Suruç katliamından kurtulan Zeynep Altınok: Et parçaları üzerime yapışmıştı, polisler bize gülüyordu

Suruç katliamından kurtulan Zeynep Altınok:  Et parçaları üzerime yapışmıştı, polisler bize gülüyordu

Kobanê’ye oyuncak götürmek ve bölgede kütüphane kurmak için yola çıkmayı planlayan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyelerine yönelik bombalı saldırının düzenlendiği Şanlıurfa Suruç'ta patlamadan kurtulan 31 yaşındaki Zeynep Altınok, olaydan sonra polislerin kendilerine güldüklerini söyledi.

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun (SGDF) 'Kobanê'yi Yeniden İnşa Edelim' kampanyasına katılmak için Antalya'dan çoğunluğunu üniversite öğrencilerinin oluşturduğu 7 kişi, saldırıdan bir gün önce yola çıktı. Karayoluyla hareket eden grup sabaha karşı saat 04.30'da patlamanın yaşandığı Amara Kültür Merkezi'ne ulaştı.

 

'Birlikte kahvaltı hazırladık, halay çektik'

 

Emre Baylan'ın DHA'da yer alan haberine göre, saldırıdan yara almadan kurtulan 31 yaşındaki Zeynep Altınok, son 2 aydır işsiz olduğunu, bunu fırsat bilerek kampanyaya katıldığını söyledi. Kobani'deki çocuklar için Antalya'da yardım kampanyaları düzenlediklerini, oyuncaklar aldıklarını anlatan Altınok, iddiaların aksine yolculuk boyunca bir tek polis aramasından geçmediklerini söyledi. Sadece Antalya'dan gelenlerin değil farklı illerden gelenlerin de polis aramasından geçmeden Kültür Merkezi'ne ulaştığını belirten Altınok, “Kaldı ki, Amara Kültür Merkezi'nin yakınlarında da polisle karşılaşmadık. Biz Suruç'a neredeyse ilk ulaşan ekiptik. Saat ilerlerken farklı illerden arkadaşlarımız da gelmeye başladı. Birlikte kahvaltı hazırladık. Halaylarımızı çektik. Birbirimizi tanıdık" diye konuştu.

 

'Selam vermek için gülümsedim, bana gülmedi'

 

Altınok, Kültür Merkezi kapısında yeni tanıştığı kişilerle otururken sol tarafına bir kadının tek başına oturduğunu fark ettiğini söyledi. Altınok, "Ancak orada tek başına oturmak da imkansız. Amara'da 200- 250 kişi var. Herkes birbiriyle bir şekilde tanışma telaşı içinde. Ben, o kişinin yüzüne baktım, selam vermek anlamında gülümsedim. Bana gülmedi. Ama bizi dinlediğini fark ettim. Çantası yanında duruyordu. Saçları beline kadar uzun ve simsiyahtı. Kendi kendime 'Ne kadar erkeğe benziyor' dedim" diye konuştu. Altınok, kapı önünde yaptığı sohbetin bitmesiyle birlikte biraz dinlenmek için basın açıklaması yapılan yerin hemen arka tarafında yer alan havuzun başına gittiğini ve bir ağaç altına oturduğunu söyledi.

 

'Karşıda polisler vardı, bize gülüyorlardı'

 

Kısa bir sürenin ardından basın açıklaması için ayağa kalktıklarını, açıklamanın yapıldığını ve ardından sloganlar atılırken bir anda yüzünde bir ateş hissettiğini söyleyen Altınok, o anları şöyle anlattı:

"Yüzüme ateş geldiğini hissettim. Sonrasında kendimi havuzda buldum. Yaklaşık 1.5 metre arkamdaki havuzdan çıktığımı hatırlıyorum. Sonrasında tellerin altından kaçmaya çalıştığımızı biliyorum, ancak bir ateşin içindeydik. Suyun içinden çıktığımda her tarafım kandı. Et parçaları üzerime yapışmıştı. Saçımdan kan damlıyordu. Arkadaşıma 'Yüzümde bir şey var mı?' diye sordum. Olmadığına, ancak aynaya baktıktan sonra inandım. Uzun süre kimseyi duyamadım. Karşıda polisler vardı. Gülüyorlardı bize. Suruç halkı kendi araçlarıyla yaralıları hastaneye taşımak istiyordu, ancak bırakmadıklarını gördük."

 

'Amacımız oyuncak götürmekti'

 

Suruç'taki saldırıdan sağ kurtulan Zeynep Altınok, siyasilerin Suruç üzerinden yaptığı tartışmaları ise samimi bulmadığını söyledi. Son derece insani amaçlarla yola çıktıklarını, bunun gündelik siyasetin konusu haline dönüştürülmesini dahi anlamsız bulduğunu söyleyen Altınok, "Bizim amacımız oyuncak kitap götürmek, bayramda acılarını biraz olsun dindirmekti. Savaşmaya gitmedik" dedi.