Susturulan her yazara T24'te yer var, T24 bunun için de var

Susturulan her yazara T24'te yer var, T24 bunun için de var

Türkiye medyası, bir kez daha, iktidar ve medya sahibi sermaye gruplarının kısıtlamalarıyla karşı karşıya.

Medya sahipliği ve iktidarlar değişse de, gazeteciliği gerçeğe sadakat yolundan uzaklaştıran bu kısıtlamalar değişmiyor.

Tarafsız habercilik ve özgür yorumu sınırlayan bu yapının bir sonucu yayınların içeriğiyse, diğeri köşeleri kapatılan yazarlar oluyor. Son örnek, Uludere faciası nedeniyle Başbakan'ı ve hükümeti eleştiren Ali Akel'in, 16 yıldır çalıştığı Yeni Şafak gazetesinden uzaklaştırılması oldu. Akel, “Yeni Şafak'ı, sahibini, yöneticilerini anladığının” altını çizerek veda etti.

Biz de, siyasetle birlikte medya patronlarının da katkısıyla inşa edilen bu yapıyı  anladığımız için T24'ü kurduk, yaklaşık üç yıl önce bağımsız bir internet gazetesi olarak yola koyulduk.

Hiçbir kişi, kurum, kuruluş, örgüt ve hareketle doğrudan veya dolaylı ya da rastlantısal bir bağı olmayan T24'te hiçbir görüş habercilikten değerli olmadı, olamaz, olmayacak.

Sağdan sola, merkezden uca her görüşten insanın güven duyacağı bir gazeteciliğin bu ülkenin de hakkı olduğuna inanıyoruz.

Hiçbir katma değer sağlamadan hemen her gün aynı görüşü savunan ya da slogan atan bir “köşe yazarlığı” anlayışını sağlıklı bulmuyor,  yayınlarımızda “analiz” boyutunu ihmal etmemeye çalışıyoruz.

T24'e yapılan 200'ü aşkın “yazarlık” başvurusuna, bazı istisnalar dışında, bugüne kadar olumlu cevap veremedik. Ancak insan haklarına saygılı, hiçbir görüş ve inancı aşağılamayan, fikir tartışmasından “hakaret etmeyi” anlamayan, hangi tarafta olursa olsun gazeteciliği “particilik”le karıştırmayan yazarların susturulmasına “hayır” diyoruz.

Bugüne kadar susturulan çok sayıda yazara kişisel olarak yaptığımız daveti, meslektaşımız Ali Akel'in de uğradığı akıbet üzerine bu kez kamuoyunun önünde yineliyoruz.

Susturulan her yazara T24'te yer var.

Bağımsız internet gazetesi T24, bunun için de var...