Suriyeli sayısının yerli nüfusu geçtiği Kilis'te kiralar patladı

Suriyeli sayısının yerli nüfusu geçtiği Kilis'te kiralar patladı

Suriye sınırına 10 kilometre mesafede bulunan ve Suriye’de savaşın başladığı 2011 yılından bu yana binlerce mülteciye ev sahipliği yapan Kilis’te kiralarda artış yaşanmaya başladı. Halep’te son yaşanan çatışmalarla yeniden göç dalgasıyla karşı karşıya kalan Kilis’te yerli nüfus 106 bin 293 iken kentte yaşayan Suriyeli sayısı ise 116 bin 714’e ulaşmış durumda. Kilisliler, nüfusun iki katına çıktığı kentte kira artışlarının nedenini Suriye’den gelen göç dalgasına bağlıyor. 

Hürriyet'ten Gülden Aydın'ın Kilis izlenimleri şöyle: 

Suriye sınırındaki Kilis, Türkiye’nin Yalova’dan sonra en küçük kenti. Gaziantep ile Suriye’nin savaş öncesi ticaret merkezi olan Halep’e 60’ar, sınıra ise 10 kilometre mesafede. Savaşla birlikte gelirinin önemli bir bölümünü oluşturan sınır ticareti ve kaçakçılık da bitti. Üç ilçesi var: Elbeyli, Musabeyli, Polateli. Kilis, nüfusuna oranla Türkiye’de en çok Suriyeli sığınmacı barındıran kent. Merkezdeki yerli nüfusu 106.293, Suriyeli nüfusu ise 116.714. Kendi nüfusundan fazla Suriyelinin gelmesi, imkânları sınırlı bu küçük kentin sosyal, ekonomik ve ticari durumunu nasıl etkilemişti? Farklı kültür ve gelenekten gelen iki toplumun yeni hayatı nasıldı? AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün’ün Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdiği Kilis, eşi benzeri görülmemiş dayanışma ve yardımlaşmayı nasıl başarmıştı? Suriyeli ve yerli sakinler, esnaf, resmi ve yerel yöneticiler ne diyordu? İşte tekmili birden Kilis gerçeği.

Kilis’e hâkim bir tepeden bakıldığında, kentin Suriye tarafına bakan ufuk çizgisinden bombardıman dumanları yükselirken kentin yeni ve modern apartmanlarla büyüdüğünü görüyoruz. Kaldırımlarında adım atacak yer yok. Günün her saatinde cadde ve sokaklarda trafik yoğunluğu yaşanıyor. Nedenini, Kilis Belediye Başkanı Mehmet Kara şöyle açıklıyor: “Kentimiz, 2023 yılında ulaşacağı 115 bin nüfusa göre kurgulanmıştı. Alt yapısı buna göre hazırlanmış, üst yapısı da tamamlanmak üzereydi. 2011’de Suriye olayı patlak verdikten kısa süre sonra nüfusumuz iki katına çıktı.”

Nüfusun yoğunluğu mağazalar, parklar, lokanta ve semt pazarlarına da yansıyor.

 

Mekke-Medine örneği

 

Başta Adana ve Şanlıurfa olmak üzere Suriyeli sığınmacılarla yerli halk arasında zaman zaman meydana gelen, polis ve adliyeye yansıyan çatışma haberleri, Kilis’ten bugüne kadar çıkmamış. Kuyumcu Murat Dabanıuzun, bu durumu “Haleplilerle kız alıp verdik, yüzlerce yıllık ticaret geçmişimiz var. Yabancımız değiller. Hem ensar - muhacir zihniyetimiz de var” diye açıklıyor.

Market sahibi Serdar Yılmaz (45), “Muhacir, ‘zulme uğrayıp göç eden’, ensar ‘misafir eden’ demektir. Hazreti Muhammed, Medine’ye göç ettiğinde Mekkeliler gibi biz de Suriyeli kardeşlerimizi bağrımıza bastık” diyor.

 Kilis Valisi Süleyman Tapsız da sığınmacıların gelmesini ticari fırsata çevirip fiyatları artıran Kilislileri şu sözlerle eleştiriyor: “Peygamberimiz ve Mekkeli muhacirlere Medineliler, ‘Muhacirler geldi. Ekmek fiyatlarını artıralım’ mı dediler yoksa bölüştüler mi? Böyle mi ensar olunur?”

Kent merkezinde yaşayan ve maddi durumu iyi olan Suriyeliler kirada oturuyor. Çünkü Suriye vatandaşları, Tapu Kanunu gereği Türkiye’de taşınmaz mal edinemiyor. Hatay’ı kendi topraklarına katmak isteyen genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye arasında tırmanan anlaşmazlık, Hatay’ın 1939’da bağımsızlığını ilan edip referandum ile Türkiye’ye katılmasıyla sonuçlanmıştı. Tapu Kanunu da o dönem yürürlüğe girmişti.

Kilis Belediye Başkanı Hasan Kara, “Şirket kurdukları takdirde şirket adına mülk alabiliyorlar. Bu nedenle çok az” diyor.

 

Vasıfsız işçi rekabeti

 

Kilisliler, vasıfsız eleman ihtiyacının düşük ücretle çalışan Suriyelilerle karşılanmasından yakınıyor. Market sahibi Serdar Yılmaz, “Evlere sipariş götüren yeğenime günlük 30 TL veriyorum. Suriyeli, 20 TL’ye razı” diyor. Emekli memur Abdi Uygun, Suriyelilerin, Türklerin beğenmediği tarım, inşaat, tekstil, getir - götür işlerinde çalıştıklarını söylüyor. Kilis Valisi Süleyman Tapsız’a göre Kilis’te işsizlik yok denecek kadar az. Tapsız, “Öncüpınar ve Elbeyli kamplarında güvenlik, temizlik hizmetlerinde 2 bin Kilisli çalışıyor. İŞKUR’un Toplum Yararına Çalışma Projesi kapsamında 2 bin 500 kişiye kadro verdik. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Kalkınma Ajansı ile fakirlere her türlü yardımı yapıyoruz. GAP İdaresi Başkanlığı’ndan tarıma büyük katkı var” diyor.

 

Kiralar patladı

 

Ağırbaşlı bir sükûnetle misafir edilen Suriyelilere, kira artışına neden oldukları için tepki gösterenler de var. Nüfus iki katına çıkınca Kilis’te gayrimenkuller ateş pahası olmuş. Mülk sahipleri, artan talebi yüksek kâra çevirmiş. Kilisliler, bu durumdan Suriyelileri sorumlu tutuyor. Ev kadını Ayşe Özdemir (26), “150 TL kira ödediğim evim, Suriyeliler yüzünden 450 TL oldu”, tekstil işçisi Abdurrahim Remoğlu (31) da “İstanbul Bağcılar’da 500 TL’ye oturdum. Memleketime döndüm, aynı kirayı ödüyorum” diyor. Cumali Kıroğlu (35) ise itiraz ediyor ve Suriyelilerin hiçbir suçu olmadığını söylüyor: “Kiraları kim yükseltti? Biz. Fırsatçılık yapan kim? Biz.”

 

Yüzde 10 kota

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yeni düzenlemesiyle işyerlerinde çalışanların yüzde 10’u Suriyeli olabilecek. Tarım ve hayvancılık alanlarında ise yüzde 10 kotası aşılabilecek. Kilis’in gelişmiş bir sanayisi yok. Yapılması planlanan Polateli Organize Sanayi Bölgesi, üç yıl sonra hizmete açıldığında büyük bir istihdam yaratacak. Kilis’te gıda, perakende, motosiklet tamirciliği, tekstil ağırlıkta.

 

Halep tüccarının başarısı

 

Yüzlerce yıldır bölgenin ticaret merkezi olan Halep’in tüccarlarının bir bölümü, iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığındı. Çoğunluğu Mersin’i tercih etse de Kilis’e yerleşenler, kuyumcu Murat Dabanıuzun’un söylediğine göre, "Sermayeleriyle birlikte bilgi birikimlerini getirdiler. Esnafın önüne geçtiler." Yerli esnaf akşamüzeri dükkânını kapatırken Halepli esnaf, kendi dükkânını gece yarılarına kadar açık tutmuş. Dabanıuzun, Haleplilerin açtığı meyve-sebze marketlerinde gece yarısı bile kasa kuyruğu olduğunu söylüyor. Vali Tapsız da “Ülkemize yabancı sermayeyi getirmek istemiyor muyduk? Halepli tüccarlar, Organize Sanayi Bölgesi’nde İtalyanlarla birlikte mobilya fabrikası kurdular” diyor.