Suriye'deki iki Türk gazeteciden bir haftadır haber alınamıyor

Suriye'deki iki Türk gazeteciden bir haftadır haber alınamıyor

T24- Suriye'de "hürriyet" sloganıyla 15 Mart'ta başlayan halk ayaklanması birinci yılını doldurdu. Suriye'nin çeşitli kentlerinde silahlanan muhalif güçlerle hükümet birlikleri arasında çıkan çatışmalarda ve Suriye ordusunun sivil yerleşim yerlerini "hedef gözetmeksizin" bombalaması sonucu yaklaşık 8 bin 500 kişinin hayatını kaybettiği, on binlerce kişinin de yaralandığı ya da tutuklandığı olaylar, "halk rejimin yıkılmasını istiyor" sloganıyla tırmanışa geçti. Suruye'ye giden iki Türk gazeteciden 1 haftadır haber alınamaması üzerine de Dışişleri Bakanlığı harekete geçti.

Gerçek Hayat dergisinin Ortadoğu temsilcisi Adem Özköse ile kameraman Hamit Coşkun, yaklaşık bir hafta önce Suriye'deki olayları takip etmek ve belgesel çekmek için Hatay sınırından İdlib kentine gitti. İdlib'e ulaştıklarını bildiren Türk basın mensuplarından, 4 gündür haber alınamadığı belirtildi.

Gazetecilerin yakınları Dışişleri Bakanlığı önünde

Gerçek Hayat dergisi Ortadoğu temsilcisi ve Milat gazetesi yazarı Adem Özköse ile kameraman Hamit Coşkun'un yakınları, konuyla ilgili bilgi almak amacıyla Dışişleri Bakanlığı önüne geldi. Bakanlık yetkilileriyle görüşmek isteyen gruptakiler adına gazetecilere açıklamada bulunan Muhammet Halil Kaya, Suriye'de yaşanan vahşeti kamuoyuna yansıtmak amacıyla bir hafta önce Suriye'ye giden iki basın mensubundan 4 gündür haber alamadıklarını söyledi.

Basın mensuplarının yaşamından endişe ettiklerini belirten Kaya, Dışişleri Bakanlığı yetkililerden bu konuda duyarlılık beklediklerini vurguladı.  

Bu sırada Milat gazetesinin Ankara temsilcisi Aslan Değirmenci, Dışişleri Bakanlığı yetkilisiyle telefonda görüştü. Değirmenci, görüşmenin ardından gazetecilere, bakanlık yetkililerinin konuyu takip ettiklerini ve bir açıklama yapacaklarını kendisine ilettiğini bildirdi.

Gruptakiler daha sonra Suriye'nin Ankara Büyükelçiliğine gitti. Bina önünde açıklama yapan Eyüp Gökhan Özekin, ''Dünyanın hiçbir yerinde gazeteci, yardım gönüllüleri ve sivillere zarar verilemez. Arkadaşlarımızın yaşamından endişe ediyoruz. Suriyeli yetkililerden açıklama bekliyoruz'' diye konuştu. Özekin, basın mensuplarının durumuyla ilgili bilgi alana kadar elçilik önünde toplanmayı sürdüreceklerini belirtti.

Bu arada Suriye'nin İdlib kentinden kaçan, aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 239 Suriyeli, Reyhanlı'ya bağlı Kavalcık köyünden Türkiye'ye giriş yaptı. AA muhabirinin yerel kaynaklardan edindiği bilgiye göre, İdlib kentinin Suriye askerleri tarafından bombalanmasının ardından kentte ve çevre yerleşim birimlerinde yaşayan çok sayıda Suriye vatandaşı, Türkiye'ye geçiş yapmak üzere sınıra geldi. Sabah saatlerinde Reyhanlı ilçesine bağlı Kavalcık köyü sınırına ulaşan, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 239 Suriyeli, güvenlik güçlerince yapılan işlemlerin ardından Hac Konaklama Tesisleri'ndeki çadır kente yerleştirildi.

Hac Konaklama Tesislerine ilk etapta kurulan 350 çadır sayısı, son gelenlerin barınmalarını sağlamak amacıyla kurulanlarla 545'e çıktı.

 

SURİYE'DE 1 YILIN KRONOLOJİSİ

 

Bir grup öğrencinin okul duvarına yazdığı bu sloganla Suriye'ye yayılan halk ayaklanmasında başlangıcından bugüne kadar yaşananlar şöyle: 15 Mart: Başkent Şam'daki Hamidiye Çarşısı'nda yaklaşık 50 kişilik bir grup, siyasi tutuklu olan yakınlarının serbest bırakılması için gösteri yaparak "hürriyet" sloganı attı. Gösteriye güvenlik güçleri müdahale etti. Bu gösterinin ardından asıl yönetim karşıtı eylemler ülkenin güneyindeki Dera kentinde başladı. Dera'daki olaylar, küçük yaştaki bir grup öğrencinin okul duvarına "halk rejimin yıkılmasını istiyor" şeklinde yazı yazması sonucu gözaltına alınmaları ve işkence görmeleri iddiasıyla patlak verdi. Gösterilerin artmasıyla beraber Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Dera Valisini görevden aldı.

24 Mart: Devlet Başkanı Esad'ın Siyasi ve Basın Danışmanı Buseyna Şaban, düzenlediği basın toplantısında, yönetimin ciddi reform adımları atacağını, gösterilerdeki ölüm olaylarının araştırılacağını söyledi. Bu arada uluslararası alanda Suriye'ye ilk tepki geldi. ABD, Şam yönetimine göstericilere karşı şiddet kullanmayı durdurması çağrısında bulundu. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, Suriye hükümetinin göstericileri sindirme ve baskı altında tutma girişimlerini şiddetle kınadıklarını belirtti.  

25 Mart: Muhalifler Cuma namazı sonrası "Şeref Günü" adı altında gösteri düzenledi. Bu protesto gösterisinin ardından muhalifler, her hafta Cuma namazı sonrası değişik isimlerle gösteri yapmaya başladı. Bu tarihte Suriye resmi haber ajansı SANA, "silahlı bir grubun Humus kentindeki Subay Kulübü'nü bastığını ve bir kişinin öldüğü"nü bildirdi. Bu olayın ardından "silahlı grup" terimi Suriye basınında sürekli yer almaya başladı.  

26 Mart: Dera'da göstericiler, eski Cumhurbaşkanı ve Beşar Esad'ın babası Hafız Esad'ın heykelini devirdi.  

29 Mart: Beşar Esad yanlısı yüz binlerce kişi Şam'da toplanarak, Esad'a destek gösterisi düzenledi. Gösteride, "Allah, Suriye, Beşar, hepsi bu kadar" sloganı atıldı. Aynı gün Naci Utri başbakanlığındaki hükümet istifa etti.  

30 Mart: Halka hitap eden Esad, yaşanan olaylarla ilgili, "Halkın haklı taleplerinin olduğunu ama bunun yanında bir komployla karşı karşıya oldukları"nı ifade etti.  

7 Nisan: Esad, ülkede vatandaşlık hakkı bulunmayan 300 bin dolayındaki Kürt'e vatandaşlık verilmesini onayladı. Protesto gösterileri ülkenin her yanına yayılmaya başladı. Bu tarihlerde silahlı gruplara karşı operasyon yürüttüğünü söyleyen Suriye yönetimi, orduyu devreye soktu. Tanklar, Dera'dan sonra Banyas kentine de girdi. ABD ise, gösterileri bastırması için el altından İran'ın Suriye'ye yardım ettiğini iddia etti.  

19 Nisan: Ülkede 48 yıldır uygulanan "Olağanüstü Hal" Esad'ın isteğiyle hazırlanan bir kararnameyle kaldırıldı. Ancak bu karar da gösterilerin durmasına yetmedi. Cuma gösterilerinde muhalifler en az 70 kişinin öldürüldüğünü duyurdu.  

25 Nisan: Suriye ordusu, Dera kentinde geniş kapsamlı bir operasyon başlattı. El Cezire televizyonu Suriye'deki çalışmalarını durdurduğunu açıkladı. Bu arada olaylardan kaçan 300 Suriyeli, sınırı geçerek Türkiye'ye girdi. Uluslararası tepkiler artarken, ABD Beşar Esad'ın bazı yakınlarının mal varlığını dondurdu. Bu kişiler arasında Beşar Esad'ın kardeşi Mahir Esad da bulunuyordu.  

7 Mayıs: Tanklar Dera'dan çekildi.  

10 Mayıs: Avrupa Birliği ülkeleri, "barışçıl gösteri yapanlara yönelik şiddet uygulandığı" gerekçesiyle bazı üst düzey yöneticilere yaptırım kararı aldı. Yaptırım listesinde Devlet Başkanı Esad'ın kardeşi ve Cumhuriyet Muhafız birliğinin başındaki Mahir Esad ve iki kuzeni de yer aldı.  

11 Mayıs: Suriye Merkezli İnsan Hakları Örgütü, ülkedeki olaylarda 750 kişinin öldüğünün belgelendiğini açıkladı. Bu tarihlerde Lübnan sınırında bulunan Telkelah kentinde operasyonlar başladı. Şiddetli çatışmalarda birçok kişinin öldüğü belirtildi.  

18 Mayıs: Suriye'de yayımlanan El Vatan gazetesi, Esad'ın, güvenlik güçlerinin gösterilerde hata yaptığını ve binlerce polisin tekrar eğitileceğini söylediğini yazdı. ABD Başkanı Obama, Esad'a çağrıda bulunarak, "Ya çekil ya da reformlara liderlik et" dedi.  

23 Mayıs: AB ülkeleri tarafından yaptırım uygulanacak Suriyeli yetkililere Beşar Esad da dahil edildi.  

27 Mayıs: Muhalifler, ordunun kendi saflarına katılması yönünde çağrı yaparak, "Vatanın Koruyucuları Cuması"nı düzenledi. Ancak ordu, beklenenin aksine Beşar Esad'ın arkasında durmaya devam etti. Bu arada Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Esad liderliğinde reform görmek istediklerini söyledi.  

30 Mayıs: Esad genel af ilan etti.  

1 Haziran: Antalya'da Suriyeli muhaliflerin katıldığı ve üç gün süren bir konferans yapıldı.  

6 Haziran: Suriye yönetimi ülkenin kuzeyinde buluna Cısr Eş Şuğur kasabasında 120 polisin öldürüldüğünü duyurdu. Enformasyon Bakanı Adnan Mahmud, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "şiddetli bir operasyon" yapılacağının sinyallerini verdi. Bu tarihten sonra Suriye vatandaşlarının Türkiye'ye akını başladı.  

9 Haziran: Türkiye'ye gelen Suriyeli sayısının 10 bini aştığı, daha sonra da 15 bini geçtiği duyuruldu.  

15 Haziran: BM, Suriye'de bin 100 kişinin öldüğünü ve 10 bin kişinin gözaltına alındığını açıkladı. Aynı gün Esad'ın özel temsilcisi Ankara'da temaslarda bulundu.  

20 Haziran: Esad, halka seslendi ve "ulusal diyalogun" başlayacağını söyledi. Türkiye'ye sığınanlara geri dönün çağrısı yapan Esad'ın konuşmasından sonra Türkiye'den Suriye'ye dönüşler başladı. Bazı aileler dönerken, bazıları kamplarda kalmayı tercih etti.  

27 Haziran: Muhalifler Şam'da toplandı.  

7 Temmuz: ABD'nin Şam'daki Büyükelçisi Hama'ya gitti. Suriye bu durumu, "ABD'nin olaylarda parmağı olduğuna dair kanıt" olarak niteledi ve sert tepki gösterdi. Temmuz ayında isyanın merkezi Hama'ya taşındı.  

10 Temmuz: Ulusal Diyalog istişare toplantıları Şam'da başladı.  

11 Temmuz: Şam'daki ABD Büyükelçiliği, Esad yanlıları tarafından saldırıya uğradı. Elçilikteki ABD bayrağı indirildi.  

25 Temmuz: Suriye'de yeni partiler kurulmasına izin çıktı.  

31 Temmuz: Ramazan ayı arifesinde Suriye ordusu Hama kentinde operasyon başlattı. Bu operasyon bütün dünyada geniş tepki çekti.  

2 Ağustos: Operasyonlarda sadece 3 gün içerisinde 150'ye yakın sivilin öldüğü bildirildi.  

8 Ağustos: BM Güvenlik Konseyi Suriye'yi kınadı.  

9 Ağustos: Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Şam'a gitti. Bu tarihten sonra tanklar Hama'dan çekildi. Davutoğlu'nun ziyareti öncesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'ye sert mesaj verileceğini söyledi. Daha sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de Esad'a bir mektup yazarak reform çağrısında bulundu.  

14 Ağustos: Suriye güvenlik güçlerinin Lazkiye kentindeki Filistin mülteci kampına düzenlediği operasyonda, savaş gemilerinin bölgeyi topa tuttuğu iddia edildi. Bu tarihten sonra Türkiye-Suriye ilişkileri daha da gerilmeye başladı.  

18 Ağustos: Obama, Esad'ı ilk kez istifaya çağırdı. Rusya ise Esad'a desteğini sürdürmeye devam etti.  

21 Ağustos: Esad, Suriye televizyonuna verdiği demeçte "rejimin yıkılma tehlikesi yaşamadığı"nı söyledi.  

2 Eylül: AB ülkeleri Suriye petrolüne ambargo uygulanması konusunda uzlaşmaya vardıklarını duyurdu.  

9 Eylül: Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi, Esad ile reformlar konusunda uzlaştıklarını söyledi.  

14 Eylül: Suriye ordusu tekrar ülkenin kuzeybatısındaki bölgelere operasyon başlattı.  

15 Eylül: Olaylarda ölenlerin sayısının 2 bin 600'ü bulduğu açıklandı. Esad'ın danışmanı Buseyna Şaban bin 400 kişinin öldüğünü bunların yarısının güvenlik görevlisi ve asker olduğunu söyledi. Muhalifler, İstanbul'da "Suriye Ulusal Konseyi"ni kurduklarını açıkladı. Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'ye şimdiye kadar toplam 18 bin 199 Suriye vatandaşının giriş yaptığını, bunlardan 10 bin 646'sının ise geri döndüğünü belirterek, halihazırda Türkiye'deki kamplarda bulunan Suriyeli sayısının 7 bin 553 olduğunu açıkladı.  

3 Ekim: Suriye Cumhuriyet Müftüsü Ahmed Bedreddin Hassun'un torunu öldürüldü. Müftü Hassun olayların başlamasından bu yana Esad'a desteğiyle dikkati çekiyordu. Muhalifler "bundan sonra silaha sarıldıklarını çünkü başka çarelerinin kalmadığı"nı söylemeye başladı.  

5 Ekim: BM Güvenlik Konseyinde Suriye'yi kınama tasarısı Rusya ve Çin engeline takıldı. Gösteriler ve ölümler sürerken özellikle Rusya'nın bu tavrı, muhalifler tarafından tepki gördü. Suriyeli muhalifler gösterilerde Rus bayrağını ateşe verdi.  

7 Ekim: Özgür Suriye Ordusu komutanı Riyad Al Assad Hatay'dan uluslararası kamuoyuna yardım çağrısında bulundu.  

14 Ekim: BM Suriye'de ölü sayısının 3 bini geçtiğini açıkladı. Daha sonra yönetim karşıtı hareketin üssü konumuna gelen Humus'ta çok sayıda insan öldü.  

28 Ekim: İngiliz gazetesine konuşan Esad, Suriye'ye herhangi bir müdahalenin yol açacağı yıkımlara dikkati çekerek, "Suriye fay hattıdır" dedi. Bu arada Suriye konusu Arap Birliği'ne taşındı. Arap Birliği krizin bitmesi için bir plan hazırladı. Muhalefet ise Arap Birliği'nin Esad'a sürekli şans vermekle suçladı.  

31 Ekim: Suriye yönetimi, cinayet suçuna karışmayan tutukluları serbest bırakacağını açıkladı.  

2 Kasım: Suriye, Arap Birliği planını kabul etti. Ancak akan kan durmadı. Daha sonra, Suriye'nin anlaşmayı uygulamadığını belirten Arap Birliği Suriye'nin üyeliğini askıya aldı.  

5 Kasım: ABD'nin muhaliflere yönelik, "kimseye silahını bırakıp teslim olmayı tavsiye etmiyoruz" şeklindeki açıklamaları, Şam'da ciddi tepkilere neden oldu. Suriye, ABD'yi krizi tırmandırmak ve olaylarda parmağı olmakla suçladı.  

6 Kasım: Suriye lideri Esad, Rakka'da halka yönelik yaptığı konuşmada "kazanmaktan başka çaremiz yok" dedi. Artık savaş ihtimallerinin konuşulduğu Suriye'de ordu teyakkuza geçti. Rusya üç savaş gemisini Tartus limanına gönderdi.  

27 Kasım: Arap Birliği, barış planını uygulamayan Suriye'ye ekonomik yaptırım kararlarını onayladı. Suriye'den sert tepki geldi.  

29 Kasım: Türkiye de yaptırım listesini açıkladı. Daha sonra Suriye, Türkiye konusunda daha sert kararlar aldı. Bu tarihlerde Suriye, askeri tatbikat yaptı. Tatbikatta füzelerin ve ordunun savaşa hazırlık durumunu denendi. Suriye'de gösteriler ve ölüm haberleri yerine savaş senaryoları daha çok konuşulmaya başlandı.  

16 Aralık: Rusya, Suriye konusunda hazırladığı taslağı görüşmek üzere BM Güvenlik Konseyi'ni toplantıya çağırdı. Rusya'nın her iki tarafı kınayalım önerisi, Rusya'nın yavaş yavaş Suriye konusundaki tutumunu değiştirdiği iddialarını gündeme getirdi. Suriye ise bu adımı olumlu karşıladı. Humus'ta insani durumun çok kötü olduğu yönündeki haberler aynı yoğunlukta gelmeye devam etti.  

19 Aralık: Suriye Arap Birliği gözlemcileriyle ilgili protokolü imzaladı.  

22 Aralık: Arap Birliği gözlemcilerinden ilk ekip Şam'a geldi.  

23 Aralık: Şam'da iki istihbarat binasına eşzamanlı intihar saldırısı düzenlendi. Saldırılarda 44 kişi öldü, 160'tan fazla kişi de yaralandı. Suriye saldırının arkasında El Kaide'nin olduğunu öne sürdü.  

26 Aralık: Arap Birliği'ne bağlı gözlemci heyeti, protestoların en yoğun yaşandığı Suriye kenti Humus'a gitti. Gözlemci heyetin başındaki isim Sudanlı general Muhammed Mustafa El Dabi ile ilgili tartışmalar başladı. Daha sonra El Dabi'nin geçmişiyle ilgili haberler basında sıkça yer aldı. El Dabi'nin daha önce Sudan devlet başkanı Ömer El Beşir'in bir numaralı adamı olması nedeniyle Suriye muhalefeti tarafından eleştirilirken, hakkında çeşitli iddialar basında yer aldı.  

28 Aralık: General El Dabi, Humus'la ilgili ilk izlenimlerini anlattı. ElDabi, "Durum şu ana kadar güven verici" dedi.  

31 Aralık: Arap Birliği heyetinin incelemelerinin beşinci gününde göstericileri hedef alan keskin nişancılara karşı Şam yönetimini uyardığı belirtildi.  

3 Ocak 2012: Humus'ta bir petrol boru hattına yapılan saldırı sonucunda şiddetli bir patlama meydan geldi. Suriye basını saldırının "silahlı terör grupları tarafından yapıldığı"nı açıkladı.  

5 Ocak: Suriye devlet televizyonu, dokuz aydır devam eden rejim karşıtı gösteriler sırasında tutuklanan 552 kişinin serbest bırakıldığını duyurdu.  

6 Ocak: Suriye;nin başkenti Şam'da, güvenlik güçlerine yönelik intihar saldırısında en az 25 kişi hayatını kaybetti. Resmi haber ajansı SANA patlamanın bir intihar bombacısı tarafından gerçekleştirildiğini belirtti.  

7 Ocak: İçişleri Bakanlığı, kendi ifadesiyle "hükümet karşıtı terör saldırılarına demir yumrukla yanıt vereceği" uyarısında bulundu.  

8 Ocak: Rusya'dan giden bir donanma Tartus limanına demirledi.  

10 Ocak: Uzun bir süre sonra kameraların karşısına geçen Devlet Başkanı Esad, Şam Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada, "Suriye'yi istikrarsızlaştırmayı amaçlayan" dış güçleri suçladı. Bazı Arap ülkeleri de Esad'ın hedefindeydi. Suriye Ulusal Konseyi'nin (SUK) Başkanı Burhan Galyun Esad'ın açıklamalarını eleştirdi.  

11 Ocak: Arap Birliği gözlemcilerinden Nur Maliki, heyetten ayrıldığını açıklayıp, "herşeyin bir tiyatrodan ibaret olduğu"nu söyledi. Heyet başkanı El Dabi ise Maliki'yi eleştirerek, "ettiği yemini çiğnedi" dedi. Suriye'ye askeri mühimmat götüren Rus bandıralı gemiye, üç hafta Akdeniz'de dolaştıktan sonra, yakıt ikmali için yanaştığı Kıbrıs Rum Kesimi'nin Limasol Limanı'nda el konuldu. Gemi, rotasını değiştirerek Suriye'ye gitmeyeceği garantisi verilmesi üzerine serbest bırakıldı. Suriye hükümetinin davetlisi olarak Humus kentine giden gazetecilere yönelik havan topu saldırısı düzenlendi ve saldırıda Fransız gazeteci Gilles Jacquier hayatını kaybetti.  

13 Ocak: Suriye Ordusu;nun kuzey bölgesinin istihbaratından sorumlu Tuğgeneral Mustafa Ahmed El-Şeyh;in ordudan ayrılıp Türkiye'ye sığındığı açıklandı. Ülkedeki operasyonlar ve çatışmalar ise tüm hızıyla devam etti.  

15 Ocak: Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, hükümet karşıtı gösterilerin başladığı günden bu yana işlenen tüm suçlar için genel af ilan etti.  

22 Ocak: Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi'yi ziyaret eden Suriye Ulusal Konseyi heyeti, Arap Birliği'nden Suriye konusunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne taşıması için resmen istekte bulundu. Arap Birliği'nin Suriye konulu toplantısından Esad'ın yetkilerini yardımcısına devretmesi çağrısı çıktı. Arap Birliği, demokratik ve barışçıl bir geçiş süreci için yeni bir yol haritası hazırladı. Suriye yönetimi ise kararları reddetti.  

23 Ocak: Arap Birliği tarafından Suriye'deki olayları araştırmakla görevlendirilen gözlemci heyetinin başkanı General Muhammed El Dabi, gözlemci heyetinin geçen ay Suriye'ye ulaşmasının ardından geçen bir aylık süre içerisinde şiddetin azaldığını söyledi.  

27 Ocak: Suriyeli muhaliflerin kurduğu Özgür Suriye Ordusu tarafından yayınlanan bir videoda, Humus'ta kaçırıldığı iddia edilen yedi İranlının görüntülerine yer verildi. Muhalifler kaçırılan İranlılar'ın Suriye yönetimi için çalıştıklarını belirtti. Ancak İran ve Suriye bunu reddetti. Arap Birliği, Suriye;deki gözlemci heyetin çalışmalarını askıya aldığını açıkladı. Son iki günde ülke çapında en az 80 kişinin öldüğü belirtilirken. şiddetin giderek arttığı ifade edildi.  

31 Ocak: Suriye yönetimi, birkaç günden beri Şam'ın çevre semtlerinde devam eden çatışma ve patlamalardan sonra bu bölgelerde denetimi sağladığını duyurdu.  

1 Şubat: BM Suriye için yoğun çaba harcarken, Şam'ın Lübnan sınırındaki semti Zabadani "kurtarılmış bölge" ilan edildi.  

2 Şubat: Rusya, Suriye'ye silah satışını durdurmayacağını açıkladı.  

3 Şubat: Humus'ta sabaha karşı başlatılan operasyonlarda 300'den fazla kişinin öldüğü belirtildi. Ölü saysıyla ilgili değişik rakamlar ulaşırken dünyadan operasyonlara kınama yağdı.  

4 Şubat: BM Güvenlik Konseyi'ndeki toplantıda Suriye için hazırlanan karar taslağı Rusya ve Çin'in çifte vetosuna takıldı. Suriyeli muhalifler ise Humus'taki şiddetli operasyonlar ve Rus-Çin vetosunun ardından bulundukları ülkelerdeki Suriye elçiliklerine saldırmaya başladı.  

6 Şubat: ABD Başkanı Barack Obama, Suriye sorununun, dışarıdan askeri müdahale yapılmadan da çözülebileceğini belirtti. Ancak bu tarihte ABD, Şam Büyükelçiliği'ni kapattığını duyurdu. ABD'yi daha sonra Avrupa ülkeleri izledi. Bu arada Humus'ta özellikle Bab Amr semtine yönelik bombardıman devam etti. Hergün onlarca kişi ölürken, bir çok ev bombardımandan kullanılmaz hale geldi.  

7 Şubat: Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Suriye'de Esad ile görüştü. Görüşmenin ardından Lavrov yaptığı açıklamada, Esad'ın, "şiddeti kaynağında bitirme" sözü verdiğini belirtti.  

9 Şubat: Suriye devlet televizyonu, Halep'te istihbarat ve polis merkezlerini hedef alan iki saldırının gerçekleştiğini duyurdu. Saldırılardan "silahlı terör grupları" sorumlu tutulurken, 25 kişi öldü, 175 kişi de yaralandı.  

10 Şubat: Büyük gösterilere ve şiddet olaylarına pek tanık olmayan Halep kentinde düzenlenen protestolarda 28 kişinin öldüğü belirtildi.  

11 Şubat: Başkent Şam'da bir tuğgenerale suikast düzenlendi.  

12 Şubat: El Kaide lideri El Zevahiri yayınladığı video görüntülerinde Suriyeli muhaliflere destek verdiğini açıklarken, "başka ülkelere güvenmeyin" mesajı verdi. Ancak bu durum, Suriyeli muhalifleri rahatsız etti. Muhalifler, bunun Suriye yönetiminin "olaylarda El Kaide parmağı var" iddiasını kanıtlayabileceği endişesiyle durumdan hoşnut olmadı. Arap Birliği, Suriye ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alarak, BM'ye Suriye'ye ortak barış gücü gönderilmesi için çağrıda bulunuldu.  

14 Şubat: BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay, BM'nin ortak karar alamamasının Esad'ı cesaretlendirdiğini savundu. Pillay yaptığı açıklamada, Humus kentinde yaşananların dehşet verici olduğunu belirtti.  

17 Şubat: Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Suriye'de yönetimin insan hakları ihlallerini kınayan karar tasarısını kabul etti.  

20 Şubat: İran'ın, Suriye'nin Tartus limanında demirleyen savaş gemileri personelinin Suriye Deniz Kuvvetleri'ni eğiteceği belirtildi.  

22 Şubat: Humus kentindeki bombardımanda iki yabancı gazeteci öldü. Muhalif aktivistler, ölenlerin İngiliz Sunday Times gazetesi için çalışan Amerikalı Marie Colvin ve Fransız foto muhabiri Remi Ochlik olduğunu duyurdu. Suriye yönetiminden ise iki gazetecinin Suriye'de olduklarına dair ellerinde bilgi olmadığını açıkladı.  

23 Şubat: "Suriye'nin Dostları" toplantısı Tunus'ta gerçekleştirildi. Toplantı sonunda Suriye Ulusal Konseyi meşruiyet kazandı.  

24 Şubat: Birleşmiş Milletler'in eski Genel Sekreteri Kofi Annan, BM ile Arap Birliği'nin Suriye ortak özel temsilcisi olarak atandı.  

26 Şubat: Hazırlanan yeni anayasa taslağı halkın oyuna sunuldu. Muhaliflerin katılmama çağrısı yaptıkları referandumda katılım yüzde 57.4'te kaldı. Anayasa yüzde 89.4 oy oranıyla kabul edildi.  

1 Mart: Suriye Ulusal Konseyi, Özgür Suriye Ordusu;na destek olunması için bir askeri konseyin faaliyete geçirildiğini duyurdu. Suriye'deki muhaliflerin direniş kalesi olarak gösterilen Humus'un Bab Amr semti tamamen Suriye ordusunun kontrolüne geçtiği bildirildi.  

2 Mart: Avrupa Birliği, Suriye'de muhaliflerin kurduğu Ulusal Konsey'i bu ülkenin meşru temsilcisi olarak tanıdı.  

6 Mart: Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Suriye'nin reformları sürdürmeye ve "terörizmle savaşmaya" kararlı olduğunu söyledi.