ABD Başkanı Barack Obama'nın dün gerçekleştirdiği İsveç ziyaretinde "Uluslararası toplumun böylesi bir barbarlığa sessiz kalamayacağını" dile getirerek Suriye'ye planlanan askerî müdahaleye destek çağrısı yaptı. Kimyasal saldırının arkasında kimlerin olduğu ise henüz resmi bir raporla sunulmadı. Aynı gün içerisinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in açıklamaları da gündem olmuştu. İlk kez bir uzlaşma sinyali veren Rusya Devlet Başkanı, kesin ve kararlı adımlar atmaları için kimin nasıl bir madde kullandığının şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya konması gerektiğinin altını çizdi.
Bir yanda delilleri resmi olarak açıklamayan ABD hükümeti, bir diğer tarafta ise kanıt olmadan Suriye'ye müdahalenin gerçekleşemeyeceğini ikrar eden Rusya. Bu çıkmaza yanıt arayan Deutsche Welle, şayet bir kimyasal saldırı gerçekleşmiş ise bu saldırıyı kimin gerçekleştirdiği sorusununda cevabının mutlaka verilmesi gerektiğini yazdı. Deutsche Welle'de yayımlanan analiz şöyle:
Zangır zangır titreyen vücutlar, fal taşı gibi açılmış gözlerini donuk bakışlarla tavana dikmiş acı çeken insanlar… Haber kanalları ve internet üzerinden tüm dünyaya yayılan görüntüler tüyler ürpertiyor.
21 Ağustos gecesi Suriye'de tam olarak neler yaşandı? ABD ve Fransa olayın bir kimyasal saldırı olduğundan emin görünüyor. Hatta askerî bir müdahaleye karşı olduğunu her fırsatta dile getiren Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bile geçen salı günü Federal Meclis'te yaptığı konuşmasında "Bu korkunç kimyasal silah saldırısıyla uluslararası genel hukukun çiğnendiği aşikârdır" ifadesini kullanması gözlerden kaçmadı.
Ancak henüz kimyasal bir saldırının yapıldığı resmiyet kazanmadı. BM'nin kimyasal silah uzmanları konuyla ilgili raporlarını daha tamamlamış değil.
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nden (OPCW) kimyasal silah uzmanı Ralf Trapp söz konusu analizin bir-iki günde yapılamayacağına, zira en küçük bir hatanın tüm raporu geçersiz kılacağına dikkat çekiyor.
Eski biyolojik silah denetimcisi Sol Partili politikacı Jan van Aken BM raporunu beklemekten yana.
Eski biyolojik silah denetimcisi Sol Partili politikacı Jan van Aken de aynı görüşte:
"Bunun bir kimyasal saldırı olup olmadığını söylemek için hâlâ çok erken. İçgüdülerim büyük ihtimalle öyle olduğunu söylüyor ancak bu yönde kesin deliller henüz elde edilebilmiş değil."
Van Aken bu yüzden BM'nin raporunu beklemekten yana. Eski biyolojik silah denetimcisi "Birleşmiş Milletler'in araştırmasındaki en önemli husus, numunenin alınmasından laboratuvara kadar her adımın dilendiğinde herkes tarafından kontrol edilebilecek güvenli bir zincirin oluşturulmuş olması. Bu da herkesin inanacağı bir sonuç almamıza olanak sağlıyor. Eksiksiz bir kontrol mekanizmasının tesis edilmediği numuneye ben şahsen güvenmem" diyor.
Olayın kimyasal silah saldırısı olduğundan kuşku duymamak bir yana, ABD ve Fransa saldırının sorumlusunun Beşar Esad olduğundan da şüphe duymayan bir tavır sergiliyor.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ellerinde bunu kanıtlayan "açık ve inandırıcı" kanıtlar olduğunu açıklamıştı. Söz konusu bu kanıtlar havadan yapılan keşiflere, dinleme operasyonları ile edinilmiş istihbarata, tıbbi personel ile görgü tanıklarının ifadelerine ve “güvenilir” sivil toplum kuruluşlarının raporlarına dayanıyor.
Eski biyolojik silah denetimcisi Jan van Aken’e göre bunların hiçbirinin doğruluğunun kontrolünün mümkün olmaması, Kerry'nin raporunda tek bir belgenin bile sunulmamış olması tüm suçlamaların tahminlerden ibaret olduğunu ortaya koyuyor.
Bazı uzmanlar isyancıların kimyasal silahlara ulaşmasının o kadar zor olmadığı görüşünde.
Jan van Aken, isyancıların kimyasal silahlara ulaşmasının ve bunları kullanmasının da abartıldığı kadar zor olmadığı görüşünde: "Suriye ordusundan kaçan çok sayıda asker var. Bunlar yanlarında bir şeyler kaçırmış olabilir. Askerî üsler ve silah depoları isyancılar tarafından istila edildi. Sayısız kez bu tür silahlara ulaşma ve kullanma şansları oldu. Bunlar topçu mermileri, havan topuna koyup ateşliyorsunuz. İsyancılar bunu iki yıldır her gün yapıyor. Burada nasıl bir lojistik sorun mevcut kimse çıkıp da bunu bana açıklayabilmiş değil henüz."
Van Aken, saldırının ardında gerçekten kimin olduğunun ancak iç savaştan sonra açıklığa kavuşacağını düşünüyor:
"Bunu iç savaş sırasında açıklığa kavuşturamazlar. Çoğu savaş suçu, savaştan sonra aydınlanır. Çünkü insanlar o zaman konuşmaya başlar, belki bazı belgeler ortaya çıkar. Sorumlunun kim olduğunu gün gelecek öğreneceğiz. Ancak şu anda bunu dışarıdan aydınlatmaya çalışmak mümkün değil."
Deutsche Welle