Suudi yönetiminde sürpriz değişiklikler

Suudi yönetiminde sürpriz değişiklikler

Suudi Krallığı tarafından yapılan açıklamada dünyanın en uzun süre görevde kalan Dışişleri Bakanı unvanına sahip Suud El Faysal'ın da sağlık sorunları nedeniyle kendi ricası üzerine görevinden alındığı bildirildi. Kralın bu kararlarını Suudi Arabistan devlet televizyonuna değerlendiren Washington Arap Merkezi direktörü Halil Jahshan: ‘'Birkaç saat önceye kadar bildiğimiz Suudi Arabistan artık yok'' sözleriyle değişimin yarattığı siyasi depreme dikkat çekti.

Kralın yeni veliaht olarak seçtiği 55 yaşındaki Prens Muhammed bin Nayif, Suudi Arabistan'ın kurucusu Kral Abdülaziz el Suud'un torunu. On yıl önce El Kaide'ye yapılan bir müdaheleyi yöneten Muhammed'in İçişleri Bakanlığı görevine de devam edeceği bildirildi.

1975'ten bu yana Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Prens Suud'un yerine kraliyet ailesinden gelmemesine rağmen Suudi Arabistan'ın ABD büyükelçisi Adil el Cubeyr'in atanması da şaşkınlık yarattı. Böylece Cubeyr, kraliyet soyundan gelmeyen ilk Dışişleri Bakanı oldu.

‘Suudi Arabistan'ın en güçlü adamı'

Kral Selman, ikinci veliaht prens olarak ise 30'lu yaşlarının başında olan kendi oğlu Prens Muhammed bin Selman'ın ismini açıkladı. Birkaç ay öncesine kadar ülke içinde ve uluslararası arenada ismi duyulmayan genç prens, Savunma Bakanlığı görevine başladıktan sonra Suudi Arabistan'ın Yemen'de yürüttüğü savaşın yüzü haline geldi. Fotoğraflarının televizyon ekranlarında ve Suudi Arabistan sokaklarındaki panolarda yer almasıyla prens, ülkede popüler bir figüre dönüştürülmüştü.

Gelişmeleri değerlendiren Batılı bir diplomat Selman'ın veliahtı ilan ettiği Nayif'in yalnızca bir ‘'protokol'' pozisyonunda olduğunu ve Selman'ın ‘'Suudi Arabistan'ın en güçlü adamı olduğunu'' ifade etti.

23 Ocak'ta Kral Abdullah'ın ölümünden sonra tahtı devralan Selman'ın bu değişiklikleri, Arap Baharı'nın yarattığı etkiyi ülkeden silmeye çalıştığı ve on yıllar boyu izlenen pasif dış politikanın yerine Yemen'e gerçekleştirilen saldırılarla daha hırslı bir dış politika anlayışının benimsendiği bir dönemde yaptığına dikkat çekiliyor.

Zirvede yapılan bir diğer önemli değişiklik ise petrol devi Saudi Aramco'nun CEO'su Halid el Falih'in Sağlık Bakanlığı görevine getirilmesi oldu.