Rusya, Suriye'de kimyasal silah kullanıldığını söyleyen Birleşmiş Milletler silah denetçilerini "tek taraflı bir rapor yazmakla" suçladı. Rusya ayrıca kimyasal silah saldırısından Suriyeli muhaliflerin sorumlu olduğuna dair Şam'ın ellerine yeni kanıtlar ulaştırdığını da söyledi.
Dün Şam'ı ziyaret eden Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, Suriye hükümetinin kendisine verdiği kanıtların Rus uzmanlara aktarılacağını belirtti.
Ryabkov, BM silah denetçilerinin daha önce kimyasal silah kullanıldığı iddia edilen üç bölgeyi ziyaret etmemesinden "hayal kırıklığı" duyduğunu söyledi.
Bu sırada BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinin temsilcileri de New York'ta Suriye'nin kimyasal silah stoğunun tasfiye edilmesi konusundaki karar tasarısı hakkında bir görüşme yaptı.
BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinin temsilcileri New York'ta Suriye'nin kimyasal silah stoğunun tasfiye edilmesi konusundaki karar tasarısı hakkında bir görüşme yaptı.
BM Güvenlik Konseyi kararı, ABD ve Rusya'nın üzerinde uzlaştığı Suriye'nin elindeki kimyasal silah envanterini bir hafta içinde açıklaması ve gelecek yıl ortalarına kadar yok etmesini öngören planda önemli bir aşama olarak görülüyor.
Ancak tasarı metniyle ilgili daha şimdiden görüş ayrılıkları sözkonusu.
Fransa, İngiltere ve ABD tasarıda askeri müdahale tehdidinden bahsedilmesini isterken, Rusya buna karşı çıkıyor.
Önceki gün yayımlanan BM uzmanlarının raporu 21 Ağustos'ta başkent Şam yakınlarındaki Guta bölgesinde düzenlenen saldırıda sinir gazı sarin kullanıldığını doğruladı, ancak raporda saldırının sorumlusunun kim olduğuna dair bir yorum yapılmadı.
Fransa, İngiltere ve ABD, BM raporunun bu saldırıyı düzenleme kabiliyetinin sadece hükümet güçlerinde bulunduğu savlarını güçlendirdiğinde ısrarlı.
Ancak Rusya bu görüşü reddediyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov saldırının muhalif güçlerin bir provokasyonu olduğuna dair 'ciddi dayanaklar' olduğunu söyledi.
Suriye lideri Beşar Esad da saldırıdan muhalif güçleri sorumlu tutuyor.
Fransa, ABD, İngiltere, Rusya ve Çin'den oluşan BM Güvenlik Konseyi'nin veto yetkisine sahip daimi üye temsilcilerinin toplantısı bir saat kadar sürdü.
Diplomatlar İngiltere, Fransa ve ABD'nin birlikte sunduğu karar tasarısıyla ilgili görüşmelerin yarın da devam edeceğini belirtti.
Görüşmenin ardından, müzakerelerin içeriğine dair bir açıklama yapılmadı.
Ancak Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Fransız mevkidaşı Laurent Fabius'un Moskova'daki görüşmelerinin ardından yapılan açıklamalara, görüş ayrılıkları net bir şekilde görüldü.
Fabius BM raporuyla ilgili olarak, 'Kullanılan sarin gazının miktarı, taşıyıcı roketlere, tekniğe ve saldırının diğer boyutlarına baktığınızda, arkasında Esad rejiminin olduğuna dair şüphe kalmıyor' dedi.
Ancak Lavrov, 'Bunun bir provokasyon olduğuna dair ciddi dayanaklarımız var. Ancak hakikatin tespit edilmesi gerek ve bu Güvenlik Konseyi için bir sınav olacak' dedi.
Lavrov ayrıca BM kararında askeri müdahale tehdidi bulunmaması gerektiğini vurguladı.
Rusya ve Çin daha önce Esad rejimini kınayan üç BM Güvenlik Konseyi kararını veto etmişti.
BM görüşmeleri devam ederken ABD Kongresi'nde de Suriye konusunda atılacak adımlara destek aranıyor.
Rusya ve ABD'nin üzerinde uzlaştıkları ve Suriye'nin kimyasal silahlarının tasfiyesini güden anlaşma konusunda ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Senato Dış İlişkiler Komitesini bilgilendirdi.
Kerry, 'Dış İlişkiler Komitesi'nden geçen ve Kongre'nin değerlendirdiği askeri müdahale tehdidi olmasaydı, Rusya ve Esad'ın diplomatik bir çözüm bulunması için masaya oturmayacağını' söyledi.
Amerikalı milletvekilleri, Esad hükümetine karşı askeri müdahale yapılması için bir kez daha oylamaya gidilmesine soğuk bakıyor.
Ama John Kerry, Suriye'de olanların Amerika'nın dış politikasını etkilediğini söylüyor: "Birçok Amerikalı bu olayın uzakta olduğunu, bizi etkilemediğini ve bir grup insanın birbirini öldürmesinden ibaret olduğunu düşünüyor olsa da, ne yazık ki bunun bizimle alakası var. Müttefiklerimiz, dostlarımız - NATO müttefiki olan Türkiye ve Lübnan, İsrail, Ürdün, Irak - hepsi bundan oldukça etkilendi. İstikrarları etkilendi."
Türkiye'nin bir Suriye helikopterini vurması da Amerika Birleşik Devletleri'nde gündemdeydi.
Dışişleri Bakanlığı günlük basın toplantısında konuyla ilgili kendisine yöneltilen bir soruya karşılık bakanlık sözcüsü Jen Psaki de Türkiye'nin egemenlik haklarını ve toprak bütünlüğünü desteklediklerini açıkladı.
Psaki "Geçen sene Suriye hükümeti bir Türk savaş uçağını vurduğundan beri Türkiye hükümeti angajman kuralları konusunda tamamıyla şeffaf oldu. Türkiye, Suriye helikopteri hava sahasına girdikten ve art arda uyarıları dikkate almadıktan sonra ateş açıldığını söyledi." dedi.