Emekli Yarbay, MİT’çi ve özel harekât eğitmeni Korkut Eken, ‘toprak altından’ çıkan silahlarla ilgili ilginç bir açıklama yaptı. Eken, "Susurluk’un kayıp silahlarını TIR’la yurtdışına çıkardık. Emin ellerdeler ve Türkiye’ye dönmediler" dedi. Hürriyet gazetesinde Saygı Öztürk imzasıyla yayımlanan habere göre Susurluk Davası’nda "çete lideri" olduğu gerekçesiyle 6 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli yarbay, MİT mensubu, Emniyet özel harekat timlerinin eğitmeni Korkut Eken, Ergenekon operasyonu kapsamında son yapılan aramalarda ortaya çıkan silahlar için, "Onlar kayıp Susurluk silahları değil, çünkü o silahlar yurtdışında" dedi. Birlikte yargılandığı davada 6 yıl hapis cezasına çarptırılan Emniyet Özel Harekat Dairesi eski Başkan Vekili İbrahim Şahin’in evinde bulunduğu belirtilen krokilere bakılarak yapılan kazılarda bulunan silah ve bombalara bir anlam veremediğini kaydeden Eken, şunları söyledi: İbrahim Şahin niye tedbirli olmadı "İbrahim Şahin’le, Emniyet’te görevde olduğum dönemde de konuşmazdım. Belki 12 - 13 yıldır da kendisini görmüyorum. Ancak, İbrahim Şahin’le ilişkili olduğu belirtilen silah ve bombalar gösterilirken, televizyonda benim fotoğraflarımı yayımlıyorlar. Her tarafın arandığı bir dönemde, İbrahim Şahin’in evinde krokiler bulunması da şaşırtıcı. Böyle bir insanın tedbirli olması gerekirdi. O yüzden olup bitenleri anlamış değilim. Susurluk olayında ’kayıp’ denilen silahlar, bir operasyon için yurtdışına çıkarılan silahlardı. Bunların toplamı 10 adetti. Aslında bunlar da kayıp değil. Bir operasyon için, yurtdışına bir TIR’ın gizli bölmesinde gönderildi. TIR şoförünün sınırı geçerken heyecanlanmaması için silahlar, şoförün haberi olmadan TIR’a yerleştirildi. Gittiği ülkede de ’emin kişiler’ operasyon için gönderilen bu silahları aldı. O sırada Susurluk konusunun gündeme gelmesi, görevden ayrılmam nedeniyle bunları Türkiye’ye getirtmek mümkün olamadı. Arananların hepsi suikast silahları Benim üzerime operasyon için zimmetlenen 5 adet Jericho, 3 adet mikro Uzi, 2 adet mini Uzi ve bunların susturucuları eğer Türkiye’de aranıyorsa, boşuna aranıyor. Çünkü o silahlar yurtdışında. Aldığım zimmetli silahların yurtiçinde kullanıldığını tespit edin veya bir yerde bulunsun, ben tüm suçlamaları kabul ederim. Susurluk’ta niçin ceza aldığımı hálá anlamış değilim. 6 yıl cezaya çarptırıldım ve 2,5 yıl tek başıma Ayaş Cezaevi’nde yaşadım. Yıllardır kimselerle görüşmüyorum, konuşmuyorum. Çünkü birisine ‘merhaba’ desem bunun sıkıntı getireceğini biliyorum. Sağlık sorunlarım var. Tedavilerimi sürdürüyorum. Basından da ülkemizdeki gelişmeleri de anlamaya çalışıyorum."