Taha Akyol'dan 'Türkiye'nin teknolojisi S-400'e yetmez' diyen Rus Direktöre: Dalga mı geçiyor?
Hürriyet yazarı Taha Akyol, Türkiye'nin Rusya ile anlaştığı 2 milyar dolarlık S-400 füze sisteminde teknoloji transferinin gerçekleştirilememesi hakkında yazdı. Akyol, Rus direktör Sergei Chemezov'un Türkiye’nin S-400’lerdeki ileri teknolojiyi alacak bilimsel ve teknolojik potansiyele sahip olmadığını ima ederek söylediği "Bunun için yetişmiş kalifiye personel ve teknolojik eğitim bulunması şarttır" sözlerini eleştirerek "Dalga mı geçmiş? Öyle değil ama Türkiye’nin yüksek teknoloji potansiyeline sahip olmadığını söylüyor, daha doğrusu bahane ediyor" dedi.
Taha Akyol'un "Dalga mı geçti?" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
RUSYA Türkiye’ye S-400 füze sistemini satıyor, biz bu vesileyle teknoloji transfer etmek ve yapımına ortak olmak istiyoruz. 2 milyar dolarlık bir proje.
Savunmada Rusya’ya bağımlı olmaktan sakınmak gerektiğini düşünüyorum. İşin bu yönleri bir tarafa...
Bir sistemi alacaksak teknolojisine erişmek istememiz elbette doğrudur. Fakat ilgili Rus direktör Sergei Chemezov, Türkiye’nin S-400’lerdeki ileri teknolojiyi alacak bilimsel ve teknolojik potansiyele sahip olmadığını ima ederek şöyle diyor:
“Bunun için yetişmiş kalifiye personel ve teknolojik eğitim bulunması şarttır. Bütün bunlar onlarca yıl alır.”
Dalga mı geçmiş? Öyle değil ama Türkiye’nin yüksek teknoloji potansiyeline sahip olmadığını söylüyor, daha doğrusu bahane ediyor. (www.kommersant)
Patent gösterisi
Çağımızda milletlerin en belirleyici güç ölçüsü, bilim ve teknoloji olsa gerek, ekonomide de böyle...
Bu konular açıldığında sürekli hatırlatmaktan kendimi alamıyorum: İran, uluslararası indekslere giren bilimsel yayınlarda 2011 yılında bizim önümüze geçti; halbuki çok gerilerimizdeydi.
Geçenlerde ekonomi yazarı Özcan Kadıoğlu’nun gönderdiği istatistikte gördüm: 2015 yılında bir milyon kişiye düşen patent başvurusu sayısı Türkiye’de 68’dir. Almanya’da 500’ün, Güney Kore’de 300’ün üstünde olmasından geçtim, İran’da ne kadar?
Türkiye’de 68 olmasına karşılık İran’da tam 173’tür.
Dünya ortalaması 254’müş.
Bu çağda ancak daha çok bilimle, teknolojiyle gelişmiş ülke olabiliriz.
Ekonomi gibi askeri gücümüz de ona göre.
Yenilikçi üniversiteler
Reuters en yenilikçi (inovativ) 100 üniversite listesini yayınladı, bizden tek bir üniversite yok.
Batı batıyor falan diyenler var ama bu üniversitelerin yüzde 80’i Batı’da, tabii başta Amerika’da...
Özellikle lisans üstü öğretim için daha çok öğrenci göndermeliyiz. Vize krizinin bence en üzücü tarafı öğrenci, akademisyen ve işadamlarını engelliyor olmasıdır.
Dünyanın en yenilikçi 100 üniversitesi sıralamasında Batı dışı ülkeler deyince tabii başta Japon ile Güney Kore üniversiteleri ve teknoloji enstitüleri var.
Japonya ve Güney Kore’den 8’er tane üniversite ve teknoloji enstitüsü listede yer alıyor.
Çok basit anlatımla, Osmanlı en iyi kılıçları yaparken en güçlü devletti fakat en iyi tüfekleri Avrupa yapınca en güçlü Avrupa oldu.
Büyük devlet hamasetle olmuyor. Bilim ve teknolojideki potansiyeliniz kadar güçlü oluyorsunuz. Yoksa parasını verip alacağımız zaman iş teknolojiye gelince “Potansiyeliniz yok” diyorlar!
BİLİME KAYNAK VE İLGİ
Bilim ve teknolojinin gelişmesi için önce üniversite ve araştırma enstitülerine yeterli kaynağı ayırmak lazım. Sonuçları uzun vadede alınacağı için kısa vadeli oy hesapları yüzünden bizde bu hep sınırlı kalıyor.
2018 bütçesinde ne kadar pay ayırılacağını göreceğiz.
Kamuoyu akademik ve bilimsel konulara ilgi göstermelidir, karar vericileri etkilemek, yeni nesilleri motive etmek için.
Aziz Sancar’larımızın sayısı artmalı, bilim alanındaki her başarı teşvik edilmelidir.
Amerika Jeoloji Derneği bu sene Mary C. Rabbitt Ödülü›nü Prof. Celal Şengör’e verdi; tören 22 Ekim’de Washington/Seattle’da.
Avrupa Yerbilimleri Birliği de Arthur Holmes madalyasını Prof. Şengör’e verdi, töreni Nisan 2018’de Viyana’da.
Bakalım törenler Türkiye’de ne kadar ilgi görecek?
Gençlere siyasi militanlık değil, bilim, teknoloji, sanat, spor alanlarında yarış ve başarı ruhu vermek lazım.