AB, Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) oluşan troyka, ekonomik ve mali krizin patlak verdiği 2010 yılından bu yana Yunanistan’ı iflastan kurtarmak için 240 milyar euroluk kredi verdi. Troykanın şart koştuğu katı tasarruf programını reddeden yeni Yunan hükümeti şimdi troykayla yollarını ayırıyor. Yardım programının süresi şubat ayı sonunda bitiyor. Avrupa’da troykaya alternatif bir mekanizma kurulması tartışılıyor. Yunanistan’ın borçlarını nasıl ödeyeceği ise şimdilik bir bilmece.
Yunanistan hükümetinin tutumu, tasarruf programı uygulamak zorunda kalan diğer AB ülkeleri için emsal teşkil edebilir mi? Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezi’nden Yunanistan uzmanı Yannis Emmanuilidis, Yunanistan’ın sanıldığı kadar büyük bir etki yapamayacağı görüşünde:
“Yunanistan seçimlerinin kısaca tasarruf diktası denilen konuda etkisi, bazılarının düşündüğü kadar büyük değil. Tasarruf politikalarına bağlı kalmak isteyenler hâlâ güçlü bir konumda. Bazı üye ülkelerde bu konuda uzlaşıya varılabileceği umudu var. Ve Yunanistan burada örnek alınabilir düşüncesi var. Ama bu konuda hareket alanı oldukça az.”
İspanya'da Podemos iktidara oynuyor
Yunanistan’daki gelişmeler, kriz nedeniyle benzer katı tasarruf politikalarının uygulandığı İspanya, Portekiz gibi ülkelerde yakından izleniyor. Bu ülkelerdeki benzer hareketler, ‘tasarruf diktasına son’ sloganıyla kitleleri harekete geçirmeye başladı. Yunanistan’da iktidara gelen Syriza’yı örnek alan İspanya’daki Podemos hareketi hafta sonunda Madrid’de gövde gösterisi yaptı. Sonbahardaki seçimlerde Syriza gibi büyük bir zafer elde etmeyi hedefleyen Podemos, cumartesi günü Madrid’de 150 bin kişiyi meydanlara topladı. Podemos son anketlere göre koalisyon partilerinin az farkla önüne geçmiş durumda.
Avrupa Politika Merkezi’nden Yannis Emmanuilidis, bu hareketler konusunda şunları söylüyor:
“Sorunlu ülkelere baktığınızda örneğin Portekiz’deki ya da İspanya’daki ekonomik durum, Yunanistan’daki kadar kötü değil. Yunanistan'da sorunun ve izlenmesi gereken değişim sürecinin derinliği, diğer ülkelerinkinden daha büyük ve bunu yıllardır biliyoruz. Dolayısıyla Yunanistan özel bir duruma sahip. Ancak tabii Yunanistan’ın diğer üye ülkelere olumsuz etki etmemesi konusunda da dikkatli olmak lazım."
Sağcılar da aynı sloganları kullanıyor
İspanya’daki sol Podemos hareketi dışında Portekiz’de de Syriza örneğinde bir hareket oluşuyor. Emmanuilidis, ikisi de sosyalist partilerce yönetilen İtalya ve Fransa’da hükümetlerin tasarruf rotasını gönülsüzce izlediğine dikkat çekiyor ve bu ülkelerin kemer gevşetmek için Yunanistan'daki seçim sonuçlarını bahane olarak kullanabileceğini belirtiyor. Yannis Emmanuilidis, sadece sol oluşumların değil, Fransa'daki Ulusal Cephe ya da İtalya'daki Kuzey Ligi gibi aşırı sağ partilerin de Syriza'nın sloganlarını işlerine geldiği şekilde kullandığını vurguluyor.
Yunanistan uzmanı, Syriza'nın Avrupa'da yeni bir dönemin işaretçisi olabileceğine ise ihtimal vermiyor:
“Bunun Avrupa'da yeni bir dönem açtığını düşünmüyorum. Bu Syriza için, Yunan siyaseti için önemli bir zaferdi. İç politik açıdan ne gibi sonuçlar getireceğini göreceğiz. Ne kadar başarılı olabilecekler, şu an bir şey söylemek için çok erken. Sonuçta Yunanistan için önemli bir gelişme ama Avrupa düzlemindeki önemi konusunda daha temkinliyim.”