'Süzmelerin filmini yapacağım'

'Süzmelerin filmini yapacağım'
"A.R.O.G"un yaratıcısı Cem Yılmaz, filmine gelen ağır eleştirilere kulaklarını tıkadı. D-Smart dergisine konuşan ünlü komedyen, bu eleştirilerin kendisini işinden ve ülkesinden uzaklaştıramayacağını söyledi. Süzmeleri film yapacağım "G.O.R.A"dan sonra "A.R.O.G" ile izleyici karşısına çıkan ve bu filmiyle üç haftada 3 milyon izleyici rakamını geçen Cem Yılmaz, eleştirilere rağmen halinden memnun... Filmlerin devamının gelip gelmeyeceği sorusuna “Bazı süzmelerin, bu dört harfle oynaşarak proje ürettiğimi zannetmelerini belki film yaparız” diye cevap veren ünlü komedyen, yaşadıklarının kendisini işinden soğutmadığını da sözlerine ekledi: Memleketimi çok seviyorum "Benim hayalim gürültü çıkarmak değil, film yapmaktı. Yaptım ve filmimizden çok ama çok memnunum. Senaryoyu yazarken düşündüğüm bütün reaksiyonlar gerçekleşti. İzleyen herkese vakit ayırdıkları için teşekkür ederim. Eleştirilerden yorulduğum, 'Keşke başka ülkede yaşasaydım' falan dediğim de olmuyor. Ben memleketimi çok seviyorum. Öyle narin bir çiçek değilim. 'Ay kaçacağım buralardan' numaralarını yemem." 5 Aralık’ta vizyona girdiğinden beri çok konuşulan, tartışılan, ilk üç haftada izleyici sayısı 3 milyonu geçen, hâlâ da seyirci toplayan A.R.O.G filminin yaratıcısı Cem Yılmaz, kendi ifadesiyle şimdi kenara çekilip eğleniyor. D Smart dergisine konuşan ünlü komedyen, “G.O.R.A’ ve ‘A.R.O.G.’dan sonra sırada ne var? Devamı gelecek mi?” sorusuna, “Bazı süzmelerin, bu dört harfle oynaşarak proje ürettiğimi zannetmelerini belki film yaparız” cevabını verdi. Bir film çektiniz ve ortalık karıştı. Neden bu kadar büyük bir gürültü kopardı sizce bu film? - Bu güzel soru için teşekkür ederim. Ne zaman başka türlü oldu ki! Çok geniş bir seyirci kitlesi tarafından izlenen bir film olduğu gerçeği gürültüyü açıklıyor. Sinema izleyicisinin gösterdiği tepkiye gürültü demesek daha hoş olur tabii. Reaksiyon almak her filme nasip olan bir şey değil. Üzerine konuşulması filmi elbet iyi bir film yapmaz ama kötü konuşulması da bir filmi kötü yapmaz. Benim hayalim gürültü çıkarmak değil, film yapmaktı. Yaptım ve filmimizden çok ama çok memnunum. İzleyen herkese çok teşekkür ederim vakit ayırdıkları için. “Biraz mürekkep yalamışlık olursa, daha haz alınacak bir film” demişsiniz. Bundan kastınız neydi tam olarak? Filmdeki göndermeler mi? Senaryoyu yazarken düşündüğüm bütün reaksiyonlar gerçekleşti. Hatta filmin içinde, cevapları olan eleştiriler ve sorular bile var. Yani bunları tahmin edip cevaplarını senaryonun içine yerleştirmiştim. Şimdi kenara çekilip eğlenmek en güzeli. Film izlemek, filmlerden zevk almak elbette ince tatlardır. Ben film izlemekten çok hoşlanan birisiyim. Ayırt ederek ya da bazen etmeyerek her türlü filmi izleyen bir seyirci olarak, filmlerin ne kadar sığ, ne kadar derin olduğunu, bir bilimsel kurul gibi değil, seyirci olduğumun bilinciyle yaparım. Ne kadar çok film izlerseniz, biraz da olsa zevklerinizde incelme olur. Bunu da herkese tavsiye etmekte bir sakınca görmüyorum. Favori sahnem Kibariye’dir Yorulduğunuz, uzaklara çekip gitmek istediğiniz, “Keşke başka bir ülkede yaşasaydım” dediğiniz oluyor mu? - Hayır, memleketimi çok seviyorum. Öyle narin bir çiçek değilim. “Ay kaçıcam buralardan” numaralarını yemem. “Ben mucizelere inanan biriyim” diyorsunuz bir röportajınızda. Yaşamınızda gerçekleşen en büyük mucize neydi? Ve gerçekleşmesini en çok istediğiniz mucize? - Her şeyi kastederek söyledim bunu. Bana kalırsa -ki kalmaz- mucize diye bir şey yoktur. Her şey olur, bu da mucizenin ta kendisidir. 

Türk halkı Arif’i çok sevdi. Sizce neden? - Bir filmi, karakterlerini sevmek ve sevmemek gibi kıstaslarla izlemeyi pek anlamıyorum. Ted Bundy’nın hayatını bir seri katili severek mi izlemiş oluyor insan? George Bush’un hayatı muhteşem bir film olur mu? Olur. Bu, onun sevilmesine yol açar mı? Hayır. Ben ana karakteri sevmek zorunda bırakan bir film yaptığımı zannetmiyorum. Komik karakterler ideal insanlar değildir. Onları sevmek zorunda bırakmak gibi bir tuzağa düşmeğe gerek yok. Komik komiktir. Sevilmesi ise ayrı bir konudur. Amacım bir karakteri sevdirmek değil, onu iyi canlandırmaktır. Filmde maymunların yer aldığı sahneler çok ilgi çekti. O sahnelerin çekiminde neler yaşandı? Gerçek maymunlar kullanılmamış galiba değil mi? - Arjantinli altı kişilik bir ekipti arkadaşlarımız. Çok ustaca hazırlanmış animatronic kuklalar diyebiliriz. İçlerinde insan olan maymunlar neticede. İçinde maymun olan insandan daha rahat bir çalışma ortamı sağladığı bir gerçek. Türkiye’yi ilk defa gören ve çalışma şartlarımıza hayran olarak Türkiye’den ayrılan bir ekip oldular... Filmi gururla, dünyanın her yerinde iş yapacakları kişilere gösterip “Bunu biz yaptık” diyecekler ve bir Arjantinli olarak gurur duyacaklar. Ne mutlu onlara! A.R.O.G’un çekimlerinde en çok hangi sahnelerde zorlandınız? - Çoğu kimsenin uzun bulduğu (herhalde 90 dakikalık bir futbol maçına nazaran) futbol sekansı bizim aynı mekânda en çok vakit alan çekimlerimizdi. 10 gün sürdü ve aktif bir taş ocağında çalıştık, dinamitler eşliğinde. Bu, zor bir mekândı diyebiliriz. Başka... Bütün hepsi zordu, kolay bir şey yoktu. ‘A.R.O.G’u izleyenlerin sinemadan nasıl duygularla ayrılmalarını istersiniz? - Mutlu. Siz filmi ilk izlediğinizde en çok hangi sahnede güldünüz? - Filmin senaryosunu yazan kişi olarak bu soruyu müsaadenizle okuyucu ile paylaşmak istiyorum (kahkahalar). Peki darılmayın. Benim favori sahnem Kibariye’dir. İzlerken ona güldüm, yazarken gülmedim. Yok yok oynarken güldüm. Yok yazarken… Yok, montajda güldüm. ’G.O.R.A’ ve ‘A.R.O.G.’dan sonra sırada ne var? Devamı gelecek mi? - Gelebilir de gelmeyebilir de... Bazı süzmelerin, bu dört harfle oynaşarak proje ürettiğimi zannetmelerini belki film yaparız. Yalnızlık sizin için ne ifade ediyor?- Yalnızlık iyidir, o kadar acıklı bir şey değildir. Siz bakmayın, dünyanın en pahalı şeyi yalnızlıktır. “İyi insan olma”nın tanımı nedir sizin için? - Bana insan olmak yetiyor, iyi insan olmak diye bir lükse şu anda gücüm yetmiyor. Tek bir cümleyle kendinizi anlatmanız gerekse, nasıl bir cümle kurardınız? - “Nasılsın Cem, iyi misin? Bir şeye ihtiyacın var mı?” Kendimi bu cümlelerle tarif etmek istedim. Teşekkür ederim.