yüksek sözleşmeci devletten ulusal ve uluslar arası mevzuata uygun hareket etmesi gerektiğini karar altına almış olsaydı yüzlerce insan yaşamını yitirmeyebilir ve Cizre’de yaşanılanların aynısı bugün başka yerlerde devam etmeyebilirdi” dedi.
Sur’daki sokağa çıkma yasağı ve çatışmalar nedeniyle sivil yurttaşların yaşam hakkının ciddi olarak tehlikede olduğuna vurgu yapılan dilekçede, şunlar kaydedildi: “Bütün bunların yanı sıra hâlihazırda Sur ilçesinde bir bodrumda onlarca yaralı insan mahsur kalan, güvenlik güçlerinin ateşi altında bulunan başvurucunun eşi ve bakımını üstlenmiş olduğu kişilerin yaşam hakkı ile fiziksel bütünlüğünün korumaya alınması için mahkemenizden başvurumuzun öncelikli işlerden sayılarak derhal gündeme alınmasını konusunda GEÇİCİ TEDBİR kararı verilmesini; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2 ve 3’ncü Maddeleri ile 5. Maddesi’nin ihlal edildiğine ilişkin gerekçelerimizin kabulünü talep ederiz.”
Sur’dan önceki gün İhsan Karatay adlı yurttaşın, Ekrem Karatay ve Ahmet Karatay kardeşler için yapılan başvuruyu AİHM kabul etmiş, 22 Şubat’a kadar Ankara’dan savunma göndermesi istenmişti.