Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK), Suriye'ye yapılan uluslararası insani yardımlara izin verilmesini sağlayan programın uzatılmasını Rusya ve Çin veto etti.
Rusya'nın Çarşamba günü sunduğu farklı karar teklifi de kabul edilmedi. İnsani yardım programına imkan sağlayan karar maddesi, 10 Temmuz Cuma günü sona eriyor.
Suriye'nin kuzeyindeki yerinden edilmiş 3 milyondan fazla kişiye ulaştırılan yardımlar, BMGK kararıyla 2014'ten bu yana Suriye devletinin izni gerekmeden yapılabiliyor.
Ancak her yıl BMGK yeniden toplanarak tasarıyı güncelliyor ve yeniden kabul ediyordu. Yani yardım programı BMGK'da süresiz olarak kabul edilmiyor.
10 Ocak 2020'de süresi dolacak olan program için Aralık 2019'da BMGK bir kez daha toplandığında, Rusya ve Çin bir yıllık uzatmayı veto etmiş ve insani yardımların 6 aylığına uzatılmasına karar verilmişti.
10 Temmuz'da bu 6 aylık süre dolmadan önce bir kez daha tasarıyı hazırlayıp salı günü BMGK'ya sunan geçici üyeler Almanya ve Belçika, programın yeniden 1 yıla uzatılmasını talep etti. Ancak bu tasarı Rusya ve Çin tarafından veto edildi. Diğer 13 üye tasarıyı onayladı.
Tasarıların kabul edilmesi için BMGK'nın 5 daimi üyesinden (ABD, Rusya, Fransa, İngiltere, Çin) hiçbirinin veto etmemesi ve toplam 15 üyeden 9'unun onayı gerekiyor.
Almanya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, tasarının tüm üye ülkelere danışılarak hazırlandığını ve vetonun kabul edilemez olduğunu söyledi.
Oylamadan bir gün sonra, çarşamba günü Rusya kendi teklifini BMGK'ya sundu. Bu teklif, insani yardım programının yeniden 6 aylığına uzatılmasını ve geçişlerin sağlandığı sınır kapısı sayısının 1'e indirilmesini öngörüyor.
Bu tasarı da kabul edilmedi.
BMGK'nın geçi dönem başkanı Almanya'nın BM Temsilcisi Christoph Heusgen, sadece 4 ülkenin 'evet' oyu verdiğini açıkladı: Rusya, Çin ve geçici üyeler olan Güney Afrika Cumhuriyeti ile Vietnam. Diğer 3 daimi üye de tasarıyı veto etti.
2019 sonunda yine Almanya ve Belçika'nın hazırladığı tasarıda, 2014'ten bu yana Ürdün ve Irak üzerinden de gelen, yani toplam 4 sınır kapısı kullanılarak ulaştırılan yardımların 3 sınır kapısından (Türkiye'deki iki kapı ve Irak'taki sınırdan) geçirilmesi öngörülüyordu.
Ürdün'den zaten 2018'den bu yana pratikte yardım ulaştırılmıyordu.
Rusya ve Çin'in geçen yılın sonundaki vetosuyla, Irak sınırı da devre dışı bırakıldı ve 2 sınır kapısından geçirilmesine karar verildi. Yılın başından bu yana yardımlar sadece Türkiye'nin Hatay kentindeki Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan İdlib'e ve Kilis'teki Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan Azez'e gönderiliyor, buradan ihtiyaç sahibi Suriyelilere ulaştırılıyordu.
Rusya, 10 Temmuz itibarıyla sadece Cilvegözü Sınır Kapısı'nın kullanılmasını talep ediyor.
Şam yönetiminin ve Devlet Başkanı Beşar Esad'ın en büyük destekçilerinden olan Rusya, bu kararın Suriye devletinin egemenlik haklarına aykırı olduğunu savunuyor.
Cilvegözü ve Öncüpınar Sınır Kapılarının Suriye tarafında kontrol, Türkiye'nin destek verdiği muhalif gruplarda.
Uluslararası yardım kuruluşları ise, özellikle koronavirüs salgını döneminde Suriye'nin kuzeyinde çadırlarda yaşayan 3 milyona yakın kişinin acil yardıma ihtiyacı olduğu ve İdlib'deki 2 milyondan fazla kişinin BM'nin gıda yardımına muhtaç olduğu konusunda uyarılarda bulunuyor.
ABD'nin BM Temsilcisi Kelly Craft, salı günü yapılan oylamada tasarıyı destekleyen üye ülkeler için "Kötülüğün karşısındaki iyiler" ifadesini kullandı:
"Burada milyonlarca Suriyeli için ölmek ve yaşamak arasındaki farktan bahsediyoruz. Konsey üyeleri iki sınır kapısının da açık kalması için bastırmalı. Rusya ve Çin, sınır ötesi tüm insani yardımları durdurarak Esad yönetimini ayakta tutmaya çalışıyor."
Rus ve Çin Büyükelçileri ise, Suriye'nin içindeki diğer bölgelerden de İdlib ve Azez'in bağlı olduğu Halep vilayetlerine ulaşılabildiğini; bu sebeple iki sınır kapısına artık gerek kalmadığını söylüyor.
2011'de iç savaşın başlamasından bu yana 14 kez Suriye ile ilgili BMGK tasarılarında veto hakkını kullanan Rusya, uzun vadede kademeli olarak bu programın kaldırılmasını ve Şam yönetimini de kapsayan farklı bir uygulamanın başlamasını talep ediyor. İnsani yardımların Esad yönetiminin kontrolünden ve denetiminden geçmeden ulaştırılmasına karşı çıkıyor.
Çin de yardımların Suriye devleti eliyle dağıtılmasını talep ediyor. Çin'in BM Temsilcisi Zhang Jun, Suriye'ye yönelik ABD ve Avrupa Birliği yaptırımlarını eleştirerek, 'insani krize aslında bu yaptırımların sebep olduğunu' söyledi ve kaldırılması çağrısı yaptı.
Bu iki ülkenin veto yetkisi, 10 Temmuz'a kadar kararın yenilenmesini hayati önemde gören birçok ülkeye karşı ellerini büyük oranda güçlendiriyor.
20 Aralık 2019'da yapılan oylamada da sadece Rusya ve Çin, 3 sınır kapısının kullanımı ve programın bir yıllığına devam etmesini veto etmişti. Ardından Rusya'nın sunduğu 2 sınır kapısına indirilen ve 6 aylık yardım programı tasarısı, ilk aşamada 5 'evet' oyuyla reddedilmişti.
Tasarının kabul görmemesinin ardından Rusya'nın BM Temsilcisi Vassily Nebenzia, "Suriye'deki insani durum çok büyük ölçüde düzeldi. Bunun görülmesi lazım. Tasarının kabul edilmemesiyle ilgili suçu bize atmaya kalkmayın" demişti.
Ve 10 Ocak gecesi, yani bir önceki kararın süresi dolmadan sadece birkaç saat önce, haftalar süren yoğun görüşmeler sonrası nihayet tasarı Rusya'nın istediği şekilde geçmişti.
Son oylamada 11 üye ülke 'evet' oyu verirken, daimi üyelerden dördü, Çin, Rusya, ABD ve İngiltere, oylamaya katılmadı. ABD ve İngiltere böylece veto etmeyerek yardımların sürmesini sağladı ancak 'evet' oyu vererek hem sürenin, hem geçişlerin kısıtlanmasına destek vermediğini göstermiş oldu.
Kabul edilen tasarı Rusya ve Çin'in taleplerine uysa da, ilk aşamada Almanya, Belçika ve Kuveyt'in sunmuş olduğu tasarının düzenlemesi olduğu için bu iki daimi ülke de 'evet' oyu vermek yerine oy kullanmamayı tercih etmişti.
Uluslararası Af Örgütü'nün BM ofisinin başındaki Sherine Tadros, iki sınır kapısının kullanılmaya devam etmesinin önemini anlatmanın 'imkansız' olduğunu belirtti:
"Milyonlarca Suriyeli için bu sınır kapıları, aç kalmak veya yiyecek bir şeyler bulmak arasındaki ayrım kadar önemli. Hastanelerin de hayat kurtarmak için yeterli malzemeye ulaşmaları demek. Bu sebeple Rusya ve Çin'in veto yetkisini kötüye kullanmaları hem çok tehlikeli hem de rezil bir durum."
Uluslararası Kurtarma Komitesi (IRC) de Rusya ve Çin'in salı günkü vetosunu kınadı. IRC Başkanı David Miliband, yazılı açıklamasında "Gıdaya, sağlık malzemelerine, aşılara ve solunum cihazlarına erişimin engellenmesi hiçbir zaman kabul edilemez ancak Covid-19 salgını döneminde, daha da güçlü şekilde kınanması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
BM Genel Sekreterliği ve Batılı diplomatlar ise, Suriye'deki ekonomik sorunların son dönemde daha da büyüdüğünü, insanların temel ihtiyaçlara ulaşmakta 9 yıllık savaşın sonunda daha büyük zorluk çektiğini söylüyor. Şam'ın kontrolünden geçecek olan insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasında birçok engelle karşılaşacağını savunuyorlar.
İnsan Hakları için Doktorlar (PHR) da bir açıklama yaparak "Sınır ötesi yardım mekanizması, milyonlarca Suriyeliye yardım götürmek için en etkili yöntem. Bu yardımlar olmazsa siviller, insanlığa karşı suç ve savaş suçları işleyerek ülkedeki insani krizi daha da derinleştiren Suriye hükümetinin insafına kalmış olacak. BMGK'nın kuzeybatı Suriye'ye yardım programının iki sınır kapısından devam etmesini sağlaması; hayatlarını sürdürmek için bu yardımlardan başka bir kaynağı olmayan 4 milyon Suriyelinin hayatlarını sürdürmesi için kritik önemde." dedi.