Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, Mersin’de tedbirlerin gevşetilmesi sonrası ciddi bir ikinci dalganın kendini hissettirdiği uyarısı yaparak,“Mersin’e özel önlemler alınması gereken bir noktadayız” dedi.
Kültürhane’nin Youtube kanalında yayınlanan ‘Sağlık Olsun’ programına konuk olan ve burada Covid-19 salgınına dair Mersin, Türkiye ve dünya ölçeğindeki son durumu değerlendiren Antmen, Cuma günü (5 Haziran) önce 15 ilde hafta sonu sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yasağı kaldırdığını hatırlattı. Antmen, “Diğer şeyler gibi sağlık önlemleri de bir kişinin ağzından çıkanlara göre alınıyor. Değerli isimlerden oluşan bir Bilim Kurulu varken böyle olmamalı. Bu tip kararlar pandemi açısından riskli sonuçlar doğurabilir, halkta panik yaratabilir” diye konuştu.
Sürecin başından bu yana “gerekli önlemlerin alınması ama panik yapılmaması” gerektiğini söylediklerini hatırlattı. Antmen, hâlâ aynı görüşte olduklarını ancak 'Türkiye’de önlemlerin sağlığa değil ekonomiye yönelik alınmasının beraberinde birçok sorunu getirdiğini' ifade etti.
Mersin’in 11 Mayıs’ta bazı tedbirlerin gevşetilmesinin sonuçlarını bugün yaşadığını belirten Antmen, “Mersin’de ciddi bir ikinci dalga kendini hissettiriyor” dedi. Bu süreçte ölüm görülme sıklığı bakımından ülke genelinde son sırada olan Mersin’in programın çekildiği Cuma günü itibarıyla sekizinciliğe yükseldiğini ifade eden Antmen, “Panik yapmamak lazım ama Mersin’e özel önlemler yeniden gözden geçirilmeli. İl Pandemi Kurulu bir an önce tekrar toplanmalı, Mersin’in haritası çıkarılmalı, olgular hangi ilçede, mahallede ne kadar, bunlara dair demografik bilgiler çıkarılmalı. Mersin’e özel önlemler alınacak noktadayız” uyarısında bulundu.
Mersin’in turistik bir kent olması nedeniyle tedbirlerin gevşetilmesi sonrası İstanbul ve Gaziantep’ten kente gelişler sonrası yaşanan vaka artışına dikkat çeken Antmen, “Önlem alınmazsa nasıl bir patlama olacağını bilemezsiniz” dedi.
Covid-19 pandemisinin kamusal sağlık hizmetleri ve koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini yeniden gösterdiğine değinen Antmen, “Sağlığın ticarileştirilmesi furyasının en tepesindeki kişi olan Sağlık Bakanı bile koruyucu sağlık hizmetlerinin ne kadar önemli olduğundan bahsediyor” vurgusu yaptı.
Antmen, pandemiyle devlet hastanelerinin, şehir hastanelerinin, aile sağlığı merkezlerinin ne kadar önemli olduğunun ortaya çıktığını ifade ederek Türkiye’de yatak sayısının fazla olmasının pandeminin nispeten daha hafif geçirilmesinde rol oynadığını, bu durumun var olan hastaların tedavisi açısından olumlu bir sonuç yarattığını belirtmekle birlikte “Koruyucu sağlık hizmetlerine daha fazla önem verilseydi bu kadar hastamız olmayacaktı” hatırlatmasında bulundu.
Antmen, olağanüstü koşullara göre dizayn edilmiş sağlık sisteminin tam da eleştirdikleri nedenler dolayısıyla bu süreçte ironik bir şekilde “işlevli” hale geldiğini şu 2 örnekle anlattı:
“Yoğun bakım yatak sayılarımızın fazla olması, çok eleştirdiğimiz, kocaman şehir hastanelerinin pandemide işe yaramasını sağladı.”
“Türkiye’deki sağlık çalışanları olarak aslında Avrupa ve ABD’deki sağlık çalışanlarına göre çok daha fazla çalışıyoruz. Süre olarak da fazla çalışıyoruz, aynı sürede daha fazla hastaya bakabilmek gibi maalesef bir marifet de geliştirdik. Avrupa’da günde 100 tane hastaya bakıyorum diyen doktoru döverler ama bizde 126’yı bulmazsa dövüyorlar. Böyle bir yetenek geliştirdik maalesef.”
Tabii bu iki örneğin pandemide “işe yarar hale gelmiş olması” sağlık emekçileri açısından çok sağlıksız bir sistemin varlığına da işaret ediyor.
Pandemi sürecinde yurttaşların diğer sağlık sorunlarının arka plana itilmesinin sonuçları üzerine konuşan Antmen, sağlık çalışanlarının görev yükünün artması ve hasta sayılarında patlama yaşanmasının muhtemel olduğunu söyledi. Antmen şu noktaya dikkat çekti;
“Kalp krizi geçirdiği halde korkudan hastaneye gidemeyen insan biliyorum. Ya da Mersin’de ayda ortalama 6-7 insanın yaşamını yitirdiği kronik böbrek yetmezliği vakalarında sayı haftada 6-7 ölüme çıkmış durumda. Covid-19 dışındaki hastalıklardan ölüm oranları arttı. Tabii bunu sadece ölüm olarak da düşünmemek lazım. Tedavi edilemezliğin önüne geçmek gerekiyor. Bunu yapmak için de bir kentte iki kamu hastanesi varsa bunlardan birinin Covid-19 dışındaki hastalıklara ayrılması gerekir.”
Mersin özelinde Tabip Odasının kamu kurumlarıyla, yerel yönetimle, meslek odalarıyla, demokratik kitle örgütleriyle ilişkilerinin özellikle sağlık çalışanlarının desteklenmesi açısından önemli faydalar sağladığını söyleyen Antmen, “Örneğin ailesine hastalık bulaştırmamak için evine gitmek istemeyen sağlıkçıların ayrı tesislerde kalması sağlandı. Bu çok önemliydi ve yaklaşık 100 sağlıkçı bu durumdan yararlandı. Bunun dışında ücretsiz ulaşım, yemek, TMMOB’nin katkısıyla siperlik ve maske dağıtımı gibi destekler oldu. Bu anlamda dayanışmanın ciddi katkıları oldu” dedi.
Cuma günü, önce 15 ilde hafta sonu sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yasağı kaldırdığını hatırlatan Antmen, “Diğer şeyler gibi sağlık önlemleri de bir kişinin ağzından çıkanlara göre alınıyor. Değerli isimlerden oluşan bir Bilim Kurulu varken böyle olmamalı. Bu tip kararlar pandemi açısından riskli sonuçlar doğurabilir, halkta panik yaratabilir” dedi.
4 bin 600’den fazla kişinin yaşamını yitirdiği Türkiye’de Covid-19 salgınının “hafif atlatıldığı” algısının doğru olmadığını belirten Antmen, pandemi il kurullarının bilim kurulu gibi hareket etmesinin sağlanması ve böylece her ile özel önlemler alınması gerekliliğine dikkat çekti.