Tacikistan'da çok eşlilik artıyor

Tacikistan'da çok eşlilik artıyor

T24 - 1990’lı yıllarda altı yıl süren bir iç savaş yaşayan Tacikistan’da mağdur olanların başında kadınlar geliyor. Eş bulmakta zorluk çeken kadınlar, ikinci eş olmaya gönülsüz de olsa razı oluyorlar.

Tacikistan'da kadınların sayısı erkeklerden çok daha fazla. Bu sebeple ülkede poligami yani çokeşlilik yaygın. Bu da kadınları haklarından yoksun bırakıyor. Tacikistan eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin en küçük ve yoksul devleti. Tacikistan 1991 yılında bağımsızlığını ilan ettikten sonra altı yıl iç savaş yaşadı ve zorlu bir yeniden yapılanma dönemi yaşadı. Ülke bir değişim sürecinden geçerken kadınların durumu da sosyalist döneme kıyasla kötüleşti.

 

Aile içi şiddet ve çok eşlilik

Tacikistan'daki kadınların başlıca sorunları öğrenim görememek, aile içi şiddet ve çok eşlilik. Umeda Khushraktova 25 yaşında bir öğrenci. Aile babası bir erkeğe aşık oluyor. Bu dünyanın her ülkesinde insanın başına gelebilir. Ama Umeda'nın durumu farklı. Sevdiği adam kendisine evlenme teklif ediyor ve hemen ardından halihazırda evli olduğunu söylüyor. Erkeğe göre ortada sorun yok. Umeda'nın ikinci eşi olabileceğini anlatıyor. Umeda hâlâ nasıl bir yanıt vereceğini bilemiyor ve artık gizli bir yanı kalmayan ilişkisini sürdüyor:

“Sevgilimin on bir yaşındaki en büyük oğlu beni biliyor. Karısı bilmiyor ama onunla konuşuyorum. Hatta bir kez rahatsızlandığında onu hastaneye bile götürdüm. Onun dışında ailenin geri kalanı benimle olan ilişkisini biliyor. Kardeşleri, babası, herkesin haberi oldu. Bir tek karısının olmadı.“

Genelde Tacikistan'da kadınlar ikinci eş olma konusunda Umeda kadar kararsız değil. Çünkü toplumsal geleneklere göre kadın belli bir yaştan sonra evlenmeli. Oysa ülkede kadınlar eş bulmakta güçlük çekiyor. Ülkede erkek sayısı 1992-1997 yıllarında yaşanan iç savaştan sonra azaldı. Üstelik pek çok genç Tacikistanlı erkek iş aramak için Rusya'ya gidiyor. Bunun sonucunda yasak olmasına karşın Tacikistan'da çok eşlilik artıyor. Aile içi şiddetle mücadele derneğinin (PDU) kadın hakları savunucularından Gulnara Petrova:

“Çoğunlukla kadınlar aynı evde yaşamıyor. Bazen kocasının bir eşi daha olduğunu bile bilmiyorlar. Mesela köyde yaşayan bir adamın orda eşi ve çocukları oluyor. Sonra adam başkent Duşanbe’ye geliyor ve orada ikinci bir eşi oluyor. Tabi ki kadınlar genelde kıskanıyor ama haberleri olmadığı da oluyor. Bazen de göz yumuyorlar çünkü çok şikayet ederse kocası kendine üçüncü bir eş bulup, onları terk edebilir.”

 

“Kadın erkeğin oyuncağı”

Genellikle evlilikler resmi kayıtlara geçmiyor. Resmi değil, geleneksel 'nikah' adı verilen törenle gayriresmi olarak yapılan evliliklerde kadın erkeğin oyuncağı haline geliyor çünkü hiçbir hukuki hakka sahip olmuyorlar. Bu sebeple Tacikistan'ın bazı bölgelerinde kriz merkezleri kuruldu. Ancak yine de hukuki hak aramak güç ve çoğunlukla aileler dahi kadınlara ayrılmamaları için baskı yapıyor. Cinsiyet araştırmaları uzmanı Margarita Khegai:

“Kriz merkezleri genelde pek etkili çalışmıyor. Bizde insanlar yoksul ve bu yaşamlarındaki en büyük sorun. Haklar ikinci sırada geliyor. Yerel sivil organizasyonlar bu yüzden çoğunlukla insan hakları alanında çalışmak istemiyor. Uluslararası organizasyonların projeleri de çoğunlukla kadınların haklarını savunmaları için maddi destek sağlamıyor. Örneğin bir kadın kriz merkezine geliyor, sorununu anlatıyor ve bir psikolog ya da avukat ona haklarını anlatıyor. Ama kadın eve gidip kocasına ‘Benim haklarım bunlar' diyemez ki! Bu imkânsız. Avukat tutabilmesi için ona daha fazla para vermek lazım.”

Margarita Khegai, çokeşlilikteki artışı, bağımsızlık ilanından sonra dine eğilimin artmasına bağlayanlara katılmıyor. Khegai, erkeklerin kadınları haklarından mahrum bırakarak, kendilerine rahat bir yol seçtiklerini söylüyor:

“Bazı Müslüman ülkelerde çok eşliliğe izin verildiğini biliyorum. Ama tam da bu ülkelerde birden fazla eşi olanlara neredeyse hiç rastlamadım. Çünkü ikinci üçüncü eşin geçimini sağlamakla yükümlüler. Bizim ülkemizde bu yükümlülükler olmadığı için çok eşlilik oldukça fazla.”