Kanadalı araştırmacılar, çocukluk döneminde yaşanan tacizin, mağdurların erişkinlik döneminde intihar eğilimini tetikleyen genetik değişimlere neden olduğunu belirledi... Kanada’nın Mc Gill Üniversitesi’nden Micheal Meaney başkanlığında yapılan araştırma, çocukluğunda tacize uğramış bireylerin, yetişkinlik döneminde intihara daha meyilli olmasının nedenlerinin yalnızca psikolojik olmadığını gösterdi. Bir yıl önce yapılan başka bir araştırmada, çocukluğunda tacize uğramış ve intihar etmiş kişilerle tacize uğramamış ve normal yollarla ya da intihar ederek ölmüş kişilerin, beynin ruhsal durumunu kontrol eden hippocampus bölümündeki dokular incelenmiş ve çocukluğunda tacize uğramış kişilerin hippocampal dokularındaki daha fazla genin işlevsiz kaldığı görülmüştü. Araştırmada bulunan bu değişikliklerin, çocuklukta yaşanan tacizle mi yoksa genel intihar eğilimiyle mi ilişkili olduğunu ortaya çıkarmak için yeni bir araştırma daha yapıldı. Yeni araştırmada yarısı çocukluğunda tacize uğramış, intihar etmiş 24 kişiyle doğal yollardan ölmüş 12 kişinin hippocampal dokuları incelendi. Sonuçta çocukluğunda tacize uğramış ve intihar etmiş kişilerin Nr3c1 genlerinde, diğer iki gruptakilerle karşılaştırıldığında daha fazla kimyasal iz olduğu görüldü. Araştırmada aynı zamanda, tacize uğramış kişilerin Nr3C1 adlı genleri bastırılmış olduğu için bu genleri taşıyan mesajcı RNA’larının seviyesi daha az olduğu görüldü. Nr3c1 geninin, hissedilen stresin hafifletilmesinde işlevi olduğu düşünülüyor. Elde edilen son veriler, bu genetik değişimin intihar eğilimiyle değil çocuklukta yaşana tacizle ilgili olduğu anlamına geliyor. Tacize uğrayan kişilerin intihara daha eğilimli olmaları daha önce de bilinen bir durum, ancak Micheal Meaney, genetik değişimlerin bu kişileri intihara daha yatkın hale getirdiğini düşünüyor.