Suudi Arabistan’da kadınlar ilk kez seçimlere katılacak. Kadınların otomobil kullanmasının bile yasak olduğu ülkede bu adımı devrim gibi görenlerin yanısıra göstermelik olmakla eleştirenler de var.
Monarşiyle yönetilen ve parlamentosu bulunmayan Suudi Arabistan'da halkın oy kullanabileceği tek fırsat belediye seçimleri. 2005 ve 2011 seçimlerinin ardından cumartesi günü düzenlenecek üçüncü belediye seçimlerine bu kez kadınlar da hem seçmen hem de aday olarak katılabiliyor.
Kadınların otomobil kullanmasının ve yanında bir erkek bulunmadan seyahat etmesinin yasak olduğu Suudi Arabistan'da kadının çalışabilmesi ve evlenebilmesi için de bir erkeğin izni gerekiyor.
Ölen Kral Abdullah Bin Abdülaziz'in 2011 yılında verdiği karar uyarınca kadınların şeri kurallar çerçevesinde 2015 belediye seçimlerine katılması planlanmıştı. Ancak bu bir devrim mi, yoksa göstermelik bir adım mı, tartışmalı.
26 yaşındaki kadın hakları aktivisti Luceyn Haslul, kadınları seçimlere katılmaya teşvik için aday olduğunu belirtti ve belediye seçimlerini Suudi Arabistan için bir dönüm noktası olarak nitelendirdi. Ülkesinde yıllardır kadın hakları için mücadele veren ve Twitter'da 259 bin takipçisi olan Haslul, geçen yılın sonunda otomobil kullanma yasağını deldikleri için iki buçuk ay hapis yatan iki kadından biri.
Belediye seçimleri için adaylığı, seçime bir hafta kala somut bir gerekçe gösterilmeden iptal edildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Adam Coogle, bunun münferit bir vaka olmadığını, pekçok kadın hakları aktivistinin adaylığının Suudi makamlarca reddedildiğini belirtiyor.
Suudi kadınlar arasında seçime ilgi pek yoğun değil. 12 milyon 600 bin kadının yaşadığı ülkede resmi verilere göre seçim kütüklerinde kayıtlı toplam 1 milyon 600 bin seçmenden sadece 136 bini kadın.
Kadın hakları aktivistleri, bazı kadınların da seçimleri, sadece kadınları yatıştırmak için göstermelik bir adım olarak gördükleri için boykot ettiklerini belirtiyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Adam Coogle, kadının seçimlere katılımının yine büyük ölçüde erkeklerin elinde olduğuna dikkat çekiyor ve erkeğin istememesi durumunda kadının katılımını engellemek için elinde yeterince imkân bulunduğunu belirtiyor. Otomobil kullanma yasağı nedeniyle lojistik açıdan erkeklere bağımlı durumda olan kadınlar, seçmen kütüğüne kayıt yaptırabilmek için kendi adlarına bir kira sözleşmesi ibraz etmek zorunda. Coogle, eşi olmayan bir kadının Suudi Arabistan'da kolay kolay kendi adına kira sözleşmesi yapamayacağına ya da ev satın alamayacağına dikkat çekiyor.
Seçimlerde aday olan 6 bin 140 kişiden 865'i kadın. Katı haremlik-selamlık uygulaması nedeniyle kadınların seçim kampanyası yürütmesi oldukça zor. Adam Coogle, kadın adayın erkeklerin bulunduğu ortamda sadece bir erkek sözcü aracılığıyla ya da live stream yoluyla hitap edebileceğini belirtiyor.
Coogle, belediye seçimlerinin kadınların yaşamına pek bir etkisi bulunmadığına da dikkat çekiyor ve sembolik önemi dışında belediye konseylerinin uygulamada pek bir siyasi gücü bulunmadığına işaret ediyor. Diğer yandan Suudi seçmenlerin gözünde adayın cinsiyetinden ziyade hangi aşirete üye olduğu önem taşıyor.
Coogle, kadın hakları alanında reformlar yapma konusunda Kraliyet'in ikilem içinde bulunduğuna dikkat çekerek ekliyor: "Bir yandan Kraliyetin uluslararası imajının cilalanması, diğer yandan kadınların iş gücü olarak kazanılması yönetimin hem siyasi hem de ekonomik açıdan çıkarına. Ancak toplumun muhafazakar kesimlerinin küstürülmesi tehlikesi de var."
Kadın hakları aktivisti Muna Ebu Süleyman, yine de gelişmelere iyimser bakıyor. Eğitim ve mesleki yaşam alanında kadın haklarını geliştirecek önemli adımlar atıldığını belirten Ebu Süleyman, belediye seçimlerinin kadınların ne yapıp yapamayacakları konusunda kafaların değişmesine yardımcı olduğunu söylüyor. Kadın hakları aktivisti, bu noktada kadınlara da sorumluluk düştüğünü, kadınların da kamusal yaşam ve siyasi süreçlere katılmanın anlam ve önemini idrak etmeleri gerektiğini vurguluyor.