Takımların sembolleri nereden geliyor?

Takımların sembolleri nereden geliyor?

T24 - Futbol kulüplerinin Kartal, Kanarya, Aslan, Kaplan ve Timsah gibi simgeleri taraftarlar tarafından bilinir ve kullanılır. Peki bu simgeler nereden geliyor? İşte o ilginç hikâyeler.

Spor Toto Süper Lig’de bu sezon mücadele edecek 18 takımdan 16'sının simgesi bulunuyor. Bu takımlardan büyük bölümünün sembolü hayvanlar olurken, bazı takımlar bölgelerinin temsil ettiği simge ve sembolleri kullanıyor.

Fenerbahçe Kanarya, Beşiktaş Kartal, Galatasaray Aslan, Bursaspor Timsah, Trabzonspor Kaplan, Gaziantepspor Şahin, Eskişehirspor ve Samsunspor Kırmızı Şimşekler, Sivasspor Yiğidolar, Orduspor Mor Menekşeler, Manisaspor Tarzan, Gençlerbirliği Kırmızı Gelincikler, Mersin İdmanyurdu Kırmızı Şeytanlar, Karabükspor Mavi Ateş sembol ve lakaplarıyla yeni sezonda yeşil sahada mücadele edecek.

Kayserispor, Ankaragücü ve Medical Park Antalyaspor takımlarının ise simge ve sembolleri bulunmuyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyespor taraftarları ise Baykuş’u kendilerine simge olarak seçti.

Takımların simge ve sembollerinin ilginç öyküleri ise şöyle:

KARA KARTAL:

Beşiktaş'ın simgesi olan “kara kartalın” çıkış noktası bir taraftarın tezahüratı olmuş. 1940-1941 sezonuna gençleştirilmiş ve yenilenmiş kadroyla giren Beşiktaş, haftalar ilerledikçe puan farkını açıyor ve ligdeki liderliğini sürdürüyor. Beşiktaş, ligin bitime 5 hafta kala Süleymaniye ile 19 Ocak 1941 Pazar günü Şeref Stadı'nda yaptığı maçın ikinci yarısında önde olmasına rağmen rakip kaleye hücumlar gerçekleştirdiği sırada siyah-beyazlıların akın yönü olan Şeref Stadı'nın Atatürk panosu tarafındaki tribününden bir taraftar, “Haydi Kara Kartallar. Hücum edin Kara Kartallar” diye bağırıyor.

Şeref Stadı'nı dolduran binlerce taraftar ve maçı takip eden gazetecileri bir anda etkileyen balıkçı Mehmet Galin'in bu tezahüratındaki “Kartal” 6-0 Beşiktaş'ın kazandığı bu maçın ardından Beşiktaş'ın sembolü oluyor.

SARI KANARYA:

Fenerbahçe'nin simgesi sarı kanarya da sarı-lacivertlilerin “Uçan kaleci” olarak tanınan ünlü kalecisi Cihat Arman'dan geliyor. 1939 yılında Fenerbahçe'ye transfer olan kaleci Cihat Arman, futbol yaşantısını 1952 yılına kadar sürdürüyor. O dönemlerde Türkiye'nin en iyi kalecilerinden olan Arman'a spor kamuoyu ve taraftarlar tarafından “Uçan kaleci” deniliyor.

Sahaya genellikle kanarya sarısı formasıyla çıkan Arman bir maçta kalenin 90 olarak tabir edilen köşesine giden topu adeta uçarak çıkarıyor. O sırada taraftarlardan birisi, 'Hey yavrum kanaryama bak, yine uçtu' diye bağırıyor. 1952 yılında Fenerbahçe genç kadro kuruyor. Bu kadro, ardı ardına şampiyonluğunu kovalayınca basın, kanarya sembolünü telaffuz etmeye başlıyor. Basın, o dönemlerde iyi maçlar çıkaran takımla ilgili “Sarı kanaryalar yine güzel oynadı” şeklinde haber yazınca kanarya tam anlamıyla simge olarak kalıyor.”

GALATASARAY’IN ASLANI:

Galatasaray'ın simgesi olan aslan ise, futbolcu Nihat Bedik'ten geliyor. Galatasaray kurulmadan 3 yıl önce dünyaya gelen Bedik, Galatasaray Lisesi'nde eğitimini sürdürürken spor hayatına başladı.

1916 yılında başlayan Galatasaray macerası süresince sadece futbolcu olarak değil üç adım atlama, yüksek atlama, binicilik, yelken ve yüzme alanlarında da kulübüne hizmet eden Bedik, tam 20 yıl boyunca futbolcu olarak verdiği mücadelesinde 268 kez forma giydi.

Galatasaray futbol takımının 8 yıl kaptanlığını yapan, 18 kez giydiği A Milli Takım formasını 8 kez kaptan olarak taşıyan Bedik, 1936 yılında aktif spordan çekilmesine rağmen spor yapmayı ihmal etmedi. “Aslan” ismini verdiği teknesi ile yarışlara katılan, futbol oynadığı dönemlerde “Aslan Nihat” olarak çağrılan Bedik, hayatını adadığı Galatasaray'a kendi lakabını simge olarak bıraktı.

ANADOLU KAPLANI:

Trabzonspor'un kaplan simgesi ise Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray'ın “Kartal', “Kanarya” ve “Aslan” simgelerini kullanmalarının ardından gazeteler tarafından yapılan bir yakıştırmanın ardından ortaya çıktığı biliniyor.

YEŞİL İNCİYDİ TİMSAH OLDU:

Bursaspor'un simgesi timsah da, 1992 yılında yeşil-beyazlı kulüpte yedek yönetici olarak yer alan Lemi Keskin'in izlediği bir belgeselden yola çıkmasıyla bulundu. Bir timsahın boğa yediği görüntüleri izleyen Keskin, yaptığı görüşmeler sonucu “yeşil inciler” olarak bilinen sembolün “timsah” olarak değiştirilmesini sağladı. Bursa'da timsah isminin gündeme getirilmesinin ardından yeşil-beyazlıların Ugandalı golcüsü Majit Mususi, Intertoto Kupası'nda attığı golün sevincini arkadaşlarıyla “timsah yürüyüşü” yaparak kutlamıştı.

GAZİANTEPSPOR'UN ŞAHİNİ:

Gaziantepspor'un ambleminde yer alan, takımın sembolü olan “Şahin” ise Fransızlar'a karşı kentin savunmasında önemli rol üstlenen Şahin Bey'den geliyor.

Halk tarafından “Şahin Bey” olarak bilinen Mehmet Sait, 1911'de Trablusgarp Savaşlarına gönüllü olarak katılır. Balkan Savaşlarında, Birinci Dünya Savaşında Çanakkale, Romanya, Filistin cephelerinde savaşan Şahin Bey, Fransızlara karşı Antep savunmasını her şeyin üstünde tutar.

Gaziantepspor tarihinde önemli yere sahip Şahin Bey, kentin futbol kulübüne Şahin simgesini veren isim olur. Hatta takımın rengi Fransızlar'la çarpışan çetelerden akan kanın rengi kırmızı ile matemi simgeleyen siyah olarak belirlenir.

KIRMIZI ŞEYTANLAR:

1990-1991 sezonunda bir gazetecinin İngiltere'nin Manchaster United takımına özenerek kaleme aldığı köşe yazısında Mersin İdmanyurdu için “Kırmızı Şeytanlar” benzetmesini yapması, taraftarlar tarafından sempati ile karşılanarak benimsendi.

Kurulan taraftar derneğinde gruplara da “şeytanlar” denilmesi üzerine herhangi bir yazılı kaynakta belirtilmese de spor camiasında Mersin İdmanyurdu “Kırmızı Şeytanlar”, taraftarlar arasında da “şeytanlar” olarak anılmaya başlandı.