Türkiye'de siyaset, bir kez daha Suriyeli sığınmacıları geri gönderip göndermemeyi tartışıyor. DW Türkçe, siyasette tansiyonu yükselten Suriyeli sığınmacılar tartışmasını konunun uzmanlarına sordu.
Almanya'nın saygın düşünce kuruluşu Politika ve Bilim Vakfı (SWP) bünyesindeki Uygulamalı Türkiye Araştırmaları Merkezi'nin (CATS) Network üyesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Mülkiye Göç Araştırmaları Merkezi-MÜGAM Müdürü Prof. Dr. Murat Erdoğan, DW Türkçe'ye açıklamalarda bulundu.
Murat Erdoğan, 2017 yılında yaptıkları araştırmalarda Suriyeli sığınmacıların yüzde 60'ının savaş biter bitmez dönmeyi istediklerini kaydetti. "Ama 2017'den sonra her şeyin rengi değişti. Suriye'de kronik bir savaş ortamı ortaya çıktı" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla Suriyelilerin gönüllü geri dönüş istekleri de ortadan kalktı. Şimdi onun üzerine Türkiye'deki tartışmaya başladık. Son dönemde bir takım politikacılar bu konuya daha dirençle ele alınca büyük partilerin bundan uzakta kalması mümkün değil. Çünkü konu her geçen gün siyasetin en önemli konusu haline geliyor. Türkiye'de bugün insanlar seçime gittiğinde ekonomi, terör ve Suriyeliler konusunu düşünerek oy verecekler. Dolayısıyla siyaset her geçen gün bu konuda yoğunlaşacak."
Geri gönderme konusunda üç opsiyon olduğunu belirten Murat Erdoğan, bunların sığınmacıları gönüllü, zorla gönderme veya 3. ülkelere yollama olduğunu kaydetti. Bunların hiçbirinin mümkün olmadığını ifade eden Erdoğan, gerekçesini şöyle açıkladı:
"Birincisi Suriyelilerin gönüllü olarak evlerine dönmesinin hem koşulları uygun değil hem kendilerinin böyle iradesi yok. Yüzde 80'in üzerinde Suriyeli, evlerine geri dönmeye cesaret edemiyorlar, bunu doğru bulmuyorlar. Bir de Türkiye'de yaşam kurduklarını söylüyorlar. Yani çocukları okula gidiyor, kendileri çalışıyorlar, bir biçimde Türkiye'de bir sistem geliştirdiler. Bunları bırakıp Suriye'ye dönmeleri çok gerçekçi görünmüyor."
Bunun yanında Suriye'deki durumun ise daha vahim olduğunu dile getiren Erdoğan, "Hem ülkede savaş ortamı devam ediyor hem ülkenin alt yapısı çökmüş durumda. Dolayısıyla bugün Suriye'de savaş bitse bile 10 seneye kadar oranın normal bir yaşama dönüşmesi mümkün olamayacak. Dolayısıyla Suriyeliler kendi gönülleriyle geri dönmeyecek."
Erdoğan, ikinci seçeneğin 3. ülkeye gönderme olduğunu belirterek, "Ama 3. ülke kotaları olağanüstü azaldı. Hele Ukraynalılarla birlikte Avrupa bu konuda zaten ilgisiz ve isteksizdi, bu saatten sonra daha çok Ukraynanılar tercih edilecek. Ve Suriyelilerin artık Avrupa'ya gitmesi de neredeyse imkansız hale geldi" dedi.
"Üçüncü ihtimal" olarak "Zorla geri gönderme"nin Türkiye'de yaygın bir söylem olarak kullanıldığına dikkati çeken Murat Erdoğan, "Bu kendi hukukumuza, anayasamıza, geri gönderme ilkesine aykırı hem de uluslararası hukuka aykırı" ifadesini kullandı.
Murat Erdoğan, bunun siyaset tarafından bu kadar gündemde tutulmasının, yapacakları anlamına gelmediğini de kaydetti. "Ama siyaseten bunun karşılığı var" ifadesini kullanan Erdoğan, "Bunu söyleyen siyasetçiler şu anda gayet iyi popüler oluyorlar, alkış alıyorlar, dolayısıyla bu geri gönderme söylemi kullanılıyor" dedi.
Göç Uzmanı Murat Erdoğan, 4 milyonluk bir kitleyi, evlerinden söküp, sokaklarından alıp pratikte bile Suriye'ye göndermenin neredeyse imkansız bir şey olduğu görüşünde. Bunun önümüzdeki günlerde siyasetin çok önemli konusu olacağını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanının kısa bir süre önce 'biz onları göndermeyeceğiz' sözünden sonra şimdi 'onurlu bir geri dönüş'ten söz etmesi aslında CHP'nin söylediğinden çok farklı değil. Sadece kelimelerde bir takım farklılıklar var. Bu konu önümüzdeki dönemde de siyasetin önemli bir tartışması olacak gibi görünüyor. Geri dönüş, zorunlu geri göndermeyi bir tarafa bırakırsak neredeyse imkansız görünüyor."
Erdoğan, Türkiye'nin Suriye yönetimi ile anlaşması halinde dahi sığınmacıların oraya gitmesinin mümkün olmadığını, bunun hayal olduğunu kaydetti. 30 yıldır göç hareketlerini takip ettiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Gelen insanlar, geldikleri yerde kriz kısa sürede sona ererse zaten evlerine dönüyorlar. Ama geldikleri yer, bir kere zaten kötü durumda ise ve bulundukları yerin durumlarından koşullarından geride ise o zaman kalmayı tercih ediyorlar. Dünyada pek çok örneği var. Gelenler kolay kolay evlerine geri dönmüyorlar. Bugün istersek bugünkü hükümet gitsin Esad'la bir anlaşma yapsın, barış sağlansın ve Esad da bir söz versin, 'ben bir şey yapmayacağım, geri dönebelirler' diye. Bu bile Türkiye'deki Suriyelileri hiçbir şekilde ilgilendirmiyor. Türkiye'deki Suriyeliler kendi sosyolojik zeminlerinde hayatlarına devam ediyorlar. Kendi hayatlarını burada kuruyorlar. Dolayısıyla ister bu hükümet ister başka hükümet Suriye'deki anlaşma üzerinden Türkiye'deki Suriyelelerin oraya gitmesini beklerse hayal kurmuş olur."
Peki, çözüm ne?
Prof. Erdoğan, 2014 yılından itibaren sığınmacıların uyumunun sağlanmasını önerdiğini belirterek, bunun nedenini şöyle açıkladı:
"Biz göç uzmanıyız, 30 senedir. Dünyadaki göç hareketlerine bakıyoruz, Suriye'ye bakıyoruz, Türkiye'deki Suriyelilerin davranış şekillerine bakıyoruz. Suriyelilerin Türkiyede kalıcı oldukları çok açık. Türk toplumu da bunun farkında. Bu saatten sonra Suriyelilerle ilgili bütün tartışmalar, aslında Türkiye'nin gelecekteki huzurunu etkileyecek tartışmalar. Biz bu süreci daha iyi yönetmeliyiz. Daha düzgün, insan onuruna uygun uyum politikaları uygulamalıyız. Uyum politikaları, Suriyeliler için uygulayacağımız uyum politikaları değil, aslında Türk toplumunun huzuru için uygulayacağımız bir politika."
Kilis 7 Aralık Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. İbrahim Efe de geri göndermenin mümkün olmadığını, asıl odaklanılması gerekenin uyum olduğu görüşünde. Suriyeli sığınmacıları yakından takip eden Efe, DW Türkçe'ye şu değerlendirmeyi yaptı:
"Şuan bu durum, tabii siyasi saiklerle tartışmaya açılan bir konu. Fakat uluslararası hukuk açısından bakarsak, geri göndermeme ilkesi, hem 1951 Cenevre Anlaşması, hem de ek protokolle vurgulanan ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası hukuki metinlerde genel kabul görmüş bir kaide. Türkiye'nin bu prensibin dışına çıkılabileceğini düşünmüyorum. Kitlesel olarak geri göndermenin mümkün olacağını kesinlikle düşünmüyorum."
İbrahim Efe, toplumsal olarak da geri göndermenin mümkün olmadığını kaydetti, gerekçesini şöyle ifade etti:
"Çünkü Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin önemli kısmı hayatlarının büyük bölümünü Türkiye'de geçirdiler. Bu meselenin 11. yılındayız. Genç nüfusu düşünürsek; yeni doğanlar ve çocukken buraya gelenler hayatlarının önemli kısmını Türkiye'de geçirdi. Bu insanlar Türkiye'de başka bir ülke tanımadılar. Bu sebeple onlara geri dönme sorusu sorulduğunda büyük ihtimalle geri dönmek istemeyeceklerdir."
Özellikle seçim dönemlerinde ve seçime yaklaşıldığı dönemlerde bu meselenin sıklıkla gündeme geldiğini anımsatan Efe, "Bunun sebeplerini de biliyoruz. Ekonomik bir takım sebepleri var. Ekonomik olarak sorunların arttığı dönemlerde zincirin en zayıf halkası olarak mülteciler görülür. Bu Avrupa'da da epey zamandır yükselen bir trend. Aşırı sağ siyasetin yükselmesiyle birlikte bunun Türkiye'ye yansımalarını da gördük" dedi.
İbrahim Efe, uyum politikaları açısından yapılan çalışmaların önemli olduğunu ancak yeterli düzeye ulaşmadığı kaydetti.
Daha önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde sığınmacıları ülkelerine göndereceklerini açıklamıştı.
Mart ayında yaptığı açıklamada Suriyeli sığınmacıları geri göndermeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Ankara'da büyükelçilere verdiği iftar yemeğinde, "Tek başına bırakılmış olsak da Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz" diyerek geri adım attı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise Suriyeli sığınmacıların ülkelerinden ayrılış ve kopuşlarına neden olan ağır şartlar ortadan kalkar kalkmaz güvenli ve gönüllü bir şekilde geldikleri gibi uğurlanmasını önerdi, ancak toplumsal huzuru bozanların sınır dışı edilmesini istedi.
Suriyeli sığınmacıların geri gönderilmesi yönünde radikal görüşleri olan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise bunun için eski Dışişleri Bakanı Şükrü Sina Gürel başkanlığındaki bir heyetin Şam Hükümeti ile görüşme yapma planını açıkladı.
Resmi rakamlara göre Türkiye'de 3 milyon 761 bin Suriyeli sığınmacı var. Okul çağındaki yaklaşık bir milyon 124 bin Suriyeli çocuğun 730 bini okula giderken, yüzde 35'i eğitimden mahrum. Bunların dışında yaklaşık 192 bin Suriyeliye Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verildi. Türkiye'nin Suriye'de kontrolü altında tuttuğu belirtilen bölgelere ise yaklaşık 500 bin sığınmacının geri döndüğü iddia ediliyor.
Göç İdaresi Başkanlığı ise 2021 yılı faaliyet raporunda bu yıl için "Ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde düzensiz göçmenlerin gönüllü ve güvenli geri dönüş sayılarını artırabilecek bir sistem oluşturma" hedefini koydu.
Türkiye ile Suriye yönetimi arasında doğrudan bir temas yok. Ancak iki ülkenin istihbarat teşkilatlarının perde gerisinden görüştüğü biliniyor.