Tabip Odası'ndan 1 Mayıs bilançosu: 4 kafa travması, 1 kulak kesiği, 1 kol kırığı...

Tabip Odası'ndan 1 Mayıs bilançosu: 4 kafa travması, 1 kulak kesiği, 1 kol kırığı...

İstanbul Tabip Odası'ndan yapılan açıklamada, "En az 4 kafa travması, 1 kulak kesiği, 1 kol kırığı, 15-20 gaz kapsülüyle yaralanma, gaz nedeniyle yüzlerce klinik başvurusu ile bir göz kaybına yol açabilecek göz yaralanması var" denildi. DİSK de yaşananları kınadı.

İstanbul Tabip Odası, 1 Mayıs olayları nedeniyle kendilerine ulaşan yaralı bilançosunu açıkladı. Oda Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ümit Şen tarafından yapılan yazılı açıklama şöyle: 

"Binlerce kişinin polis copu, plastik mermi, tazyikli su, biber gazı ve fişeğiyle yaralandığı 2014 1 Mayıs günü bize ulaşabilen yaralı bilgileri: En az 4 kafa travması, 1 kulak kesiği, 1 kol kırığı, 15-20 gaz kapsülü ile yaralanma, yüzlerce gaz maruziyeti nedeniyle klinik başvurusu ile bir göz kaybına yol açabilecek göz yaralanması." 

DİSK polisin tutumunu kınadı: Gezi korkusu

DİSK de Taksim’de 1 Mayıs kutlamasını engellemek için bugün gün boyu yaşanan olayları kınayan bir yazılı açıklama yayınladı. Açıklamada şöyle denildi:    "İstanbul’u açıkhava hapishanesine çevirmek pahasına binlerce polisi işçilere, emekçilere saldırı için seferber eden AKP hükümeti ve onun Valisi, 1 Mayıs’ı yasaklayamayacağını bir kez daha gördü. Emekçiler tüm İstanbul’u 1 Mayıs alanına çevirdi. Hükümetin ve AKP Valisi’nin yasakçı tavrı tamamen ideolojiktir. Sermayenin ideolojisine ve çıkarlarına hizmet edenlerin işçi düşmanlığı bugün üzerimize yağdırılan gaz bombaları, tazyikli sular ve polis copu ile bir kez daha ayyuka çıkmıştır.” 

Açıklamada, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlatmamak için, birkaç haftadır Vali’den Başbakan’a kadar devletin en yetkili ağızlarınca tırmandırılan gerilimin, bugün yoğun devlet şiddeti eşliğinde devam ettiği ve saatlerce Taksim’e açılan bütün semt, mahalle ve sokaklarda artarak sürdüğü vurgulandı. 

Açıklamada şu görüşlere yer verildi: 

"Panzerleri, TOMA’ları, onbinlerce polisiyle 1 Mayıs’ı abluka altına alan AKP hükümetinin basınçlı su, cop ve gaz bombalarıyla polisi halkın üzerine saldırtmasının adı bellidir: Faşizm! Bu faşizan anlayışın altında Gezi İsyanı ile sokaklara çıkan milyonlar karşısında duyulan korku vardır. AKP iktidarı, yolsuzluk, yağma ve talan düzenine meydan vermemek için yaşamın her alında direnenlerin kararlılığından açıkça korkmaktadır. Dünyada onlarca ülkede milyonlarca insanın coşkuyla kutladığı bir günü kâbusa çevirmenin; 39 bin polisle kenti işgal etmenin, halkı sokak savaşlarına zorlamanın, emekçilere barikatlar kurarak en az 60 insanı yaralayıp, 160’ını işkence uygulayarak gözaltına almanın; yasaları, yasal haklarımızı, alınmış uluslararası mahkeme kararlarını tanımayarak keyfince yasaklar koymanın; 'Benim dediğim olur' diyerek kentin sokaklarında saatlerce terör estirmenin; tüm kentte fiili sıkıyönetim uygulayarak 15 milyon İstanbulluya işkence çektirmenin arkasında yatan halk korkusudur, emekçi korkusudur, Gezi’nin yarattığı korkudur." 

'Fiili sıkıyönetim'

DİSK açıklamasında, iktidarın, en temel ve demokratik haklarını savunan milyonların üzerine polis gücünü tüm şiddetiyle göndermesi sonucunda İstanbul ve Ankara’da yüzlerce insanın yaralandığı, onlarcasının gözaltına alındığı, uygulanan fiili sıkıyönetim sonucunda halkın evlerine hapsedildiği, esnafın da polis şiddeti sonucunda zarara uğratıldığı belirtildi. 

Açıklama şöyle devam etti: 

"Kendinden başka herkesi düşman görerek fütursuzca saldıran AKP’yi, işçisi, emekçisi, tabibi, mühendisi, kadını ve genciyle tüm bir halka uyguladığı zulümden dolayı şiddetle kınıyor; gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmalarını, yaralıların acilen tedavi edilmesini istiyoruz. Geçmiş yıllarda yaptıklarının hesabını nasıl sormuşsak, sokakları, meydanları bu yasakçı anlayışa teslim etmeyerek direnmiş AKP iktidarının demokrasi maskesini düşürmüşsek, bundan sonra da aynı anlayışla yasaklara meydan okuyacağız. Hak, hukuk tanımayan bu anlayış bizlerin girişimi ile uluslararası mahkemelerde nasıl hesap vermişse, bu yaptıklarının hesabını da verecek. AKP iktidarının işçi düşmanı, demokrasi ve barış düşmanı gerici faşizan bir hükümet olarak tarihe kazınması için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Bu saldırılar karşısında direnenlerin, günler öncesinden başlayan tehditlere kulak asmayıp dün 1 Mayıs meydanlarına çıkanların gösterdiği gerçek de açıktır: Türkiye işçi sınıfının, emekçilerin ve halkın iradesini teslim alamadınız, alamayacaksınız. 

Yarın basın toplantısı var

"Bugün halka karşı sokaklarda kullandığınız şiddet ve zulüm, çok değil, yakın bir gelecekte o şaşaalı koltuklardan inmenizin tohumları olacaktır. Şimdiden ilan ediyoruz ki 1 Mayıs meydanımızı er ya da geç kazanacağız, seneye de mutlaka Taksim’de olacağız!" denilen açıklamada ayrıca, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB'nin 1 Mayıs’a ilişkin geniş bir değerlendirmeyi yarın saat 11.00’de DİSK Genel Merkezi’nde yapacakları vurgulandı.