29 Nisan 2011'de 400 kadar Suriye vatandaşı, Hatay’ın Yayladağı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı’na yönelmesinden bu yana, Türkiye’deki Suriyeli nüfusu ülkenin yüzde 4'üne yaklaştı.
Milliyet'ten Aydın Hasan'ın haberine göre “Suriyeli” kelimesi, sokaktaki insan için “Suriye vatandaşı” olma anlamını kaybetti.
“Suriyeli” denince artık Türkiye’de toplumsal hayatın bir gerçeği haline gelen ve neredeyse nüfusun yüzde 4 gibi bir oranını oluşturan bir etnik grup anlaşılıyor. Peki 6 yıl gibi kısa sürede 3 milyonun üzerinde bir insan kitlesi nasıl Türkiye’nin sosyal bir gerçeği haline dönüştü?
Genelkurmay, AFAD ve Dışişleri Bakanlığı; göç dalgasının ilk başladığı 2011 yılında muhtemel göç dalgasına karşı bir senaryo hazırladı. Bu senaryoda; Suriye’deki iç savaşın şiddetlenmesi ihtimaline paralel olarak Halep ve İdlib bölgelerinden büyük bir göç dalgası ihtimali üzerinde durulmuştu. Bu çerçevede göçün 50 bin dolayında kalması, 100 bine çıkması ve 200 bin kişiyi geçmesi ihtimallerine dayalı olarak 3 senaryoya göre hazırlıklar yapıldı. Türkiye’nin o dönemde kamplarda barındırma imkanı 60 bin kişi ile sınırlıydı. Bütün hazırlıklar en kötü senaryo olan 200 bin kişinin gelmesine dayalı olarak yapıldı. Ancak yaşanan göç dalgası en kötü senaryodaki rakamları bile yıllar içinde çok küçük ölçekte bırakacaktı.
2012 yılında Türkiye’deki Suriyeli göçmen sayısı 14 bin 237 idi. 17 Ağustos 2017 tarihli veriler itibariyle Türkiye’deki biyometrik kayıt altına alınan Suriyeli sayısı 3 milyon 141 bin 380.
Bayramlaşma ziyareti için sokağa çıktığınızda bir Suriyeli ile karşılaşma ihtimaliniz çok yüksek. Çünkü Türkiye’de Suriyelilerin bulunmadığı tek bir il yok. Bayburt’ta 42, Artvin’de 45 Suriyeli göçmen var. İstanbul’daki Suriyeli sayısı 501 bin 929’a ulaştı. Yunanistan’ın başkenti Atina’nın nüfusunun 664 bin olduğunu dikkate aldığınızda sayının önemi ortaya çıkıyor. Yani İstanbul’da Atina’nın nüfusuna yakın Suriyeli göçmen yaşıyor.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 17 Ağustos tarihli kayıtlarına göre; Türkiye’de yaşayan kayıtlı Suriyeli sayısı 3 milyon 141 bin 380. Bunlardan 233 bin 146’sı kamplarda yaşıyor. Diğerlerinin sayısı 2 milyon 908 bin 234. Ermenistan, Litvanya ve Arnavutluk’un nüfusları 3 milyon civarında. Yani, Türkiye’de bu üç ülkenin nüfusu kadar Suriyeli yaşıyor. Ülkelerindeki iç savaştan kaçıp Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin sayısı 3 milyonu geçti. Yani ülkemizde Arnavutluk’un nüfusu kadar Suriyeli yaşıyor. 2012 yılında Türkiye’deki Suriyeli göçmen sayısı 14 bin 237 idi
Geçici koruma kapsamında bulunan Suriyelilerin ilk 10 ile göre dağılımı şöyle: İstanbul: 501 bin 929 Şanlıurfa: 439 bin 826 Hatay: 403 bin 438 Gaziantep: 339 bin 697 Adana: 166 bin 247 Mersin: 157 bin 285 Kilis: 127 bin 576 Bursa: 117 bin 682 İzmir: 115 bin 356 Mardin: 95 bin 926
Türkiye’deki Suriyeli göçmenlerin içindeki erkek sayısı bir milyon 683 bin 456 iken, kadın sayısı bir milyon 457 bin 924 oldu. 0 ile 30 yaş arasındaki Suriyeli sayısı 2 milyon 221 bin 510. En fazla oranı 464 bin 886 kişi ile 19 - 24 yaş grubu oluşturuyor.
Türkiye’deki 3 milyonun üzerindeki Suriyelinin büyük çoğunluğunun biyoletrik kaydı yapılmış durumda. Biyometrik kayıt ile 10 parmağın da izleri alınıyor. Mültecilere geçici koruma kimlik belgesi veriliyor. Bu belgede, Türkiye içi göç akışkanlığını engellemek için mültecinin kaldığı ilin adı da yazılıyor. Türkiye, bu yolla mültecileri barındıkları ilde tutmayı amaçlıyor. Ancak bunun pratikte büyük ölçüde engelleyici olduğunu söylemek zor. Bu kimlik belgesine sahip olanlar aynı zamanda sağlık ve eğitim hizmetlerinden de yararlanabiliyor.