Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, bugünkü yazısında, Türkiye’nin derin ve müzmin bir ekonomik krizden geçtiğini, sorunun sadece fiyat artışları da olmadığını belirterek “Fiyat artışlarına karşı faiz bir acı ilaçtır fakat bizdeki kriz zamanında çözülmediği için derinleşerek fiyat artışlarının ötesine geçmiştir. Artık faizi artırmakla çözme imkanı yok” değerlendirmesinde bulundu.
Yaşanan ekonomik krizin 1979, 1994 ve 2001 krizleri gibi yapısal olduğunu yazan Akyol, şöyle devam etti: “Hatta ekonomiye kaynak sağlamak açısından bugün krizimiz daha sıkıntılıdır; dış politikada ‘eksen kayması’ yüzünden.
Böyle bir ortamda hem anlık çözüm beklentileri hem kafa karışıklığı akıl almaz çözümler ‘icat’ ediyor: “Faiz sebeptir…” böyle bir icattı. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan “bu benim tezim” diyerek, “faiz konusunda yalnız kaldım” diyerek durumu anlatıyor. Kimseye inandırıcı gelmeyen böyle bir formül, güven yaratarak yatırım çekebilir mi?!”
“Bu durumda muhalefetin iktisadi görüşleri daha bir önem kazanıyor” diyen Akyol, CHP’nin ara sıra dile getirdiği, KOİ ile yapılmış yol ve tesisleri kamulaştırma düşüncesinin ise 21. yüzyılda yanlış olduğunu savundu.
Kamulaştırma düşüncesinin “Atatürk Devletçiliği” anlayışından geldiğini yazan Akyol, “Sayın Deniz Baykal da 1978 yılında merhum Ecevit hükümetindeki Enerji Bakanlığı sırasında madenlerin devletleştirilmesi için kanun çıkarmıştı… Sonra Ecevit de Baykal da devletleştirmeyi ağızlarına almadılar” diye yazdı.
Akyol “Kaldı ki bir kavramın başına ‘Atatürk’ yazmakla o kavram ezeli ebedi bir doğru haline gelmez. Erdoğan’ın 'nass var, nass' demesinin “faiz sebeptir” diye uyguladığı politikaların yanlışını doğru kılmadığı gibi… Çağımızdaki kriz ve kalkınma sorunlarına 'kurallı piyasa ekonomisi' perspektifinden bakmalıyız” görüşünü dile getirdi.
“Bugünkü krizin kapsamlı olmasının asli sebebi CB sisteminde kurumların ve makro dengelerin bozulmuş olmasıdır” diyen Akyol, “Evet, önceki krizlerimizden daha şiddetli… Kredibilitesi, inandırıcılığı çok ciddi bir ekonomi yönetimi lazım, fakat iktidar hem krizin bu derinliğini görmüyor, hem yapısal politikaları reddediyor…” ifadesini kullandı.
Akyol, muhalefetin, “çok ciddi kredibilite, inandırıcılık” yaratacak, bunu sağlamak için de “çıpa ve çıkış koşulları iyi tanımlanmış kapsamlı bir program” ortaya koymasının şart olduğunu yazdı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın