Hatay Kırıkhan yakınlarındaki yol kenarında kendi çadırkentlerini kuran Suriyeliler, bahar ve yaz aylarında kayıtdışı mevsimlik işçi olarak çalışıyor, havalar soğumaya başlayınca şehir merkezlerinde inşaatlarda amelelik yapıyorlar. Çoğu kaçak yollarla, mayınları aşarak Türkiye'ye ulaşabilmiş ve bu tehlikeli yolculuk için tüm paralarını sınırı geçmek için harcamışlar.
Hürriyet gazetesinden Cansu Şimşek'in izlenim haberi şöyle:
3 milyonun üzerinde Suriyeli’ye ev sahipliği yapan Türkiye’de, sığınmacıların ilk adreslerinden biri sınır kenti Hatay. Tek başına 385 bin Suriyeli’yi ağırlayan Hatay’da, 6 yıl önce iç savaştan kaçanlar için ilk çadır kent kurulmuştu.
O günden bu yana Suriyeliler için devlet birçok ilde sığınmacı kampları, konteynır kentler kurdu. Bugünlerde sınırda yaşanan gelişmelerle bölgedeki kaçak geçişlerde artış gözlemleniyor. Derme çatma çadırlarıyla yurda kaçak yollardan girenlerin ilk adresi çoğunlukla yine Hatay oluyor.
Son bir ay içindeki akınla birlikte ülkeye gelen sığınmacıların tek hedefi geçici kimlik kartına sahip olabilmek. Çünkü geçici kimlik kartı düzenli yardım alabilmek ya da mevsimlik işçiler için kurulan konteynır okullara çocuklarını yollama hakkı demek.
Yol kenarındaki çadırkentin en eski sakinleri bir yıl önce buraya gelmiş. Bahar ve yaz aylarında kayıtdışı mevsimlik işçi olarak çalışıyor, havalar soğumaya başlayınca şehir merkezlerinde inşaatlarda amelelik yapıyorlar. Çoğu kaçak yollarla, mayınları aşarak Türkiye’ye ulaşabilmiş ve bu tehlikeli yolculuk için tüm paralarını sınırı geçmek için harcamışlar.
En büyük dertleri suya erişim. Tarlalardaki musluklardan su taşıyıp gündelik ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorlar. Yine tarladaki tek tuvaleti de tüm çadır kent sakinleri kullanmak zorunda. Mutfak için oluşturulmuş çadırda bir çamaşır ve bulaşık makinesi var.
"Bize özel, temiz bir mutfağımız yok ama en azından bombalar yok” diye avunuyorlar. Giderek ısınan hava ve bir çadırda ortalama 10 kişi kalmak zorunda olmaları da şikâyetçi oldukları diğer konular. Mevsimlik işçiler için tedarik edilmiş olan sahipsiz konteynırlar onlar için birer hazine değerinde. Türkçeyi öğrenmeye başlayan çocuklar “Kimlik yok, okul yok” diyor.