'Suriye sınırına güvenli bölge kurulması, Esad'la ABD'yi karşı karşıya getirecek!'

'Suriye sınırına güvenli bölge kurulması, Esad'la ABD'yi karşı karşıya getirecek!'

Türkiye’nin Adana’daki İncirlik Askeri Hava Üssü başta olmak üzere topraklarındaki üsleri, ABD ve koalisyon uçaklarının kullanımına açmasıyla eş zamanlı olarak gündeme gelen “uçuşa yasak güvenli bölge”nin, ABD'nin bölgedeki politikalarını uzun vadede negatif olarak etkileyebileyeceği belirtiliyor.

Suriye'nin kuzeyinde oluşturulması planlanan "IŞİD'siz bölge"nin kapsamı konusunda Ankara ve Washington arasında bir belirsizlik olduğuna dikkat çeken Independent gazetesinden Emma Ashford, ABD'nin uçuşa kapalı resmi bir bölgenin yaratılmasına karşı çıkmasını bilgece olarak tanımlayarak şuna dikkat çekiyor:

"Resmi bir uçuşa kapalı bölge olmasa da, ABD tarafından yaratılmış bir IŞİD’siz bölge, bizi Esad’la doğrudan bir yüzleşmeyle karşı karşıya bırakacak."

ABD'nin bölgedeki müttefikleri olan Türkiye ve Suudi Arabistan'ın IŞİD'le mücadele etmenin yanı sıra, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirmekle de ilgilendiklerini hatırlatan Emma Ashford, ABD'li yöneticilerin de Suriye'deki savaşa daha fazla dahil olmak konusunda net bir planları olmadığını belirtiyor. "IŞİD'siz bölge" yaratmanın ABD'nin Suriye'deki savaşa hiçbir strateji, sınır ve net bir hedef olmadan daha fazla dahil olmak anlamına geleceğini söyleyen Ashford'ın Suriye'deki sorunun çözümüne dair önerisi de şu şekilde:

"Suriye’nin probleminin uzun dönemli tek uygulanabilir çözümü diplomasi. Fakat bu, hava saldırılarının ve yönetimin oldukça inanmış gözüktüğü, sınırlı ve niyete mahsus isyancı eğitim programları karşılığında bir kenara atılmış gibi gözüküyor." 

Emma Ashford'ın "An 'Isis-free zone' is nothing but a road to US mission creep" (‘IŞİD’siz bölge’, ABD’nin askeri operasyonlarının çöküşüne giden bir yoldan başka bir şey değil) başlıklı yazısının Gonca Tokyol tarafından Türkçeye çevrilen tam metni şöyle:

"ABD’nin IŞİD’le savaşı, otomatik pilotta devam ediyor ve hareketlerimizin ABD’nin çıkarlarına uzun vadede zarar mı yoksa yardım mı edeceği konusunda çok da fazla düşünülmüyor. ABD ve Türkiye arasında bu hafta karara varılan ve Suriye’nin kuzeyinde, kapsamı tam olarak açıklanmayan “IŞİD’den azade bir alan” ortaya çıkaran anlaşma, bu problemin son örneklerinden biri. Sadece ABD ve müttefiklerinin bölgedeki hedefleriyle uyuşmak konusunda başarısız olacağından değil, aynı zamanda ABD’nin Suriye’nin sıkıntılarına daha fazla dahil olmasına sebep olarak operasyonun genişlemesi riskini barındırıyor.

 

'Uçuşa yasak bölge oluşturulması, ABD’yi, Esad rejimiyle doğrudan bir çatışma içine çeker'

 

"ABD yetkililerine göre, Suriye’deki 100 kilometre uzunluğundaki IŞİD’siz bölgenin koalisyon uçaklarının hava saldırılarına alan açması ve kontrolü IŞİD’le savaşan ılımlı Suriyelilere bırakması bekleniyor. Bölgenin tam olarak nasıl bir şekil alacağı hala belirsiz ve Ankara’yla Washington arasındaki çapraşıklık da daha yüksek seviyelere çıkıyor.

"ABD’li yetkililer, anlaşmanın uçuşa yasak bölge kurulmasını içermediği konusunu netleştirdi. ABD, IŞİD’in hava gücüne sahip olmaması sebebiyle, Türkiye ve Suudi Arabistan’dan gelen, 2011’de Libya’da kurulan benzer bir uçuşa yasak bölge taleplerini reddediyor. Uçuşa yasak bölge oluşturulması, Esad’ın hava saldırılarını önleyebilir ve hükümet karşıtı Suriyeli isyancılar bu durumdan faydalanabilir ancak bunun bedeli oldukça yüksek olur ve ABD’yi, Esad rejimiyle doğrudan bir çatışma içine çeker. Bu noktada, tanıdık bir bilmeceyle karşı karşıya geliyoruz: ABD sadece IŞİD’e karşı savaşın bir parçası olduğunu söylüyor ancak Ortadoğu’daki müttefikleri Esad rejimini de devirmek istiyor.

"ABD’nin, uçuşa yasak bölgeyi reddetmesi bilgece bir politika. Beşar Esad rejiminin canavarca olduğu konusunda bir şüphe yok ama şiddetin yayılması öncelikle IŞİD’in, El Nusra’nın ve Suriye’de faaliyet gösteren diğer radikal yararlanacağı bir güç vakumu yaratabilir. ABD’nin bilgeliği da tam olarak burada solmaya başlıyor: Resmi bir uçuşa kapalı bölge olmasa da, ABD tarafından yaratılmış bir IŞİD’siz bölge, bizi Esad’la doğrudan bir yüzleşmeyle karşı karşıya bırakacak.

"Dahası, IŞİD’siz bölgenin çevresindeki belirsizlik, gerginliği açık bir şekilde yükseltecek. Durum belirsiz, örneğin rejimle doğrudan bir savaş içinde olan gruplar IŞİD’siz bölgeye alınacak ve orada eğitim mi yapacak yoksa sadece ABD tarafıdan eğitilen ve donatılan IŞİD karşıtı gruplar mı olacak? Esad güçleri, şimdiye kadar Suriye’nin diğer bölgelerindeki ABD hava saldırılarına yanıt vermemişti -hava savunma sistemlerini kullanmamayı seçerek ve ABD’nin hedef aldığı bölgelerden kaçınarak- ancak, güvenli bölgedeki karşıt grupların sığınaklarına saldırmaktan çekineceklerinin garantisi yok.

 

'Erdoğan hükümeti, IŞİD'den çok PKK karşıtı bir kampanyayla ilgileniyor'

 

"Bu tehlikeli anlaşmazlığın bir bölümü, ABD ve müttefikleri arasındaki uzlaştırılamaz farklılıklardan kaynaklanıyor. Türkiye, güvenli bölgenin sadece sığınmacılar için değil, Esad rejimine karşı olan muhalif gruplar için de güvenli bir sığınak görevi görmesi niyetinde. Ankara, bu hafta Suriye içindeki IŞİD mevzilerine bombalayacağını duyurmasına rağmen bombalama kampanyası şimdiye kadar doğrudan doğruya PKK’yı hedef almaya odaklandı. Erdoğan hükümeti, IŞİD konusunda, seçmene hitap eden PKK karşıtı bir kampanyanın seçimlerdeki şansını artırması konusunda olduğundan daha az endişeli. Ne gariptir ki, Suriye’deki Kürt güçleri IŞİD karşıtı mücadeleyi karadan etkin bir biçimde sürdürebilen, en etkili ABD müttefiki.

"Bu anlaşma, ABD liderlerinin Suriye’de IŞİD nasıl mücadele edileceği ve sözde müttefiklerinin işbirliğini kazanmayı nasıl sağlayacağı hakkında hiçbir fikirleri olmadığının da bir diğer işareti. ABD güçlerini Suriye’ye göndermenin tehlikeli olabileceği fark eden yönetim, bunun yerine bombalı hava akınlarını tercih etti. Ancak, hava saldırıları birçok IŞİD üyesini öldürmüş olsa da, karadan destek olmadan örgüte karşı önemli bir ilerleme sağlamadı. ABD destekli yeni askeri eğitim programı, şimdiye kadar sadece 60 savaşçı mezun etti; daha önceki CIA eğit-donat programına katılan birçok grup da başarısız oldu.

 

'Yıkım dışında net hedefi olmayan askeri operasyonlar, görevin çökmesine meyillidir'

 

"IŞİD’siz bir bölge yaratmak, adeta ABD’nin Suriye’deki dahiliyetini hiçbir strateji, sınır ve net bir hedef olmadan artırmak anlamına geliyor. Suriye’nin probleminin uzun dönemli tek uygulanabilir çözümü diplomasi. Fakat bu, hava saldırılarının ve yönetimin oldukça inanmış gözüktüğü, sınırlı ve niyete mahsus isyancı eğitim programları karşılığında bir kenara atılmış gibi gözüküyor.  

"Şimdikine benzer, yıkım dışında net hedefi olmayan açık uçlu askeri operasyonlar, görevin çökmesine meyillidir. Suriye’nin kuzeyinde bir güvenli bölge kurmak, prensipte kulağa iyi gelebilir ancak sadece ABD’nin küçük bir umutla ve beklenmedik sonuçlarla karşılaşma riskiyle Suriye’ye daha fazla müdahil olmasıyla sonuçlanacak. ABD, bütün ülkeler arasında, bu tarz operasyonların ne kadar tehlikeli olabileceğini bilmeli."

*Makalenin tamamını buradan okuyabilirsiniz.