Savaşın başladığı 15 Mart 2011 ile 2012 dönemlerinde muhaliflerin kontrolündeki bölgelere ağır silah, tank, füze ve uçaklarla saldırı düzenleyen rejim, özellikle geçen yıldan itibaren öldürücü ve yıkıcı etkisi yüksek olan "varil bombaları" kullanmaya başladı.
Suriye'de 3'üncü yılını geride bırakan iç savaşın başladığı 15 Mart 2011 ile 2012 dönemlerinde muhaliflerin kontrolündeki bölgelere ağır silah, tank, füze ve uçaklarla saldırı düzenleyen rejim, özellikle geçen yıldan itibaren öldürücü ve yıkıcı etkisi yüksek olan varil bombaları kullanmaya başladı.
Suriye İnsan Hakları Örgütü'ne (SNHR) göre, iç savaşın başlamasından bu yana muhaliflerin kontrolündeki bölgede yaklaşık 1370'den fazla varil bombası kullandığını belirtiyor. Atıldıkları bölgelerde büyük çukurlar açarak ağır tahribatlar veren varil bombaları 189'u çocuk 947'den fazla insanın ölümüne neden oldu ve 5400 yapıya zarar verdi.
Çeşitli kaynaklardan derlenen bilgilere göre, 2011 Mart ortalarında başlayan iç savaşın ilk dönemlerinde muhaliflere karşı hafif silahlar kullanan rejim, muhaliflerin silahlı güçlerini arttırmasını üzerine taktik değiştirerek özellikle ikinci yıl olan 2012'de ağır silah, tank, Scud füzeleri, helikopter ve uçaklarla saldırmaya başladı.
Muhaliflerin de rejimin saldırılarına yerli yapımı toplar, rejim güçlerinden ele geçirdiği tank ve havan toplarıyla karşılık vermesi üzerine, Esed kuvvetleri özellikle 2013'ün yaz döneminden itibaren varil, misket ve vakum bombaları kullanmaya başladı.
Yıkıcı ve öldürücü etkisi yüksek olduğu için rejim tarafından özellikle Halep'ten muhaliflerin kontrolündeki bölgelere kullanılan varil bombaları, füzelere göre çok daha ucuz.
SNHR'nin varil bombalarıyla ilgili hazırladığı raporda, rejiminin, bazıları 500 kiloya kadar ulaşan varil bombalarının mümkün olduğu kadar fazla zarar ve tahribat vermesini sağlamak için varillerin içine TNT patlayıcının yanı sıra şarapnel etkisi yapması amacıyla kesici ve delici demir parçaları koyduğu belirtiliyor.
Savaşın başlamasından bu yana rejimin attığı varillerin patlaması sonucu ülke genelinde ev, okul, cami ve kiliselerin de aralarında bulunduğu en az 5 bin 400 binanın yıkıldığı bildirilirken, rejimin toplamda kullandığı 1370'den fazla varil bombası sonucu 189'u çocuk 947'den fazla insan öldü.
Raporda, atıldığı yerde büyük çukurlar oluşturan varil bombaları, ev, okul, cami ve kiliseler olmak üzere en az 5 bin 400 yapıya zarar verdi.
KİMYASAL SİLAH KULLANIMI Savaş suçu olan kimyasal silah kullanımıyla ilgili en fazla ses getiren olay, geçen yıl 21 Ağustos'ta rejimin Şam'ın Doğu Guta bölgesinde düzenlediği, aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun bulunduğu 1,300 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırıydı.
Suriye'ye dış müdahaleyi gündeme getiren olayın ardından BM denetçilerinin hazırladıkları raporda, kimyasal silah kullanıldığı netleşirken, kimin tarafından kullanıldığı ise kesinlik kazanmadı. Raporda, 7 farklı bölgede incelemeler yapıldığı, çevresel, kimyasal ve tıbbi örneklerin, Guta, Han El-Assal, Sarakıb ve Aşrefiye'de kimyasal silah kullanıldığı, Cobar'daki olayda muhtemelen kullanıldığının tespit edildiği, Bahariyah ve Şeyh Maksud'ta meydana geldiği öne sürülen saldırılara ilişkin herhangi bir delil bulunamadığı için kimyasal silah kullanımının teyit edilemediği ifade edilmişti.
Suriye'de kimyasal silahı kullanımı iddiaları ilk olarak 19 Mart 2013'te, Halep'deki Han El-Assal bölgesinde ortaya çıkmıştı.
BM denetçilerinin hazırladığı raporda, Han El-Assal'da, "elde edilen güvenilir delillere" göre, asker ve sivillere karşı kimyasal silah kullanıldığının tespit edildiği, 24 Ağustos'ta Sarakıb'de ve 25 Ağustos'ta Aşrefiye'de asker ve sivillere yönelik görece az miktarda kimyasal silah saldırısı yapıldığının belirlendiği belirtilmişti.
Raporda ayrıca, 22 Ağustos'ta Bahariye ve 13 Nisan'da Şeyh Maksud'da gerçekleştirildiği iddia edilen saldırılara ilişkin ise kan ve çevre örnekleri üzerinde yapılan testlerde kimyasal maddeye rastlanmadığı için bu iki olayda kimyasal silah kullanıldığının teyit edilemediği açıklanmıştı.