Suudi Arabistan dönüm noktasında

Suudi Arabistan dönüm noktasında

Suudi Arabistan Krallığı kısa bir süre önce IŞİD’e karşı 30 ülkenin yer aldığı bir koalisyon oluşturma kararı aldı. Ancak El-Monitor adlı internet gazetesinin siyasi köşe yazarlarından Fahid Nazar, tüm bölgedeki siyasi gelişmelerin Suriye’de odaklanacağı görüşünde. Suudilerin yeni politik stratejisinin, ABD’nin Ortadoğu’dan çekileceği yönündeki tahminler üzerine inşa edildiği belirtiliyor. Eğer Amerika gerçekten bölgeden çekilecek olursa, o durumda Suudilerin belirgin bir stratejiden yoksun kalacaklarına da dikkat çekiliyor.

Suudi Arabistan’ın güvenirliği

Gerçi Körfez ülkeleri uzun bir süreden bu yana Suriye ve Irak’taki gelişmelerde devredeler. Ancak IŞİD ve benzeri aşırı gruplara karşı son müdahalelerinin üzerinden aylar geçmiş durumda. Ayrıca Suudi Krallık özellikle Paris’teki son terör saldırılarının ardından eleştirilerin odağındaydı. Ülkenin yasalarındaki göze çarpan IŞİD’e ideolojik yakınlık Suudi Arabistan’ın güvenirliği konusunda kuşkular uyandırıyordu. Hamburg merkezli Giga Enstitüsü Ortadoğu bölümünde siyaset bilimci olarak görev yapan Thomas Richter’e göre Suudilerin IŞİD karşıtı koalisyonu oluşturması da bu şüpheleri gidermeye yönelik:

“Koalisyon büyük olasılıkla bu tür eleştirilere bir tepki niteliğinde ve Suudi Arabistan bu gelişmeye verdiği tepkininhem bölgesel hem de uluslararası anlamda anlaşılmasını hedefliyor.”

'İçerideki' sorunlar

Suudi Arabistan iç politikada da sorunlarla karşı karşıya. Gerçi ülkedeki cihadçı grupların etkili güvenlik birimleri sayesinde kontrol altında olduğu belirtiliyor. Ancak şiddete başvurmayan aşırı grupların silahlı aşırı gruplara doğru kaydığı da görülebiliyor. Zira “Büyük İslam Meclisi”nin ülkede din konusunda yol gösterici olmaktan uzak kaldığına işaret ediliyor.

Suudi Arabistan’ın bütçe açıklarının da büyük olduğu kaydediliyor. Uluslararası Para Fonu, ham petrol fiyatlarının 11 yıldan bu yana en düşük düzeyde seyretmesi nedeniyle içinde bulunduğumuz yılda Suudi Arabistan’ın bütçesinin ülkenin gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 22’si oranında açık vereceğini hesaplıyor. Bu açığı karşılamak üzere devlet mallarının satışa çıkartılması planlanıyor. Limanlar, demiryolları ve havayolları ve hatta hastanelerin satılmasının gündeme geleceği belirtiliyor.

'Yemen'de askeri açıdan başarılı olmadı'

Ayrıca Yemen’deki Şii Husilere karşı Sünni ülkelerin oluşturduğu bir koalisyonun da başını Suudiler çekiyor. Burada Suudi Arabistan İran ile bir anlamda siyasi kozlarını paylaşıyor. Siyaset bilimci Thomas Richter, Suudi Arabistan’ın Yemen’de askeri açıdan başarılı olmadığı görüşünde:

“Suudilerin gücü hava operasyonları ile sınırlı. Orada da ABD’nin yardımlarına bağımlılar. Karada da askeri gücü yok gibi, çünkü başka Körfez ülkelerinden askerler kara gücü olarak çarpışıyor. Ayrıca Latin Amerika’dan, Sudan ve Afrika ülkelerinden paralı askerler de bulunuyor. Suudilerin modern teknolojik silahları var ama bunları devreye sokmuyorlar. Suudi askerlerin de çatışmalara girmeye, Suudi Krallık için hayatlarını feda etmeye gönüllü olmadıkları fark ediliyor.”

Bu durum nedeniyle El Kaide ve IŞİD gibi terör gruplarının ülkedeki kaostan yararlanarak Yemen'de varlıklarını güçlendirdiklerine dikkat çekiliyor.

Ham petrol fiyatları zorluyor

Suudi Kral Salman bu yılın başında ilk kez tahtına çıktığında halka 32 milyar dolar hacminde armağanlarda bulunmuştu. Bu tür harcamalar için de gelecekte para olmayacak. Halkın parasal yoldan değil, siyasi yoldan tatmin edilmesi gündeme gelecek. Bu nedenle Suudi Arabistan bir dönüm noktasında bulunuyor. Kral Salman bugün yapacağı konuşmada belki de halkını bu yeni duruma hazırlamaya çalışacak.