Suriyeliler için özel sağlık merkezleri hizmette

Suriyeliler için özel sağlık merkezleri hizmette

Suriyeliler, Türkiye'de Avrupa Birliği fonlarıyla kurulan sağlık merkezlerinde Suriyeli doktorlardan hizmet almaya başladı. Projenin hastanelerde yaşanan dil sorununu ortadan kaldırdığı belirtildi.

Muayene Suriyeliler tarafından Arapça yapılıyor. Daha önce Ankara'da yaşayan 85 bin Suriyeli yıllardır Türk sağlık personeli tarafından tedavi ediliyordu ama bu süreçte dil engelleri ve kültürel farklar nedeniyle zorluklar yaşanıyordu.

Halepli 41 yaşındaki Raniye Elgis yeni doğan ikiz torunları hemşire tarafından muayene edilirken gülümsüyor. Dört hafta önce doğduklarından bu yana bu ikinci muayeneleri ve o herşeyin yolunda olmasından dolayı çok memnun. Ayrılmadan önce kendisine ikizlere vermesi için D vitamini veriliyor. İkizlerin sezaryen olan anneleri sadece iki sokak yukarıdaki evlerinde onları bekliyor. Elgis, Altındağ'daki Bab-ı Şifa Göçmen Sağlığı Merkezi'nde göçmenlere özel ücretsiz tedaviden faydalananlardan sadece biri. 

"Bizimle gerçekten ilgileniyorlar"

İki katlı tesis Ankara'nın göçmenlerin en yoğun olduğu semtinde Eylül ayında hizmete girdi. Merkez Avrupa Birliği (AB)-Türkiye arasında yapılan ve Türkiye'de yaşayan 3.3 milyon Suriyelinin hayatını iyileştirmeyi amaçlayan anlaşma tarafından fonlanıyor.

Elgis DW'ye Arapça sağlık hizmeti ile ilgili olarak düşüncelerini şöyle aktarıyor:  "Bu çok daha rahat. Bizimle gerçekten ilgileniyorlar ve ne dediğimizi dinliyorlar." 

Suriyelilerin tedavileri ve çalıştırılmaları

Altındağ'daki sağlık merkezi Türkiye'de göçmenlere hizmet etmesi için yapılması planlanan 178 tıp merkezinden biri. Bu tür projelerin Türkiye Sağlık Bakanlığı'na AB tarafından sağlanan 300 milyon euroluk fonla yapılması planlanıyor. Bu merkezlerin sadece temel sağlık hizmeti sağlaması değil, aynı zamanda aşı, aile planlaması, psikolojik destek, rehabilitasyon hizmeti de vermesi planlanıyor. 26 mobil sağlık merkezi ile de yerleşim yerlerine uzak yaşayan Suriyelilere hizmet verilecek.

Türkiye'deki mülteci projelerini yöneten AB kuruluşu ECHO'da görevli teknik asistan Felix Leger, mültecilere hizmet veren bu tür sağlık merkezlerinin bin 500 kişiye istihdam sağladığını ve mülteci toplumu içindeki sağlık profesyonellerine iş sağlaması bakımdan önemli olduğunun altını çiziyor.

DW'ye konuşan Leger, "Sınırı geçen birçok Suriyelinin doktor ve hemşire olduğunu biliyorduk. Bu iş gücünü Suriyeli toplumun faydasına kullanabileceğimiz konusunda Sağlık Bakanlığı'nın nabzını ölçtük. Bakanlık çok olumlu yaklaştı. Onlar da insanlara yardım için bir fırsat gördüler" dedi.

Bir çok Suriyeli doktor ülkesinde çalışmak için gerekli begelere sahipken, Türkiye'ye gelirken pek çoğu belgelerini yanında getiremedi ya da tıp eğitimleri Türk sağlık sistemi tarafından tanınmıyordu.

Leger bu idari tıkanıklığı aşmak için ise göçmen merkezlerinde çalışan Suriyeli sağlık görevlilerinin stajyerlik türü programlara dahil olduğunu ve bu programlarda medikal yeteneklerini göstermek ve Türk sağlık protokollerini öğrenmek için Türk doktorları ile yan yana çalıştığını söyledi.

Profesyonel yardım

Dr. Nidal Öztürk Altındağ'daki sağlık merkezinde çalışan ve bu tür bir eğitimi tamamlayan beş doktordan biri. Menbiçli bir Türkmen olan Öztürk Türkçe ve Arapça konuşmayı biliyordu. Ancak 2013'te Türkiye'ye kaçtığından bu yana işsizdi.

Düşüncelerini DW'ye anlatan Öztürk, "Eğer doktorsanız ve işsizseniz bu sadece işsiz olmaktan daha kötü bir şey, çünkü toplumun size ihtiyacı olduğunu biliyorsunuz" diye konuştu.

Öztürk şimdi mobilya ve ekipmanların üzerinde "AB tarafından fonlandı" ibarelerinin bulunduğu ofisinde çalışıyor. Öztürk sağlık alanında tekrar çalışabildiği için çok müteşekkir olduğunu, günde 50 hasta gördüğünü, önceliğinin aşı yapmak ve eğitmek olduğunu söyledi. "Mülteci olduğunuz zaman aşı yaptırmak sizin için bir öncelik değil. Ancak biz bir çocuğu ilk kez gördüğümüz zaman ilk sorduğumuz soru bu oluyor."

Mülteci sağlık hizmetlerinde dönüşüm

Altındağ'da günde 200 civarında hasta tedavi ediliyor. Türkiye'de Suriyelilerin sağlık hizmetleriyle ilgilenen Sıhhat isimli kurumda çalışan Burcu Kuru merkezin her şey dahil Kasım 2019'a kadar 600 bin euroluk bir bütçe ile finanse edildiğini söylüyor.

AB, mültecileri odağına koyan eğitim ve sosyal servis hizmetleriyle ilgili geniş bir yelpazedeki girişimler için toplam 3 milyar euroluk bir bütçe ayırdı. Türkiye ise mülteciler için bugüne kadar 25 milyar dolar harcadığını belirtiyor.

Gelecekteki mülteci programlarını kimin finanse edeceği konusu henüz belli değil. Ancak insani yardım yetkilileri, bir çok Suriyelinin yakın bir gelecekte ülkelerine dönmesi beklenmediği için acil yardım programlarının, bakanlıkların çatısı altında uzun vadeli entegrasyon programına dönüştüğünü aktarıyor.

Leger'e göre hayata geçirilen bu yeni sağlık hizmeti devamlılığını koruyacak: "Sağlık Bakanlığı devam ettirmek istemese insani altyapıya bu kadar yüklü meblağlar yatırmazdı. Yarın 2,5 milyon Suriyeli ülkesine dönmediği müddetçe ki bu oldukça ihtimal dışı, bu yapıların hizmet vermeye devam etmesini bekliyorum."