Cengiz Çandar
(Radikal, 2 Mart 2012)
Suriye’nin Dostları’nın 70’ten fazla ülkenin katılımıyla yaptığı toplantıdan sonra nerede duruyoruz? Öncelikle Esad diktatörlüğüne karşı durmak bakımından, geçen ay Tunus’ta yapılan toplantıdan daha ileri bir noktada duruyoruz. Aradan geçen süre içinde ‘vakit kaybı’ndan ve Şam’daki zalim rejimin ömrünü uzatmaktan başka bir sonuç vermeyeceği aşağı yukarı belli olan bir ‘Annan Planı’ ortaya çıktı ve Suriye’deki rejimin İstanbul toplantısının hemen arifesinde kabul ettiğini ilan ettiği bu plan gölgesini toplantının üzerine düşürdü.
Toplantı bir yandan Annan Planı yokmuş gibi davranamadı, diğer yandan da bu Plan’ın sonuç vermeyeceği hesabı üzerine birtakım adımlar attı. Bu adımlar arasında en önemlisi, ‘Hür Suriye Ordusu’nun giderlerinin karşılanması ve ‘Hür Suriye Ordusu’na gece dürbünleri ve elektronik iletişim donanımı sağlanması için bir ‘fon’ kurulması kararı oldu.
Para, Körfez ülkeleri tarafından üstlenilecek. Başşar rejimine yaptırımların denetlenmesi, kimlerin ona, silah dahil, destek olduğunu belirlemek üzere bir ‘çalışma grubu’ kurulacak. Bunun anlamı, ‘Annan Planı’nın uygulanmasına destek olma görüntüsü altında Rusya ve Çin gibi ülkelere uluslararası diplomatik baskı getirmeyi amaçlamak. Dahası rejimin halka uyguladığı “şiddetin belgelenmesi” amaçlı bir merkez kurulması, ileride Başşar ve ekibinin “savaş suçlusu” olarak uluslararası savaş suçları mahkemesinin önüne çıkarılması ihtimalini ima ediyor.
Bu, kendiliğinden ‘Annan Planı’nın işleyeceğinden umutlu olunmadığının da ifadesi sayılır. Suriye muhalefetinin çatı örgütü olarak sahneye çıkan, merkezi İstanbul’daki ‘Suriye Ulusal Konseyi’nin ‘Suriye halkının tek meşru temsilcisi’ ilan edilmesi isteği yerine gelmedi. ‘Meşru bir temsilcisi’ olduğu ibaresi sonuç bildirgesinde yer aldı.
Bununla birlikte, SUK Başkanı Burhan Galyun, İstanbul toplantısına ‘taraf’ olarak katıldı ve konuşma yaptı. Bu da, daha SUK’un gidecek yolu olduğunu göstermekle birlikte, ‘Suriye Dostları’nın SUK’u kollamaya devam edeceğinin, güçlendirmeye çalışacağının bir göstergesi. Sonuç olarak ‘Suriye Dostları’nın İstanbul kararları, ‘Annan Planı’nda delik açtı veya ‘Annan Planı’ İstanbul’da delindi diye bir genel hüküm yanlış olmaz.