Sosyolog Tuba Duman, Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Suriyelilerle yapılan ikinci evlilikler üzerine araştırma yapıyor. Duman, bu durumun artık sosyal bir sorun olduğu görüşünde. Suriyelilerin de çaresizlikten ikinci eş olmayı kabul ettiğini söylüyor. Duman, "Erkekler savaştan ganimet toplamış gibi hissediyorlar. İyilik yaptıklarını söylüyorlar. Ama eşini kaybetmiş çocuğu olan kadınlarla değil, genç kızlarla evleniyorlar" dedi.
İrfan Bozan'ın El Cezire Türk'te yer alan haber şöyle:
“Bir Türkle bir Suriyeli kadını evlendirmem için beni davet ettiler. Orada başka bir Suriyeli kadın, 15 yaşındaki kızını bana ikinci eş olarak vermeyi teklif etti. Çok fena oldum, tutuldum, reddetmem çok zor oldu. Nefsim ‘evet’ dememi çok istedi” (M.A., 35, imam, erkek, Şanlıurfa)
Bu sözler, “Bir kadın istismarı olarak Suriyeli kadınların ikinci eş olması” başlıklı araştırmada yer alıyor. İki yıl süren araştırmanını sahibi, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi öğretim üyelerinden Sosyolog Dr. Tuba Duman.
Dr. Tuba Duman, savaş nedeniyle Suriye’den göç eden kadınlarla ikinci eş olarak evlenilmesinin Türkiye’nin önemli bir sosyal sorunu olduğu görüşünde:
"Yaygın olduğunu söylemek için yeterli veri yok, ama alttan alta işleyen böyle bir mekanizmanın olduğu gerçeklik. Konu üzerinde iki yıldır çalışıyorum, saha araştırması olarak Urfa ve Ankara’yı seçtim. Bu, artık bir sosyal sorun olarak tanımlanıyor. Alttan alta işleyen böyle sorunlu bir talep var."
"Karım beni kızdırınca onu üstüne Suriyeli kadın almakla tehdit ediyorum. Bana bazen soruyor ‘Gizli bir Suriyeli karın var mı?’ diye. Ben de ‘Henüz yok’ diyorum ki dikkatli olsun” (Y.C., 40, işadamı, erkek, Şanlıurfa - Sosyolog Dr. Tuba Duman'ın araştırmasından)
Tuba Duman'a göre, bu tür evliliklerin sebebi güvenlik arayışı.
"Çaresizlikten ikinci eş olmayı kabul ediyorlar. Göç, en çok kadınları etkiliyor. Dezavantajlı gruplar ve savunmaya muhtaçlar. Cinsel, fiziksel ve ekonomik olarak korunma istiyorlar. Bunlar savaştan kaçmış, travma görmüş ve artık güvenlik arayışındalar. Bir diğer neden de, geldikleri yerde bir sosyal çevreleri var ve burada da bir sosyal çevreye girmek istiyorlar. Anne, çocuğunu ikinci eş olarak evlendirirken aynı zamanda kendisi de bir aile ediniyor. Bir Türkiyelileşme sürecine giriyor. Bu evliliklerin legal hiçbir yanı yok ve son derece sorunlu evlilikler. Mağduriyet üreten evlilikler ama maalesef insanlara cazip geliyor. Suriyeli bir kadın görüşmecime, 'Geleceğin nedir?' diye sorduğumda ağlamaya başladı. 'Benim geleceğim yok, geleceğim karanlık' dedi. Böyle bir zorunlu rıza var. Bu ruh hali ikinci eşliğe bir adaylık doğuruyor."
Urfa’da, köylerde bazı insanlar ikinci evliliği yapardı ama şimdi Suriyelilerle daha kolay evleniyorlar. Başlık parası daha az. 40 binden 4 bine kadar düştü. Aslında çok bir şey değişmedi. (A.B., 50, esnaf, erkek, Şanlıurfa - Sosyolog Dr. Tuba Duman'ın araştırmasından)
Peki, bu evlilikleri kimler yapıyor? Tuba Duman’ın bu soruya yanıtı şöyle:
"Erkekler savaştan ganimet toplamış gibi hissediyorlar. İyilik yaptıklarını söylüyorlar. Ama, evliliklere baktığınız zaman boşanmış, eşini kaybetmiş çocuğu olan kadınlarla değil, genç kızlarla evleniyorlar. Oysa, o genç kızlar, genç erkeklerle evlenip hayat kurabilirler. Erkeklerin, 'İyilik yapıyoruz' argümanı, hiç inandırıcı değil. Yardım illâ ki evlenmek yoluyla mı yapılmalı?" Tuba Duman, Suriyeli ikinci eş konusunun aile yapısında mağduriyetler ürettiğini de söylüyor:
"İkinci eş evliliği, çoğunlukla çok eşliliğin yaygın olduğu gruplarda oluyor. Fakat, gizli evlilik şeklinde de gerçekleşiyor. Aslında toplumsal bir meşruiyeti yok. Başka bir evde metres şeklinde gerçekleşiyor. İlk eşe zorla kabul ettirme şeklinde de gerçekleşiyor. Normalde evlilikler, sosyal uyumu kolaylaştıran süreçlerdir. Fakat, bu tür evlilikler sıkıntılı, hatta aile yapısını bozan, birinci eş için de mağduriyet üreten, aile içindeki bireylerin o kurum içinde hakkını korumayan birliktelikler."
Bir gün beni bir bey aradı. ‘Suriyeli bir hanımla evlenmek istiyorum, yardımcı olur musunuz’ diye. ‘Tabii' dedim 'Uygun bir talip olursa yardım ederiz, sevaptır’. Adam ekledi ‘Ama kimsenin haberi olmayacak, bu benim ikinci evliliğim, eşimden gizli’. ‘Tabii çok sinirlendim, reddettim. (A. İ, Gönüllü, kadın, 47, Ankara - Sosyolog Dr. Tuba Duman'ın araştırmasından)
Tuba Duman ikinci eş evliliğinin sadece kırsala özgü bir durum olmadığını, Ankara’da da yaşandığını gözlemlemiş:
"Devlet de, sivil toplum kuruluşları da bunun farkında. Boşanma gerekçelerinde, 'Eşim ikinci evlilik yaptı' gerekçesi artıyor. Ben araştırmamı Urfa’da yaptım ama çevre illerde de de var. Meselâ, Mardin, Gaziantep ve Kilis’te de yoğun evlilikler var. Bu bölgeler Suriyelilerin en fakirlerinin ve en güvencesizlerinin yerleştiği bölgeler. Öte yandan, Ankara’da da bu tür evliliklere rastlanıyor. Araştırmamın ortay çıkardığı bir diğer bulgu da çok eşliliğin sadece kırsala özgü bir durum olmadığı."
Eşimin iki dayısı eşlerinin üstüne Suriyeli kadınlarla evlendiler. Kendilerini ‘Biz onları koruyoruz, kurtardık’ diyerek savunuyorlar. Ben de cevaben ‘Siz sadece o kadınların zayıflıklarından yararlanıyorsunuz, günaha giriyorsunuz. Eğer Allah rızası için yapıyorsanız, kadınlara para verin, maaş verin (A.Ç., 38, müdür, erkek, Şanlıurfa - Sosyolog Dr. Tuba Duman'ın araştırmasından)
Tuba Duman, sorunun varlığından herkesin haberdar olduğunu, ama hassas konu olarak adlandırılması nedeniyle çok da konuşulmamasından yakınıyor:
"Bu konuda ciddi toplantılar yapıldığına tanık oldum. Ama, Suriyelilerle ikinci eş evliliğini önleme konusunda bir örgütlenmeye, kampanyaya henüz rastlamadım. Bir anlamda konuşulması hassas konular arasında, bizim hiç bitmeyen hassas konularımızdan biri. Türkiye’de 3 milyon Suriyeli var ama sokakta değiller. 'İyi-kötü insanlar bir yerlerde' dediğimizde, kötü olan kısımlar işte burası."
Ev sahibi kızımı rahatsız ediyordu, adam hem de evli. Bize yardım eden gönüllülere söyledik, onlar kurtardı bizi, evden de taşındık.
(S. E., 49, Suriyeli, kadın, Ankara - Sosyolog Dr. Tuba Duman'ın araştırmasından)
Sahada araştırma yaparken edindiği bilgiler ışığında Tuba Duman’ın ne yapılmalı konusunda da önerileri var:
"Bu insanların asgari yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Bu insanların topluma uyumu için projelerin başlatılması gerekiyor. Urfa’da sahada gördüğüm şu: Uzağın uzağında bir evde oturan Suriyeliler var. Bunlar nasıl Türkçe öğrenecek? Orada 40-50 sene de otursa Türkçe öğrenemeyecek. Oysa onlar, hayatın içinde olmak artık iyileşmek istiyorlar. Biz onları kurtardık, hastaneye getirdik ama ilaç vermedik. Bence, çocuk yaşta Suriyelilerle evlilik konularında vicdani kampanyalar yapılmalı. Dini mesajlar kullanılmalı. Cuma hutbelerinde ensar- muhacir kardeşliği anlatılıyor ama muhacirlere bunların da yapılmaması gerektiği anlatılabilir. İmam, hutbede 'Küçük yaşta Suriyellilerle evlenmeyin' dese ne olur? Muhtemelen çok tepki alır; 'Biz öyle mi yapıyoruz, sen bize ne diyorsun derler?' Bu da aslında toplumsal kabulün olmadığını gösteriyor."