Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde IŞİD’in gerçekleştirdiği canlı bomba saldırısıyla ilgili davada 21. duruşma, Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi Hilvan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda görüldü. Davanın tek tutuklu sanık Yakup Şahin'e 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.
Gazete Duvar'dan Cengiz Anıl Bölükbaş'ın haberine göre, Avukat Sevda Çelik Özbingöl, İçişleri Bakanlığı tarafından 12 Ocak 2021 tarihinde ‘Sultanahmet ve Suruç saldırılarının patlayıcılarını temin eden DEAŞ'lı terörist yakalandı’ başlığıyla servis edilen açıklamada adı geçen Azzo Halaf Süleyman el Aggal’in dosyasının bu dosya ile birleştirilmesinin gerektiğini söyledi. Mahkeme, oy birliğiyle dosyasının birleştirilmesi talebini reddetti. Ayrıca mahkeme, ailelerin reddi hakim talebini duruşmanın uzatılmasına yönelik bir talep olduğu gerekçesiyle reddetti.
20 Temmuz 2015 tarihinde Kobani'deki çocuklara oyuncak götürmek amacıyla Amara Kültür Merkezi'nde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde bir araya gelen gençlere yönelik IŞİD’in gerçekleştirdiği canlı bomba saldırısında 33 kişi katledilmişti. Davanın 21. duruşmasında Adıyaman Baro Başkanlığı tarafından görevlendirilen Cüneyt Coşkun, davaya müdahil olma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti talebi oybirliğiyle reddetti. Ardından iddia makamı 19’uncu duruşmada açıkladığı mütalaayı tekrarladı. Bir önceki duruşmada avukatların savunma yaptıkları belirtilerek tanık vekillerinin savunma yapmamasına karar verildi. Karara itiraz eden dosya avukatlarından Sevda Çelik Özbingöl, reddi hakim talebine karşı beyanda bulunmayacaklarını dile getirdi. Özbingöl, mütalaaya karşı vekiller ve katılan aileler olarak ayrı ayrı savunmalarda bulunacaklarını ifade etti. Avukat Serdil İzol ise mütalaaya karşı savunma yapmalarının engellenmesinin usule aykırı olduğunu söyledi. Mahkeme heyeti, avukatların mütalaaya karşı savunma yapma talebini bir önceki duruşmada reddi hakim talebinde bulundukları gerekçesiyle oybirliğiyle reddetti. Karara avukat ve aileler tepki gösterdi.
Mahkeme başkanı karara tepki gösterilmesi üzerine Suruç yaralılarının ve ailelerin salondan dışarı çıkarılması talimatını verdi. Aileler salonu terk etmezken, içeriye jandarma girdi. Ara verilen duruşmanın devamında ilk sözü avukat Ruken Gülağacı aldı. Jandarma sebebiyle mahkeme heyetini göremediklerini dile getiren Gülağacı, jandarmaların dışarı çıkarılmasını talep etti. Duruşmaya katılanların son sözlerini söylemek istediklerini söyleyen Gülağacı, "Niye bunu engelliyorsunuz. Bize bunu açıklayamazsınız. Yasal olarak bizim söz söyleme hakkımız var” dedi. Mahkeme, jandarmanın çıkarılması talebini reddetti. Mütalaaya karşı savunma hakkı tanınmayan avukatlardan Sevda Çelik Özbingöl, mahkemenin verdiği kararla anayasayı ihlal ettiğini dile getirdi. Duruşmada bir kararın çıkması halinde adaletin sağlanmayacağının altını çizen Özbingöl, İçişleri Bakanlığı tarafından 12 Ocak 2021 tarihinde ‘Sultanahmet ve Suruç saldırılarının patlayıcılarını temin eden DEAŞ'lı terörist yakalandı’ başlığıyla servis edilen açıklamada adı geçen Azzo Halaf Süleyman el Aggal’in dosyasının bu dosya ile birleştirilmesinin gerektiğini vurguladı. Mahkeme, oy birliğiyle dosyasının birleştirilmesi talebini reddetti, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, aile ve patlamada yaralananları dinleme yönünde karar aldı. Katliamda ölen Hatice Ezgi Saadet'in babası Ali Saadet, sanıklar yerine kendilerine ceza verilmek istendiğini söyledi. Kızının katillerini görmek istediğini ve çocuğunun katilinin bir kişi olmadığını dile getiren Saadet, "Çocuğumun katillerini sizden istiyorum. Çocuğumu elimden adlılar, yardım edenleri açığa çıkarmıyorsunuz" dedi. Saadet'in konuşmasını kesen sanık Yakup Şahin ise, “Sensin katil” dedi.
Mahkeme heyeti duruşmaya öğlen arası verdi.
Duruşma aranın ardından tekrar başladı. İlk sözü katliamda oğlu Murat'ı yitiren Şemsi Yurtgül aldı. Yurtgül, “Her duruşma adalet arıyoruz ama mahkeme taleplerimizi hiç kabul etmiyor. Artık failler cezalandırılsın istiyoruz" dedi. Yurtgül'ün ardından söz alan katliamında eşi Ferdane ve oğlu Nartan'ı kaybeden Metin Kılıç, mahkemenin adil bir yargılama yapacağına inanmadığı için reddi hakim talebinde bulundu. Heyet ise duruşmanın uzatılması için bu talepte bulunulduğunu iddia ederek talebi reddetti. Suruç yaralısı Yasin Can, Suruç Katliamı'nın "terör eylemi" ilan edildiğini aktardı. Can, "Başka hangi bombalı terör eyleminde devlet kendi vatandaşını yüzde 50 kusurlu bulmuştur" diye sordu.
Müdahil avukatlar, kovuşturmanın genişletilmesi taleplerini yineledi ve mahkemenin dava sürecindeki kararlarını eleştirdi.
Mütalaaya karşı savunma yapan Yakup Şahin, bir önceki duruşmada yaptığı savunmayı tekrarladı. Savunmanın ardından Şahin ve avukatı beraat talebinde bulundu.
Davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin’e “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme” suçundan 34 kez ağırlaştırılmış müebbet, eylemin teşebbüs noktasından kalmasından bin 890 yıl, patlayıcı bulundurmaktan 10 yıl ve 40 bin TL para cezasıyla cezalandırdı.
Müzakere arasının ardından kararı açıklayan mahkeme heyeti, İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi'nin dosyalarının aramaları devam ettiği gerekçesiyle ayrılmasına karar verdi.