Suudi Arabistan'da mezhep gerginliği

Suudi Arabistan'da mezhep gerginliği

Şii Şeyh Nimr Bakır El Nimr geçen hafta Suudi Arabistan'da ölüm cezasına çarptırıldı. Şii din adamı Suudi yargısı tarafından 'mezhepler arasında şiddeti kışkırtmak ve 2011 yılındaki ayaklanmaları teşvik etmek'le suçlanıyor. Nimr Bakır El Nimr, Şiilerin haklarının genişletilmesi talebinde bulunuyordu.

Kraliyet ve dini kurumların Vahhabilik'i benimsediği Suudi Arabistan'da Şiiler nüfusun yüzde 10 ile 15'ini oluşturuyor. Zürih Üniversitesi'nden Körfez ülkeleri konusunda uzman siyaset bilimci Elham Manea, ülkede Şiilerin çeşitli şekillerde ayrımcılığa maruz kaldığını söylüyor: “Okullarda müfredat, İslam'ı Vahhabilik yorumuyla yansıtacak şekilde hazırlanıyor. Böylelikle Vahabilik'e uygun yaşamayanlara İslam'ın dışına çıktıkları ve cehenneme gidecekleri mesajı aşılanıyor. Şii öğretmenler, okullarda din veya tarih derslerine giremiyor.”

Manea, Suudi Arabistan Kralı'nın Şura Konseyi'ne bir Şii'yi ataması durumunda bu kararın Sünnilerin protestosuyla karşılaştığını ifade ediyor. Yaklaşık üç yıldır ülkenin petrol zengini Doğu Vilayeti'nde mezhep çatışmaları zaman zaman şiddetleniyor. 2011 yılında ‘Arap Baharı' adı verilen ayaklanmalar Arap dünyasını sarstığında, bölgede de protestolar yaşanmıştı. Ancak Suudi Arabistan yetkilileri, protestoları sert şekilde bastırdı. 2012 yılındaki gösterilerde ise resmi olmayan verilere göre, dördü polis olmak üzere yaklaşık 20 kişi hayatını kaybetti.

Gerginliğin arkasında İran mı var?

Şiilerin Suudi yönetimi tarafından dışlandığını savunan Nimr Bakır El Nimr da bu gösteriler sırasında vurularak gözaltına alınmıştı. Suudi yetkililer, Şii din adamının kaçmaya çalıştığı sırada vurulduğunu öne sürse de El Nimr'in ailesi bu iddiaları reddediyor. Şeyh Nimr Bakır el Nimr'in tutuklanmasını binlerce kişi sokaklara dökülerek protesto etmişti.

Yakın Doğu ve Körfez Askerî Analizi Enstitüsü (INEGMA) Başkanı Riyad Kahveci, ülkedeki huzursuzlukları Suudilerin ayrımcı politikaları ile değil, İran'ın müdahalesi ile ilişkilendiriyor. Kahveci, “İran'ın devrimi ihraç etme çabalarından önce o bölgede hiçbir huzursuzluk yoktu. İslam Devrimi'nden sonra, huzursuzluklar arttı. Bu, son yıllarda İran ile ilişkilerin kötüleşmesinin de nedeni. İran'ın müdahale ettiği, bölgedeki Şii topluluğu Arap ülkelerine karşı kışkırtmaya çalıştığı ve nüfuzunu bu şekilde artırmaya çalıştığı yönünde iddialar var" şeklinde konuşuyor.

Öte yandan Şii muhalif güçler de kendi içinde bir birlik oluşturmuş değil. Siyaset bilimci Elham Manea, Şiiler içinde bir kesimin, Suudi Arabistan'daki krallık sistemini kabul ettiğini ve sistem içerisinde reform arayışında olduğunu şöyle dile getiriyor: “Şii azınlık içinde de farklılıklar var. Farklı akımlar mevcut. Kimileri krallık içinde reform isterken, kimiler de ayrılıkçı görüşleri benimsiyor.”

Şii Şeyh Nimr Bakır El Nimr de Suudi yönetiminin Şiiler lehine reformları hayata geçirmeyi geciktirmesi halinde, Şii bölgelerinin ülkeden ayrılacağı yönünde gözdağı vermişti. El Nimr'e verilen idam cezasının infaz edilmesi halinde Şiilerin yaşadığı bölgelerde gerginliğin daha da tırmanabileceğine dikkat çekiliyor. Uzman Alham Manea, “Bu infaz gerçekleşirse, protestoların ve doğu bölgesindeki muhalefetin radikalleşmesinin önüne geçilemez" şeklinde konuşuyor.