Diyarbakır Sur’daki tarihi Dört Ayaklı Minare’nin önünde yaptığı basın açıklamasının ardından vurularak öldürülen eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin yaşamına ve öldürülmesine ilişkin soruşturma sürecine ışık tutan Kırık Saat belgeseli Diyarbakır, İzmir, Ankara ve Şanlıurfa’nın ardından İstanbul’da da izleyici ile buluştu.
Tahir Elçi'nin, ölümünden hemen sonra duran saatine atıfla Kırık Saat ismini alan belgeselin yönetmenliğini Sinem Babul ve Rabia Çetin üstleniyor. Belgeselin Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde gerçekleşen gösterimine HDP Milletvekilleri milletvekilleri Pervin Buldan, Filiz Kerestecioğlu, Hüda Kaya, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı avukat Eren Keskin, HDP Parti Meclisi Üyesi Pınar Aydınlar’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda siyasetçi ve insan hakkı savunucusu da katıldı.
Belgesel gösterimi öncesinde söz alan Eren Keskin, Tahir Elçi’nin bir televizyon programında söylediği “PKK terör örgütü değildir” sözlerinin ardından yaşanılan linç sürecine dikkat çekti. Eren Keskin konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Tahir Elçi, sosyolojik bir gerçeği bir televizyon programında dile getirdi ve linç o gün başladı. ‘PKK terör örgütü değildir’ dedi, ardından büyük bir linç girişimi başladı. Ve biz Tahir savcı önüne çıkarıldığında belki de “İnşallah tutuklanır” diye bekledik. Çünkü hepimiz ona ilişkin verilmiş karardan sanki emindik. Katliam kararından sanki emindik. Tahir serbest bırakıldı ve çok kısa bir süre sonra da öldürüldü. İnsan hakları mücadelesini ben hep ölülerimize karşı borcumuz olarak tanımlıyorum. Bizim borcumuz hiç bitmez. Bunun sebeplerinden biri de Tahir’i kaybetmemizdir. Saygıyla sevgiyle anıyoruz hepsini.”
“Tahir Elçi bizim dönemimizin Vedat Aydın’ı”
İzleyicilerin gözyaşlarını tutamadığı belgesel gösteriminin ardından yönetmenler Sinem Babul ve Rabia Çetin ile söyleşi gerçekleştirildi. Tahir Elçi’nin cenazesindeki atmosferden çok etkilendiğini dile getiren Çetin, belgeseli çekmeye karar verme süreçlerini “Cenazede herkesin şöyle bir söylemi vardı. Bu bizim dönemin Vedat Aydın’ı diyorlardı. Ben çok etkilenmiştim o anda yaşananlardan ve onu unutturmamak adına bir şey yapmak istiyordum” sözleriyle anlattı.
Türkan Elçi’nin eşi Tahir Elçi’ya yazdığı “Ceket” şiirinin okunmasıyla sonra eren gösterimin ardından yönetmenler Babul ve Çetin T24’ e değerlendirmede bulundu.
Belgeseli çekmeye karar verme sürecini “Tahir Elçi gibi faili meçhul davalar peşinde koşan bir avukatın böyle bir şekilde ölümü beni çok etkiledi. Onun hayatını, duruşunu anlatacak, herkesin onu tanımasını sağlayacak bir şeyler yapmak istedim. Rabia bana belgesel fikriyle geldiğinde hiç düşünmeden evet dedim” sözleriyle anlatan Babul “Bu belgeseli Tahir Elçi’yi katıldığı televizyon programı sayesinde tanıyanlara anlatmak, sevdiklerine onun ne kadar iyi bir insan, baba, iş arkadaşı olduğunu hatırlatacak güzel bir anı bırakmak için çektik” ifadelerini kullandı.
Belgeselin çekimleri sırasında duygusal anlar yaşandığını belirten Babul “Çekimler sırasında öyle anlar oldu ki, konuştuğumuz kişiler ağladı, biz ağladık. Bu nedenle molalar verdik, önce ağladık sonra çekmeye devam ettik. Montaj aşamasında da aynı şeyleri yaşadık. İlk belgesel deneyimimiz. Tahir Elçi yokluğunda bile bir şeyler öğretmeye devam etti” diye konuştu.
“Hiç tanımadığımız insanlar ağlayarak bize sarılıp teşekkür etti” diyerek belgeselin insanlar üzerinde yarattığı etkiye dikkat çeken Çetin ise, izleyicilerin tepkilerine dair izlenimlerini “Daha çok duygusal tepkiler aldık. Çok kısa olduğuna dair eleştiriler aldık ancak biz daha çok Tahir Elçi’nin son bir yılına ışık tutmaya çalıştık. Çünkü Tahir Elçi’nin son bir yılı, Kürt meselesinin de son bir yılının özetiydi. Son bir yılına ve o programdan sonra yaşananlara ışık tutmaya çalıştık. Her gösterimden sonra hiç tanımadığımız insanlar ağlayarak, sarılıp teşekkür ettiler. Güzel bir duyguydu” sözleriyle aktardı.
Çetin, “Kurgu aşamasında Tahir Elçi’nin sesini o kadar çok duyduk, o kadar çok dinledik ki öyle bir ismin şu anda yaşamıyor olduğunu ve faillerinin ortaya çıkmadığını bilmek çok tuhaf bir duygu” diye konuştu.
Kırık Saat Yönetmen: Rabia Çetin - Sinem Babul. Kurgu: Alpay Yavuz Müzik: Fırat Alkış, Hüsnü Arkan, Dengbej Mahmut |
Diyarbakır Barosu Başkanı, insan hakları savunucusu avukat Tahir Elçi, Sur ilçesinde Dört Ayaklı Minare'nin çatışmalarda gördüğü zararla ilgili basın açıklaması sırasında, 28 Kasım 2015'te vurularak yaşamını yitirdi. Olay yeri incelemesi, olaydan 111 gün sonra yapıldı. Bilirkişi raporunda, Elçi’yi vuran atışın “tıbben ve fiziken tespit edilemeyeceği” yer aldı. Kamera görüntüleri olmasına rağmen ölümüyle ilgili şimdiye dek kimseye dava açılmadı.
Tahir Elçi’nin ölümüne ilişkin kamu görevlilerinin ihmalini araştıran İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı rapor, iki yıldır Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında bekletiliyor. Kamu görevlileri hakkında henüz soruşturma başlatılmadı.
“Yine her zamanki gibi Sen gelmişsin ben varım Sen susmuşsun ben yazarım Konuş diyorum gülüyorsun Aklım suyunu çekti diyorum Susuyorsun Biliyor musun diyorum Ceket diyorum Her şey sana ceket yakıştığı içindi Beni dinle, Susmadan dinle Bak Bir gün En güzel ceketten alacağım Gelirken içine bir gömlek, Üstüne bir kravat Her zamanki gibi Seçim benden olacak Ceketin rengi ne olsun diyorum Susuyorsun Bekliyorum gelmiyorsun Ellerimde kasımpatılar, Ben geliyorum Geliyorum, gitmek bilmiyorum Biliyor musun? Susmalarından sonra 28’e bölündü bende günler Fakat ben biliyorum Her şey sana Ceket yakıştığı içindi”