"Suriyeliler dönmeli' diyenlere 'ırkçı' diyordunuz, AKP'ye oy verenlerin de rahatsız olduğunu anlayınca..."

"Suriyeliler dönmeli' diyenlere 'ırkçı' diyordunuz, AKP'ye oy verenlerin de rahatsız olduğunu anlayınca..."

Yeniçağ yazarı Arslan Bulut, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ve AKP'li yöneticilerin "Zeytin Dalı Harekâtı, Türkiye'deki 3 milyon Suriyelinin kendi topraklarına dönmesini sağlayacak" açıklamalarını değerlendirdi. Bulut, "Suriyeliler ülkelerine dönmeli' diyenlere 'ırkçı' diyordunuz, 'bunlar Ensarı bilmez2 diyordunuz" tepkisini göstererek, "AKP'ye oy veren vatandaşın da bundan rahatsız olduğunu nihayet anladınız. Afrin operasyonunu daha sonuçlanmadan oya dönüştürmeye ve asıl projenizi hayata geçirmeye çalışıyorsunuz" ifadesini kullandı.

Bulut'un "AKP'li seçmen neden rahatsız?" başlığıyla (1 Şubat 2018) yayımlanan yazısı şöyle:

Türkiye'nin Afrin'deki terör yuvalarına operasyon yapması şarttı. Çünkü, Hatay, 1970'li yıllardan beri bu bölgeden teröristler kullanılarak taciz ediliyordu! Bu bakımdan her Türk vatandaşının bu operasyonu desteklemesi gerekir.

Fakat adı üzerinde; bu bir "terör operasyonu"dur, "savaş" değildir! Türkiye Büyük Millet Meclisi, bir savaş kararı da almamıştır.

Dolayısıyla, AKP iktidarı olağanüstü halin verdiği yetkileri kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına, "savaş hukuku" uygulayamaz. Uygularsa hukuku çiğnemiş olur!

***

Denilebilir ki "Bu iktidarın hangi uygulaması hukuka uygun ki?"

Evet, A'den Z'ye her alanda hukuk paspas edilmiştir. Milliyetçilik, İslâm, liberal düşünce, demokrasi, insan hakları, kuvayı milliye, Lozan, Atatürk, Mehmet Akif, vatan, millet gibi bütün değerlerin içi boşaltılmış ve kitleler nezdinde başkalaştırılmıştır.

"Paspas ettiler" diyorum; her türlü milliyetçiliği ayaklarının altın aldıklarını söylemişlerdi! İslâmcıları da liberalleri iktidara gelmek için kullandılar. Şimdi milliyetçiliği kullanıyorlar.

Bunlar, belli bir projenin ürünüdür. İşte Lozan'ı "dayatma" olarak gördüklerini açıkladılar! "Sevr'i mi isterdiniz" diye sormak gerekir.

Zaten, Türkiye Cumhuriyeti'nin dönüştürülmesi söz konusu edilmiştir. Şimdi pek kullanmıyorlar ama "Yeni Türkiye Cumhuriyeti" de diyorlardı.

***

Sonradan Milli Eğitim Bakanı yaptıkları Ömer Dinçer, 19-21 Mayıs 1995 tarihlerinde Sıvas'ta bir sempozyumda yaptığı konuşmada, "Türkiye Cumhuriyeti'nin öngördüğü ulusal devlet yahut milliyetçilik esaslarına dayalı devlet fikri yerine uluslararası işbirliği yapan ve belki de siyasi olarak bütünleşen ülkeler söz konusu olmaya başlamıştır" diyerek bu niyeti açıkça belirtiyordu.

Yine Dinçer, "Başlangıçta kurulurken ortaya atılan cumhuriyet ilkesinin de zayıfladığını ve işlevini kaybettiğini görüyoruz. Halk için ve halk adına yönetim diye tarif edilen Cumhuriyet kavramının aslında artık bizim için çok fazla bir mana ifade etmediğini söylememiz de mümkündür" diyordu.

Halen Cumhurbaşkanı başdanışmanı olan Mehmet Uçum ise "Kürt politikası, Türkiye'nin yeni siyasal sistem ihtiyacı içerisinde bir yere sahiptir ve 'yeni anayasal sistemin bir boyutudur.' Türkiye'ye özgü 'başkanlık modeli', üniter yapı içerisinde 'adem-i merkeziyetçiliğin geliştirileceği' bir esasa dayandığından 'Kürtlerin yaşadığı bölgeler' de dahil olmak üzere tüm Türkiye bakımından güçlü 'yerel-bütünleştirici merkez yapısı'nı kurmak hedeftir. Yani 'dışlayıcı ve baskıcı Türk milleti'nden 'kapsayıcı ve özgürleştirici Türkiye milleti'ne geçiş sürecinde Kürt sorununun kalıcı çözümünün gerçekleşeceği bir siyasal realite söz konusudur." demiştir. Diğer danışmanlardan ikisi de eyalet sistemini savunmuştur.

Abdullah Öcalan'ın, dolayısıyla ABD'nin de projesi bu zaten! Öcalan, aynı görüşleri "demokratik konfederalizm" diye savunuyor.

***

Bunları niçin hatırlattım. Çünkü Tayyip Bey'den sonra AKP Genel Başkan Yardımcısı Harun Karacan da "Zeytin Dalı Harekâtı Türkiye'deki 3 milyon Suriyelinin kendi topraklarına dönmesini sağlayacak." dedi.

İyi de "Suriyeliler ülkelerine dönmeli" diyenlere "ırkçı" diyordunuz, "bunlar Ensarı bilmez" diyordunuz!

Üstelik daha Suriye krizi başlamadan, kendi politikalarınızın Suriye'de insanlık dramına sebep olacağını biliyordunuz. Suriyelilere kamplarda eğitim vermeye başlamıştınız ve göç dalgasına hazır olmak için de 1.5 milyon çadır sipariş etmiştiniz? 

Nitekim sadece Türkiye'ye 3.5 milyon mülteci geldi! Sahile vuran bebek cesetleri de bu politikanın eseridir!

Fakat, AKP'ye oy veren vatandaşın da bundan rahatsız olduğunu nihayet anladınız!

Şimdi, Afrin operasyonunu daha sonuçlanmadan oya dönüştürmeye ve asıl projenizi hayata geçirmeye çalışıyorsunuz!

Fakat sizin de miadınız doldu. Aleyhinize kullanılacak icraatlar yapmayın bari!