Suriye'de kim kime karşı, kim kimin yanında?

Suriye'de kim kime karşı, kim kimin yanında?

Hafta sonu Suriye'de önce İran'a ait insansız hava aracının, ardından da İsrail ordusuna ait F-16'nın düşürülmesi, Suriye'deki çok taraflı çatışmanın daha da alevlenmesi riskini beraberinde getirdi. 2011 yılında rejime karşı protestolarla başlayan Suriye iç savaşı, artık uluslararası güçlerin cepheler üzerine nüfuz etmeye çalıştığı bir vekalet savaşına dönüşmüş durumda. Sadece İsrail ile İran'ın değil, Afrin operasyonu sonrası NATO üyeleri Türkiye ile ABD'nin karşı karşıya gelme tehlikesi de belirdi. Peki, cephelerin git gide keskinleştiği Suriye'de kim kime karşı, kim kimin yanında?

İsrail İran'a karşı

İsrail uzun zamandır Suriye'de İran devrim muhafızlarının yanı sıra Tahran yanlısı milislerin de varlık göstermesi nedeniyle teyakkuzda. İsrail'i özellikle Lübnan Hizbullahı milislerinin Suriye'nin güneydoğusundaki Golan Tepelerini kontrol altına alması ve İran'ın yardımıyla bölgede uzun menzilli füzeleri konuşlandırması ihtimali korkutuyor. Hizbullah'ın Suriye'de kendi füze üretim sistemlerini kurması ise İsrail'in korkulu rüyası.

2011 yılında Suriye ihtilafının başlamasından bu yana İsrail Hava Kuvvetleri Hizbullah'ın silah konvoylarını, fabrikalarını ve İran hedeflerini yüzlerce kez hedef aldı. İsrail her ne pahasına olursa olsun, ezeli düşmanı İran'ın Suriye'de hava ve deniz üssü kurmasını engellemeye çalışıyor. Rusya bugüne kadar İran ve Hizbullah'la birlikte rejim güçlerinin yanında yer almasına karşın, İsrail'in bu hedeflere yönelik saldırılarına ise göz yumdu.

Rusya muhaliflere karşı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Eylül 2015'te Suriye lideri Beşar Esad'ın yanında iç savaşa müdahil olması, muhalifleri nüfuz kaybına uğrattı. İran gibi Rusya da bölgedeki menfaatlerinden dolayı Esad'ın görevde kalmasını istiyor. Ancak Moskova'nın menfaatleri Tahran'ınkilerle her zaman örtüşmüyor.

Rusya Suriye'deki çatışmaya dahil olmakla bölgede düzeni belirleyen güçler arasına katıldı ve savaş sonrasında Suriye'nin yeniden inşasında rol sahibi olmayı da garantiledi. Rusya, İran ve Türkiye ile birlikte İdlib, Doğu Guta ve Suriye'nin güneydoğusunda muhaliflerin hakim olduğu bölgelerde ateşkes sağlanması için girişimlerde bulunuyor. Rusya Hava Kuvvetleri aynı zamanda şu günlerde rejim birliklerinin İdlib'de muhaliflere karşı yürüttüğü operasyona da destek veriyor.

Türkiye Kürtlere karşı

Suriye'nin Rusya'nın desteğiyle muhaliflere karşı yürüttüğü operasyon İdlib'deki ateşkesi gözetlemekle yükümlü Türkiye'nin tepkisini çekiyor. Türkiye, yeni bir mülteci dalgasından endişe ediyor. Öte yandan Türkiye bugüne kadar Suriye'de rejime karşı muhalifleri destekledi ve Rusya'nın müttefiki Esad'ın görevini bırakmasından yana tutum belirledi. Ancak Suriye'deki rejim değişikliği uzun zaman önce Türkiye'nin önceliği olmaktan çıktı; Türkiye için halihazırda önemli olan Suriye'nin kuzeyinde güç kazanan Kürtlerin nüfuzunu azaltabilmek.

Ocak ayından bu yana Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye'nin kuzeyindeki Afrin'de PKK ile yakın ilişkileri olan YPG güçlerine karşı operasyon düzenliyor. Rusya Türkiye'nin YPG'ye yönelik operasyonuna ses çıkarmazken, Reuters'in haberine göre Suriye rejimi ise Kürtlerin YPG'ye destek için kendi kontrolündeki bölgeleri kullanmasına izin veriyor. Esad rejimi ise ne Kürtlerin özerkliğini istiyor ne de bölgede Türk askeri varlığını.

ABD cihatçılara karşı

ABD Afrin'e operasyon düzenleyen NATO üyesi Türkiye'yi bir ikilemle karşı karşıya bırakıyor; zira ABD IŞİD'e karşı mücadelede YPG'yi önemli bir aktör olarak görüyor. Suriye ve Irak'ta IŞİD'e karşı büyük ölçüde zafer sağlanmış olsa da ABD, örgütün yeniden güçlenmesi ihtimaline karşı YPG ile işbirliğini tehlikeye atmak istemiyor.

Türkiye'nin Afrin'e yönelik operasyonunu ABD askerlerinin konuşlandırıldığı Menbiç'e doğru genişletmesi halinde, NATO üyesi iki ülkenin karşı karşıya gelme tehlikesi bulunuyor. Aynı zamanda Suriye rejim birliklerinin Suriye'nin doğusunda Kürtleri hedef alması ABD ile Suriye rejimi arasında da bir çatışma riskini de doğurdu. ABD ile İran arasında da bir çatışma meydana gelmesi ihtimaller dışında görülmüyor. ABD Başkanı Donald Trump bölgede kendileri için en büyük tehlike olarak cihatçı grupların yanı sıra İran'ın olduğunu açıklamıştı.