Taksim Dayanışma Sözcüsü: Ne Gezi terör ne de Osman Kavala terörist

Taksim Dayanışma Sözcüsü: Ne Gezi terör ne de Osman Kavala terörist

“Darbe girişimi” ve “Gezi eylemlerinin organizatörü olduğu” suçlamasıyla tutuklanan işadamı Osman Kavala’ya Gezi’nin simge isimlerinden destek geldi. Taksim Dayanışması sözcüsü Mücella Yapıcı “Ne Gezi bu şekilde terörize edilebilir ne de insanlar” diye konuştu.

Cumhuriyet'te Zehra Özdilek ve Seyhan Avşar imzasıyla yayımlanan habere göre, Gezi Direnişinin simge isimleri, Atatürk Havalimanı’nda 18 Ekim’de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan iş adamı Osman Kavala’ya yönelik “Gezi eylemlerinin organizatörü olduğu” suçlamasına tepki gösterdi.

‘Gezi bir konser miydi ki?’

Avukat Can Atalay: Öncelikle; Gezi Direnişi ile ilgili olarak aradan dört buçuk yıllık bir süre geçtikten sonra şu ana kadar açılmış ve çok önemli kısmı beraatle sonuçlanmış davalardaki iddialardan bambaşka iddialar ileri sürülemez; açıkça hukuka aykırıdır. Öte yandan; haklarına ve geleceğine sahip çıkan milyonlarca yurttaşın haklı ve meşru direnişinin bir konsermiş gibi bir “organizatör” ile izah edilemeyeceğine hiç kuşku yok... Paris Komünü’nü, “occupy” eylemlerini ya da dünyanın herhangi bir yerinde zırhlı araçların karşısına bedenleri ile dikilenleri bir organizasyon firmasından mı soruyoruz? Görüldüğü kadarı ile siyasi iktidar kendisine yönelik demokratik eleştirileri; hukuka aykırı işlem ve eylemlerine karşı meşru direnişi kriminalize etmeye çalışacak. Aradan geçen süreye karşın Kavala’nın “organizatörlük” ile suçlanmasını bu nedenlerle haksız, yersiz, dayanaktan yoksun ve açıkça hukuka aykırı görürüm.

‘Tek suçlu iktidar ve İBB’ 

HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder: Birincisi Gezi’deki itiraz ve direniş bir suç değildir. Bunun bir suç olmadığı mahkeme kararıyla da tescillenmiştir. İkincisi Gezi Direnişi birkaç kişi ya da birkaç kuruma izafe edilemeyecek kadar yaygın ve kolektif bir itirazdır. Eğer Gezi suç sayılacaksa bunun tek bir suçlusu vardır: dönemin iktidarı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’dir.

‘Rastlamadık bile!’ 

Taksim Dayanışması sözcüsü, yüksek mühendis mimar Mücella Yapıcı: Hepimiz biliyoruz ki Gezi’nin herhangi bir organizatörü yok. Organizatörü de varsa eğer iktidarın amansız şiddet politikalarını yönlendirenlerdir. Gezi Direnişi’nin esas ortaya çıkmasının nedeni çok haklı bir talebe ve dayanışmaya iktidar tarafından olağanüstü şiddetle karşı koyulmasıdır. Benim de içinde bulunduğum bir sürü insan böyle suçlandı ve beraat ettik. Ben Gezi’nin içinde bir insan olarak, hiç kimse hele de Kavala tarafından organize edilmediğimden eminim. Koskoca Gezi sırasında Osman Kavala ile hiç rastlaşıp konuşmadım ama eminim o da hepimiz gibi bir Gezi insanıydı. Osman bey için basında yer alan iddiaları okuduğumuzda da benim hissettiğim şey aslında hedefin Osman Kavala değil bu ülkenin aydın insanları ve Gezi Direnişi olduğu. Ne Gezi bu şekilde terörize edilebilir ne de başka insanlar.

‘Finansör yok imece var’

Eski CHP Milletvekili Ali Şeker: Gezi Direnişi finanse edilmedi. İmece usulü ile örgütlenmiş bir direniştir. Herkes kendi çabasıyla bir şeyler yaptı. Herhangi bir sipariş üzerine tasarlanmış, planlanmış, organize edilmiş bir çalışma değildir. Eğer burada bir teşvik edici arıyorlarsa insanları sokağa döken, insanların yaşam biçimine karışan söylemlerde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Gezi’nin altında birini aramanın bir anlamı yok. Baskı ortamında AKP’nin iktidarını tehdit eden herkesi içeri almak istiyor. Cumhuriyet ve Sözcü gazetelerine yönelik ve açlık grevindeki akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça’ya yönelik uydurma iddianamalerin hazırlandığı bir dönemdeyiz. Kendine tehdit olarak gördüğü ve biat etmeyen Osman Kavalayı da akıllarınca bu çerçevede sıkıştırmak istiyorlar.

Tutuklamak 'aptalca’ 

HDP Milletvekili Ertuğrul Kürkçü: Tutuklamanın nedeni, Kavala’nın demokrasi, insan hakları, mülteciler vs. gibi konularda kendilerine engel olması, uluslararası alanda etkin olmasıdır. Kavala işadamları arasında kapatmalar ve engellemeler ile yıldırılamayacak bir isim. İki sebeple Kavala’nın Gezi Direnişi ile suçlanması beş para etmez. Birincisi nereden bakarsanız bakın Gezi’nin planlayıcısı ekolojik grubun ezilmesinden doğan itirazların, bir halk mücadelesine dönüşmesidir. İkincisi ise sosyolojik olarak Gezi direnişi hükümetin raporlarının, savcıların konusu oldu. Gezi sürecinde çok sayıda insana dava açıldı. Ama bu davalar bitti. Bu davaların ortak yanı ise amacın hükümeti devirmek olmadığı ve şiddet içeren eylemler olmadığıdır. Osman Kavala’yı bu ve buna benzer iddialarla tutuklamak inandırıcılıktan uzak ve aptalcadır.

‘İntikam istiyorlar’ 

CHP eski Milletvekili Melda Onur: Bir sürü masum insanın gazlanması, fişeklerle yaralanması, öldürülmesi emrini veren kimse, Gezi’nin sebebi de odur. Hiç öyle komplo teorileri aramasınlar. Bu direnişi başlatan onlardır. Böyle büyük bir direniş başladığı zaman elbette nemalanmak isteyenler olacaktır ama bu iddialara da kargalar güler. Osman Kavala insan hakları davasına kendisini adamış, yurtdışı bağlantıları çok olan hatta bildiğim kadarıyla bir dönem Cumhurbaşkanı’na da destek veren bir ekiptendi. Liberal kesimden, Cumhurbaşkanı’nın ilk dönemdeki demokratikleşmeden umutlanan bir kişi olarak biliyorum. Kaldı ki yurtdışındaki bütün liberal çevrelerden destek almış bir Cumhurbaşkanı var. Bunlar suçsa demek ki bu suçun önünü o açmış.     

‘Ben de suçluyum’

Oyuncu Şebnem Sönmez: Gezi’nin hiç bir organizatörü yoktu. Bütün dünya çok iyi biliyor ki Gezi lidersiz bir direnişti. Tamamen halk tarafından kendi özgür iradesi ile insanların sokağı çıktığı ve birbirini desteklediği, beğenmediği düzene hep beraber ‘Hayır’ demeyi, belkide tarihimizde ilk kez başarmış çok önemli bir direnişti. Aktif olarak 21 gün orada olan bizler hiçbir şekilde özel birinin herhangi bir şeyi organize ettiği ne gördük ne duyduk. Herkes elinden ne geliyorsa yaptı. Osman Bey ne yaptıysa benim kadar yapmıştır, o suçluysa ben de suçluyum. Hepimiz teker teker onun kadar suçlu sayılırız. Sadece vicdanı ve hür iradesiyle davranan insanların direnişiydi. Kavalada öyle biri zaten.

'Kitle isyanıydı’

Oyuncu Barış Atay: Kendilerine karşı bir halk ayaklanması olduğunu kabul etmesi, bir iktidar açısından en tehlikeli şey olsa gerek. O yüzden bunun sözüm ona dış güçler tarafından, onların buradaki temsilcileri tarafından finanse edilen bir ayaklanma olduğu tezini sürekli işliyorlar. Ama bunun elbette mümkünatı yok. Gezi, iktidarın ceberrut uygulamalarından gına gelmiş, çok büyük bir kitlenin isyanıdır. Kişiler ile alakası yoktur.

‘Hukuka uygun değil’ 

Avukat Fikret İlkiz: Gezi Direnişi hakkında birçok dava açıldı. Açılmış olan davaların niteliğine ve özelliğine baktığınız zaman sonuçta eylemin hukuki tahsisi yapılmış durumda. Geriye dönmek suretiyle, yeniden bir suçlama yaratılması bence hukuka uygun değildir.