Susturulmayı reddeden dört gazetecinin hikayesi

Susturulmayı reddeden dört gazetecinin hikayesi

“Bilgi nedeniyle kendilerini tehdit altında hissedenler, gazetecileri susturmanın uluslararası kamuoyunun neler olduğunu bilmesine engel olacağına inanıyor. CPJ, susmayı reddeden bu dört gazeteciyi onurlandırmaktan gurur duyuyor.”

Sandra Mims Rowe, CPJ Başkanı

 

Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) 24. Uluslararası Basın Özgürlüğü Ödülleri, tutukluluk, baskı ve sansür konusundaki çalışmaları dolayısıyla Burma, İran, Rusya ve Güney Afrika’dan bir kadın ve üç erkek gazeteciye verildi.

İşte Bianet'in derlemesiyle Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi’nin Uluslararası Basın Özgürlüğü Ödülleri'ni alan dört gazetecinin hikayesi:

 

Ferial Haffajee, Güney Afrika

“Bir gazetecinin yeri hapis değil. Yeri, sokaklar, haber odası, rezaletleri ortaya çıkartmak, daha iyi bir ülke ve kıta için uğraşmak. Madiba’nın dediği gibi, ‘Bir özgür basın, sadece kamu yararına karşı gücünü suistimal edeceklere karşı uyanık bir bekçi olur.”

Ferial Haffajee bağımsız haftalık gazete City Press’in yazı işleri müdürü. Bir süre önce haftalık araştırma gazetesi Mail & Guardian’ın da yazı işleri müdürüydü.

Onun yönetiminde iki gazete de çok önemli haberler yayınladı. Bunlardan biri kamu fonlarının Başkan Jacob Zuma’nın evi ve çevresindeki arazinin geliştirilmesinde nasıl kullanıldığıydı.

2012’de City Press, Zuma’nın satirik bir çizimini gazete yayınlayınca, kınama ve şiddet tehditleri ile karşılaştı. Sonunda çizimi yayından kaldırdı ve kaldırdığı için de başka bir grup insandan eleştiri aldı. Geriye bakınca, bunu yapmaması gerektiğini düşünüyor ve kendine “konuşma özgürlüğü köktencisi” diyor. 2006 senesinde, Haffajee ve Mail & Guardian Peygamber Muhammed’in karikatürünü bastıkları için tehdit edilmişlerdi.

Haffajee 2013’te City Press haber odasında, ırkçılığa karşı çıkarken, birkaç siyah meslektaşını eleştirdi. Bu olay, Haffajee’nin ırkçılık yaptığına dair bir tartışma başlattı. Ayrımcılıkla suçlanan Haffajee, “City Press’de sekiz editör var (5 siyahi, 3 beyaz, 4 kadın, 4 erkek). Kadromuzun yüzde 68’i siyah, yüzde 45’i kadın ve 5 kişilik boş yerimiz var” diye tweet attı.

 

Güney Afrika’da basın özgürlüğü:

* 2013 Kasım’da parlamentodan geçen ve özgür medyayı kısıtlayacak olan “mahremiyet yasası” devlet başkanı Zuma’nın imzasını bekliyor.

* Bilginin özgür yayılması kısıtlanıyor.

* Güney Afrika Yayın Kuruluşu başkanı, özel medya kuruluşlarının yaptığı eleştirel haberlere karşılık kamu kuruluşlarına “iyi haberler” için yüzde 70’lik kota getirilmesi çağrısı yaptı.

 

Aung Zaw, Burma

“Hangisi gerçek ve hangisi değil? Bazen yabancı meslektaşlarımızın içinde yaşadığımız gerçekliği daha farklı yansıttığından endişe ediyoruz. Burma hala ‘yeşil bir ülke’. Güzel ormanlarımızı ve ağaçları kastetmiyorum. İktidarda olan üniformalardan bahsediyorum- bu ülkeyi dünyanın en yoksulu haline getiren ordudan. Ama size şunu söyleyeyim; biz basın ve ifade özgürlüğünün, demokrasinin ve adaletin tarafındayız ve özgürlükleri korumaya, bağımsız gazeteciliği desteklemeye devam edeceğiz”.

Aung Zaw, 1993’te kurulan aylık dergi ve web sitesi The Irrawaddy’nin kurucusu ve yazı işleri müdürü.

Eski askeri rejimin “devlet düşmanı” ilan ettiği The Irrawaddy, Cumhurbaşkanı Thein Sein rejiminde baskı altında faaliyet göstermeye devam ediyor.  Yakın zamana kadar Burma’ya girişi yasaklanan ve kara listeye alınan Aung Zaw, basın ve ifade özgürlüğüyle ilgili konular üzerine çalışıyor. Yaklaşık 20 yıldır sürgünden yayın yapan The Irrawaddy, Burma’da eski askeri rejim ve mevcut yarı askeri rejim hakkında eleştirel ve araştırmacı analizler yapan birkaç yayından biri.

2012’nin sonunda Burma’da bir ofis açan The Irrawaddy, gitgide artan hükümet baskısı altında. Çalışanların vize süreleri kısaltılıyor, yayının markalaşmış isminin değiştirilmesi isteniyor, derginin editörleri askerler tarafından sorguya çekiliyor…

 

Burma’da basın özgürlüğü:

* CPJ’nin verilerine göre, 2012’den beri en az sekiz gazeteci ulusal güvenlik açısından “hassas” olarak nitelendirilen konularda haber yapıldığı için hapse girdi.

* Yetkililer, ulusal güvenlik yasalarını gazetecileri hapsetmek ve susturmak için kullanıyor.

* Mevcut hükümet, medya reformlarıyla ilgili geri adım atıyor.

 

Siamak Ghaderi, İran

“Rejim bir meşrutiyet krizi yaşıyor ve özgür basını, devlet karşıtı propaganda yapan ve olumsuz haberler yapan bir düşman olarak görüyor. Bu ödül, uluslararası kamuoyunun İranlı gazetecilerin özgürce çalışmasını ve halk protestolarını desteklediğine işaret eden bir gösterge.”

İranlı serbest gazeteci Siamak Ghaderi, eskiden İslam Cumhuriyeti Haber Ajansı IRNA’da editörlük ve muhabirlik yapıyordu.

Ghaderi, eski Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejat’ın İran’da eşcinsel olmadığına dair beyanını, ülkedeki LGBTİ’lerle röportaj yaparak çürüttüğünde uluslararası medyanın manşetlerinde yer almıştı. Ghaderi, saha sonra IRNA-ye maa (Bizim IRNA’mız) adlı kişisel bloğunu kurdu ve sokak protestolarını bu blog aracılığıyla haberleştirmeye başladı.

Temmuz 2010’da tutuklanan Ghaderi, Ocak 2011’de “rejime karşı propoganda yapmak”, “halkta kin ve nefrete teşvik etmek” ve “sahtecilik yapmak” suçlamalarından  dört yıl hapis cezası ve 60 kırbaç cezasına çarptırıldı.

Hükümet yanlısı web siteleri, Ghaderi’nin “ahlaksız hareketleri yüzünden tutuklanan bir isyankar” olduğunu yazdı. Ghaderi’nin blogu tekrar tekrar erişime kapatıldı.

Ghaderi, 2009 seçimleri hakkında bloğunda yazılar yazana kadar, IRNA’da 18 yıl boyunca çalıştı. Ghaderi 14 Temmuz 2014’te cezaevinden çıktı.

 

İran’da basın özgürlüğü:

* İran hapsettiği 35 gazeteciyle, dünyanın en çok gazeteci hapseden ülkesi ünvanını Çin ile paylaşıyor.

* İran, gazetecilerin sürgün edildiği veya kaçmak zorunda bırakıldığı ülkelerin başında geliyor.

* Cumhurbaşkanı Ruhani döneminde, İran’da basın özgürlüğü konusunda bir ilerleme olmadı.

 

Mikhail Zygar, Rusya

“Bu ödül, ülkem bitmeyen savaş yüzünden ikiye ayrılmasaydı mümkün olmazdı. Savaş dediğimde, doğu Ukrayna ile olan son zamanlardaki çatışmalardan bahsetmiyorum sadece, yozlaşmaya ve aşırı derecede kutuplaşmış toplumuzun iki farklı tarafı arasındaki gerginlikten de bahsediyorum. Son olarak, benim kadar bu ödülü hak eden diğer meslektaşlarımla birlikte burada duramadığım için utanıyorum. İş arkadaşlarım ve ben daha fazla araştırmaya, işimize devam edebilmeye ve üstünü örttükleri gerçeklerin üzerini açtığımız için bizden hoşlanmayanlara rağmen devam etme şansımız olduğu için çok mutluyuz.”

Mikhail Zygar, bağımsız Rusya TV kanalı Dozhd’nin baş editörü. Zygar’ın yönetiminde Dozhd, Kremlin kontrolü altındaki devlet kanallarına bir alternatif oluşturdu ve muhalefet sesler için platform sağladı. Kanal, politik olarak hassas olan meseleleri - Moskova 2011-2012 sokak protestoları gibi- de ele alıyor.

Rusya’nın kablolu ve uydu yayıncıları Dozhd TV’yi frekanslarından çıkarttığı akşam, kanalın izleyicileri 18 milyondan, 2 milyona düştü. Sonra da Dozhd, kadrosunu yarıya indirmek zorunda kaldı. Son olarak da, State Duma tarafından özel televizyon kanallarında reklamları yasaklandı. 1 Ocak’ta yasa yürürlüğe girecek.

 

Rusya'da basın özgürlüğü:

* 1992’den beri Rusya’da en azından 32 gazeteci öldürüldü ve failler cezasız kaldı.

* Rusyalı yetkililer, özgür medyayı, sivil toplumu ve interneti kısıtlayan birçok yasa geçirdi.

* Bağımsız gazeteciler ve alternatif yayın yapan medya saldırı altında.