Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek, "terör örgütlerine destek veriyor" iddiasıyla sekiz ülkenin Katar ile diplomatik ilişkilerini kesme kararı almasıyla ilgili olarak "Krizi, bir nevi tetikleyicisi de olan ABD Başkanı Trump yakında çözebilir. Suudi Arabistan ve Katar barışır ve Türkiye yeni diplomatik krizlerle baş başa kalabilir" dedi.
Deniz Zeyrek'in "Game of Thrones" başlığıyla yayımlanan (9 Haziran 2017) yazısı şöyle:
Durun! Başlığa bakıp “Game of Thrones dizisini konu alan bir yazı” sanıp geçmeyin.
Ünlü dizideki hayali kavgalardan değil, gerçek ama dizideki kadar da fantastik taht kavgalarından söz ediyorum.
Yani, 5 Haziran sabahı Ortadoğu’da aynı saat diliminde yaşayan Müslümanlar sahur sofrasındayken dünyaya duyurulan “Katar krizi”nden.
An itibariyle Suudi Arabistan’ın yanı sıra, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Yemen, Umman, Libya, Ürdün, Moritanya ve Maldiv Adaları, Katar’a sert yaptırımlar uyguluyor.
İran’la ilişkiler, terörizmin finansmanı gibi gerekçeler çok ama “İlk taşı, o gerekçeler konusunda en masum olanınız atsın” deseniz, taş atacak ülke bulamazsınız.
Katar’da ilk gün hem marketlerde hem borsada panik yaşanmış. Raflar boşalmış. Katar borsası yüzde 7 düşmüş ama dün itibariyle 3 puanı geri toparlamış. Marketlerde de panik havası ortadan kalkmış.
10 ülkenin hedefindeki Katar Emiri Tamim bin Hamad Al Thani ise rahatlamış görünüyor.
7 Haziran akşamı yabancı diplomatik temsilcilere verdiği iftarda masasına Türkiye, Rusya, İngiltere, Japonya, Çin ve Filistin gibi ülkelerin büyükelçilerini oturtmuştu.
Yemek boyunca espri üzerine espri patlattığını öğrendim.
İngiliz Büyükelçi’ye dönüp, “Sayın Büyükelçi, bu gidişle Londra’da bir motosiklet kazası yaşansa, onu da Katar’a fatura edecekler” demiş.
“Fabrikasyon” dediği krizin arkasındaki ülkeler için “Artık fazla yorulmalarına gerek yok, her musibetin sorumlusu olarak Katar’ı gösterebilirler” demiş.
Al Thani, Rus Büyükelçi’ye de “Sayın Büyükelçi, FBI’ya göre bu işin müsebbibi de Rus bilgisayar korsanları. Anlayacağınız başımıza bu işi açanlar sizin çocuklar” diye seslenmiş.
Al Thani Rus elçiye espri olarak söylemiş ama kastettiği “bilgisayar korsanlığı konusu” ciddi bir konu. FBI’ın da özel bir ekiple soruşturduğu iddialara göre Al Thani 23 Mayıs’ta sabah saat 10.00’da harp okulunda konuşma yaptı.
Aynı gün akşam 21.00’de Sudi Arabistan, aralarında Al Jazeera’nin de bulunduğu Katar orijinli bazı siteleri yasakladı.
22.00’de aynı kararı Birleşik Arap Emirlikleri de hayata geçirdi.
23 Mayıs’ı 24 Mayıs’a bağlayan gece 00.15’te Katar Haber Ajansı bilgisayar korsanlarınca çökertildi.
00.18’de SKY News ve Al Arabiya Al Thani’nin “Trump gidici” mealinde bir konuşma yapıp İran’ı savunduğunu haber yaptı. İki kanalın da 10 dakika içinde uzman konukları stüdyodan yayına alması dikkatlerden kaçmadı.
24 Mayıs sabahında Suudi medya kuruluşlarında Al Thani için “hain”ifadesi kullanılmaya başlanmıştı. Katar yönetimi, haberlerin asılsız olduğunu ve sorumlusunun Suudi Arabistan olduğu karşılığını verdi.
FBI’ın soruşturduğu ve Katar’dakiyle bağlantılı olduğunu düşündüğü ikinci hacker olayı da ilkinden 10 gün sonra Washington’da ortaya çıktı. Bir grup bilgisayar korsanı, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Washington’daki büyükelçisi Yusuf Al Otaiba’nın elektronik mesaj kutusunu ele geçirdi. Mesajlardan birinde Katar, Türkiye ve İran ile Körfez ülkelerinin aleyhine faaliyetlerde bulunmakla itham ediliyordu.
Huffington Post, geçen hafta Suudi kraliyet ailesinde iki veliaht prens arasında amansız bir taht yarışı olduğunu duyurdu. Kral ve asıl vârisi, bu tür haberlerin de Katar tarafından desteklendiğine inanıyor. Dünkü Suudi kraliyet gazetelerinde de o habere misilleme vardı. Tamim bin Hamad’ın Katar’ı iyi yönetemediği savunulan haberlerde, yerine Al Thani ailesinden başka bir ismin gelmesi gerektiği savunuluyordu.
Görüyorsunuz ya...
Oyun içinde oyun..
Tam bir taht kavgası...
Türkiye’nin bu kavgada Katar’ın yanında yer alması için daha fazla neden var. Ancak bu nedenler Suudi Arabistan’ın başını çektiği ülkeleri karşıya almayı gerektirir mi iyi düşünmek gerek.
Zira, taht kavgalarının fırsata çevrildiği bu “fabrikasyon” krizi, bir nevi tetikleyicisi de olan ABD Başkanı Trump yakında çözebilir. Suudi Arabistan ve Katar barışır ve Türkiye yeni diplomatik krizlerle baş başa kalabilir!