Suriyeli Kürtler: Esad'la anlaşma için Rusya devrede

Suriyeli Kürtler: Esad'la anlaşma için Rusya devrede

ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'den asker çekme kararının ardından Suriyeli Kürtlerin Devlet Başkanı Beşar Esad ile anlaşma çabaları sürüyor. Rojava'daki özerk yönetimin üst düzey yetkililerinden Bedran Çiya Kurd, Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada ABD'nin Suriye'deki varlığından bağımsız olarak, Esad ile anlaşmak için Rusya'ya bir yol haritası sunduklarını ve Moskova'dan yanıt beklediklerini söyledi.

14 Aralık'ta Moskova'da Rusya Dışişleri Bakanlığında görüşmeler yapan Kürt heyette yer alan Bedran Çiya Kurd, bu anlaşmanın hayata geçmesi durumunda iç savaşta parçalanan ülkenin en büyük iki toprak parçasının yeniden birleştirilebileceğini, geriye sadece Türkiye destekli Esad karşıtı güçlerin elindeki kuzeybatı köşesinin kalacağını kaydetti.

En önemli önceliklerinin bölgede Türkiye'ye karşı bir kalkan oluşturmak olduğunu belirten Kürt yetkili, ABD askerlerinin de çekilmesi sonrasında ülkenin kuzeyinde oluşması beklenen boşluğu Rusya'nın yardımıyla Esad birliklerinin doldurmasını istediklerini söyledi.

"ABD karşı çıksa bile kararlıyız"

Rojava özerk yönetimi yetkilisi Rusya'nın arabuluculuğu kabul ettiğini belirterek "Amerikalılar karşı çıksa bile bedeli ne olursa olsun Şam ile anlaşmaya varmak için kararlı olduklarını" kaydetti.

Suriyeli Kürtlerle Şam yönetimi arasında geçen yıl yürütülen görüşmeler, Kürtlerin özerklik talepleri, Esad'ın ise ülkenin bütününde egemenliği yeniden ele geçirmekteki kararlılığı nedeniyle sonuçsuz kalmıştı. Kurd ciddi bir diyaloğa girme konusunda Şam üzerindeki baskının arttığını öne sürerek "Top Rusya ve Şam'da. Bu temelde bir diyalog başlatabilir ve müzakere edebiliriz" dedi. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim kısa süre önce yaptığı bir açıklamada Suriye'de federal bir sistemin kabul edilemeyeceğini belirtmişti.

Rojava'da özerk bir idari bölge kuran Kürtler ise özerkliğin yeni Suriye anayasasında güvence altına alınmasını hedefliyor. Bedran Çiya Kurd, Fırat Nehri üzerindeki barajlar, petrol sahaları ve diğer kaynakların kontrolü konusunun müzakerelerde başlıca konulardan birini oluşturduğunu da sözlerine ekledi.

"Türkiye, Rusya ve İran toprak devrini görüşecek"

Son aylarda hem IŞİD'e hem de diğer silahlı muhaliflere karşı büyük bir kazanım elde eden Suriye ordusu, toprakların yaklaşık yüzde 60'ında hâkimiyet sağlamış durumda. Suriyeli Kürtler ise Türkiye'nin Afrin ve Fırat Kalkanı operasyonlarıyla kontrol altına aldığı bölgeler dışındaki kuzey sınırını, ayrıca Rakka kenti ile Deyrizor vilayetini kontrol ediyor.

ABD'nin asker çekme kararının açıklanmasının ardından Kürtler Esad birliklerini, Türkiye'nin operasyon düzenlemekle tehdit ettiği Menbiç'e çağırmış, Şam'dan yapılan açıklamada Suriye ordusunun Menbiç'in dış mahallelerine konuşlandığı ve 400 YPG'linin kentten ayrıldığı bildirilmişti.

Suriye hükümetine yakın El Vatan gazetesine konuşan Moskova'da görevli bir Arap diplomat Menbiç'in tamamen Suriye devletinin denetimine geçeceğini belirtmiş, ayrıca Türkiye, Rusya ve İran'ın "yılın başında" düzenlenecek bir toplantıda "Fırat'ın doğusundaki bölgelere de devlet kurumlarının geri dönüşünü" görüşeceğini kaydetmişti.

"20-40 kilometrelik tampon bölge"

Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan Suriye analisti Fabrice Balanche, ABD'nin çekilmesi sonrası Suriye'nin kuzeyinde Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve Suriye ordusu arasında toprak paylaşımı olacağı görüşünü savundu. Rejim güçlerinin kuzeydoğunun iki büyük kenti Haseke ve Kamışlı'nın kontrolünü yeniden ele geçireceğini öngören Balanche, nüfusunun çoğunluğunu Arapların oluşturduğu Rakka ile Deyrizor'daki petrol sahalarının da Şam yönetiminin eline geçeceği beklentisini dile getirdi.

AFP'ye konuşan diğer bir analist Heiko Wimmen de, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtları sonrası Suriye'de üçüncü bir harekât yapmayı planlayan ancak henüz harekete geçmeyen Türkiye'nin özellikle de hava sahasının kullanımı konusunda öncelikle Moskova'nın rızasını alma yoluna gideceğini belirtti. Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Uluslararası Kriz Grubu analistlerinden Wimmen, harekâtın gerçekleşmesi durumunda Türkiye'nin sınır şeridinin kontrolünü ele geçirmek isteyeceğini ve Suriye sınırı ötesinde 20 ila 40 kilometrelik bir tampon bölge oluşturmaya çalışacağını kaydetti.

DW,rtr,AFP/ÇÖ,BK

© Deutsche Welle Türkçe