Suudi Prens'ten "ABD'liler öfkelendi mi?" sorusuna yanıt: 19 suçludan 15'i Suudi Arabistan'dandı, nedenleri vardı

Suudi Arabistan Kralı Selman, 11 Eylül saldırıları sonrasında ABD'nin Suudi Arabistan'ı suçlamasıyla ilgili olarak, "11 Eylül saldırılarındaki 19 suçludan 15'i Suudi Arabistan'dandı. Bir şeyler sormak için ellerinde nedenleri vardı. Ancak tüm soruşturmalar Suudi Arabistan'ın konuyla bir alakası olmadığını gösterdi" dedi.

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuri Uşakov'un açıklamasına göre, Suudi Arabistan Kralı Selman, perşembe günü Rusya'yı ziyaret edecek.

Ziyaret öncesinde Sputnik ve Rus NTV televizyonuna röportaj veren Suudi Arabistan Prensi Turki Faysal el Suud, ülkesi, ikili ilişkiler ve uluslararası gündeme dair birçok soruyu yanıtladı.

Suudi Arabistan on yıl öncesine göre çok fazla değişti. Bunun önümüzdeki görüşmelere yansıyacağını düşünüyor musunuz?

Kral Selman'ın Rusya ziyareti sırasında Sayın Putin (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) ve Rusya'nın diğer yetkilileri ile görüşeceği çok şey olduğunu düşünüyorum. Değişen yalnızca Krallık değil, Rusya da. Bu nedenle gelecekte geliştirmek istediklerimiz konusunda çok fazla ortak noktamız var. Sözgelimi, enerji üretimi alanında meselelerimiz aynı. Petrol piyasası hem Rusya'yı hem Suudi Arabistan'ı etkiliyor. Dolayısıyla Rusya ile Suudi Arabistan'ı bir araya getirmek için bu piyasaya istikrar getirmeye çalışıyoruz. Ortadoğu konusunda da ortak çıkarlarımız var. Rusya'nın Suriye krizi üzerindeki etkisinin arttığını görüyoruz. Suudi Arabistan da benzer şekilde bu kriz ve Suriye halkına istikrar ve barışın getirilmesiyle ilgileniyor.

Ortadoğu'daki Libya, Yemen, Irak, İran, Kuzey Irak'taki Kürtlerden de bahsedecek olursak, Kral ve Başkan Putin'in iş birliği yapmak için bu konuda da ortak bir zemin bulabileceğini düşünüyorum.

Suudi İstihbarat Servisi'nin başkanı olarak sizce Suriye'de neler oluyor? Bildiğim kadarıyla Suudi Arabistan artık Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın gelecek seçimlere kadar kalabileceği ve bununla ilgili kararı Suriye halkının vermesi gerektiği yönünde karar kıldı. Sizce Suriye'deki kriz bitti mi, IŞİD yenildi mi?

İlk olarak pozisyonumu açıklayayım. Ben bir devlet yetkilisi değilim. Bu nedenle istihbarat, hükümetler arası diplomatik görüşmeler ve resmi temaslardan hiç haberim yok. İstihbarat ve hükümetlerimiz arasındaki diplomatik rapor ve diğer resmi temaslarla ilgili tabloda değilim. Bildiklerimi gazeteler ve liderlerimizin yaptığı resmi açıklamalardan öğreniyorum. Kişisel olarak uluslararası toplumun Suriye konusunda müthiş bir şekilde umursamaz olduğunu düşünüyorum, savaşın bu kadar uzun sürmesine izin verildi. Suriye'deki toplu ölümler krize müdahil tarafların çabalarına rağmen devam ediyor. Suudi Arabistan öncülüğünde, uluslararası toplumu, Rusya, ABD, BM, Türkiye ve İran'ın ölümlerin sona erdirilmesi konusunda bir sonuca varmasını istiyorum. Rusya, İran, Türkiye, ABD ve diğer koalisyon güçleri artık daha fazla insanın ölmemesi gerektiği konusunda anlaşırsa, yalnızca belirli bölgelerde değil, Suriye'nin her yerinde ateşkes sağlanır. Ateşkese karşı çıkan tüm taraflar da cezalandırılmalı. Dünya bunu yapabilir, ancak şimdiye kadar maalesef yapılmadı.

Suriye'ye barış getirilmesine yönelik iyi niyetlere rağmen uygulanabilir bir ateşkes olmadan tüm müzakereler başarısız olmaya mahkum. Rusya, iki yıl önce Suriye'ye müdahil olmaya başladığından beri üzerinde anlaştığımız birçok ateşkes başarısız oldu, çünkü bunları uygulamaya yönelik bir mekanizma oluşturulmadı. Astana'daki görüşmeler sırasında Rusya, Türkiye ve İran küçük bölgeler kurma konusunda anlaştı. ABD, Rusya ve Ürdün'ün de Suriye'nin güneyinde benzer bir çabada olduğunu duyuyoruz. Ancak tatbik etmeye yönelik bir mekanizma yine yok. Suriye'de genel bir ateşkese ulaştığımızda, görüşmeler devam edebilir ve Suriye halkı bir karar verebilir. Suriye'nin pozisyonu hakkında söylediklerinizi de düzeltmek istiyorum. Suudi Arabistan hiçbir zaman Esad'ın kalmasını söylemedi.

Biz, kimin başkan olacağına Suriye halkının karar vermesi gerektiğini ve bizim de onların bunu yapabilmesine yardım etmek için bir mekanizmaya ihtiyaç duyduğumuzu söylüyoruz. Ancak Cenevre ve Astana'daki süreçlerde böyle bir mekanizma oluşturulamadı. Bu olana kadar, Beşar Esad'ın meşru bir başkan olmadığını söyleyeceğiz. O Suriye halkını temsil etmiyor. Esad, Suriye halkını öldürüyor.

Küresel oyuncular Ortadoğu'da kendi çıkarlarını güdüyor ve Suriye halkının sesi duyulmuyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Katılıyorum. Krize müdahil tüm ülkelerin Suriye'de genel bir ateşkes konusunda anlaşması ve ülkeye yerleştirilecek askeri teşhizatlarla bu ateşkesi tatbik etmesi gerektiğini söylememin nedeni bu.

Sizce bununla ilgileniyorlar mı?

Öyle umuyorum. Zira Rusya, ABD, Avrupa, Türkiye ve İran, Suriye halkı için en iyisini istediklerini söylüyor. İlk adımın ölümleri durdurmak olduğunu göstermeleri gerekiyor.

Herkes IŞİD ve IŞİD'in yenilgisinden söz ediyor. Radikalleşmenin düzeyi o kadar yüksek mi ki, Suudi Arabistan'la dahi terörle iş birliği içinde en iyi şekilde nasıl mücadele etmemiz konusunda görüşmemiz gerekiyor? Sizce durum ne, olanları açıklayabilir misiniz?

Ben onlar için IŞİD değil, ‘Daeş'e benzeyen Arapça ‘Faheş' kelimesini kullanıyorum. Arapçada ‘Faheş' kelimesi ‘mide bulandırıcı' anlamına geliyor. Gerçekten de öyleler. Zira İslami veya devlet olarak görülen şeyden sapmış durumdalar. Ayrıca Faheş, el Kaide ve diğer terör örgütleri bir hastalığın semptomları, hastalığın kendisi değil. Hastalık Şam, Bağdat, San'a ve Trablus'ta, Başarısız devletler haline gelen ülkelerin başkentlerinde. Bu örgütlere güçlenmeleri için devletin başarısız oluşundan faydalanma imkânı veriyorlar. Faheş'in nerede ortaya çıktığını hatırlıyor musunuz? ABD'nin işgal ettiği Irak'ta. Oradan da Esad hükümetinin halkı öldürmeye başladığı, devletin başarısız olduğu Suriye'ye geçti. Faheş, o dönemler Rakka ve Suriye'nin diğer bölgelerinde kendine bir yer buldu. San'a, Şam ve Bağdat'taki hastalığı tedavi etmeye başlarsak, El Kaide ve Faheş gibi semptomlarla da başa çıkabileceğiz. Bu nedenle umuyorum ki, uluslararası toplum Suriye'deki ölümleri durdurmaya niyetlendiğinde, Suriye halkının Faheş ile El Kaide gibi miraslarla başa çıkabilecek meşru yönetimini seçebileceği bir aşamaya geçebileceğiz.

Avrupa'da olanlardan, IŞİD'in oralara Suriye'den gitmediğini, bulunduğu yerde ortaya çıktığını görüyoruz. İnsanlar teröriste dönüşüyor. 2002'de Çeçenistan'daki savaş sırasında Rusya'ya gelmiş ve Rusya'nın egemenliğinin değişmez olduğunu söylemiştiniz.

Tüm Avrupa terör tehdidi altında. Sizce bu nasıl durdurulabilir?

Avrupa ülkelerinin içlerine bakıp, Avrupa'da doğup büyüyen, eğitim gören gençlerin neden Faheş'e, El Kaide'ye vs. katıldığını anlaması gerekiyor. Bunun için ortak bir çaba gerekiyor, yalnız olunmamalı. Avrupa ve dünyanın geri kalanındaki en büyük hatalardan biri, bu sorun konusunda yeterli düzeyde istihbarat paylaşımının olmaması. 2005'ten beri Suudi Arabistan, istihbaratın yanı sıra Afrika, Asya, Latin Amerika vs. gibi terörle boğuşan ancak çözüm için parası olmayan ülkelere eğitim ve maddi destek toplamaya yönelik uluslararası bir terörle mücadele merkezi kurulmasını teklif ediyor. BM, 2013'te Suudi Arabistan'ın yardımıyla böyle bir merkez kurdu, ancak bu merkez hâlâ faaliyet göstermiyor. Rusya, Suriye ve ABD kendi başına çalışırken, istihbarat paylaşmazken, teröristler hep birbirleriyle iletişim kuruyor. Böyle bir ortamda nasıl bu hastalıkla savaşabiliriz? Paris, Nice, Brüksel, Londra vs.'deki saldırıları organize edenler sürekli bilgi paylaşıyor ama hükümetler değil. Bu çok büyük bir eksiklik ve giderilmesi gerekiyor. Kral'ın, Başkan Putin ile görüşeceği konulardan biri bence bilgi paylaşımının nasıl geliştirileceği ve bu BM terörle mücadele merkezinin ne zaman işleme sokulmaya zorlanabileceği olacak.

Röportajın tamamını okumak için tıklayın