Taksim Gezi Parkı’ndan başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan protestoların ardından Change.org’ta iki imza kampanyası başlatıldı. “Taksim için daha iyi bir proje istiyoruz!” ve “Zehirleyici bir kimyasal olan biber gazı ve benzer maddelerin, kamu sağlığına etkileri sebebiyle, kullanımdan kaldırılmasını istiyorum” başlıklarıyla başlatılan kampanyalara 79 bin kişi imza verdi.
Change.org’ta Taksim Gezi Parkı projesinin değiştirilmesi için ve polisin biber gazı gibi maddelerin kullanımının kaldırılması için imza kampanyaları başlatıldı.
Taksim Gezi Parkı’ndan başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan gösterilerde 6’ncı güne girildi.
Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi kapsamında Gezi Parkı’nın yerine yapılması planlanan Topçu Kışlası’na tepkiler büyürken, Change.org’ta da iki imza kampanyası başlatıldı.
“Taksim değişiyor. İstanbul’un yıllardır problemli olan en önemli meydanı üzerine yeni bir proje yürürlüğe kondu. Fakat, İstanbullular projenin detaylarını sadece basına dağıtılan videodan öğrenebiliyor” denilen kampanya bildirisinde şu ifadelere yer verildi:
“Bu durum proje hakkında doğru-yanlış bilgilerin dolaşmasına sebep oluyor. Söz konusu videodan Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesildiği, yerine kışla binasının yapıldığı ve araç yolunun yeraltına alındığı anlaşılıyor.
Gezi Parkı’nın yerine ne gelecek? Yayalar için nasıl bir düzenleme yapılacak? Meydanın etrafında ne gibi düzenlemeler yapılacak? Bisiklet yolları olacak mı? Bunlar gibi pek çok soru cevapsız kalıyor.
Biz, Taksim Projesi’nin de dünyadaki emsalleri gibi Sivil Toplumun, Akademisyenlerin, Mimarların ve Şehir Planlamacılarının da şeffaf biçimde Projeye destek verebilecekleri ve toplum yararına projenin bazı kısımları hakkında fikirlerini dile getirebilecekleri bir proje düzeni olması gerektiğine inanıyoruz. Kadir Topbaş’tan bu talebimize kulak vermesini istiyoruz.
Taksim için bir değişim gereklidir. Şehrimizin can damarı olan Taksim Meydanı’na hepimizin çok daha huzurlu bir şekilde çıkabilmesi için, hepimizin katılımıyla gerçekleşen bir proje işleyişi istiyoruz.
Bir an önce cevabı belli olmayan konuların açıklanması ve projenin inşaatı derinleşmeden toplum yararına gerekli gözden geçirmenin yapılabilmesi için acilen desteğine ihtiyacımız var.
Taksim hepimizin; trafikte bekleyenin, sabah okula, işe yetişmeye çalışanın, balkonda oturup mahalleliyle konuşanın, ramazanda iftar çadırında orucunu açanın, sokakta simit satanın, parkta top oynayanın, boğazda balık tutanın... Kısacası hepimizin.
Biz İstanbullular, Taksim’i hep beraber yenileyebiliriz. Hepimiz bu sürece dair olup sözümüzü söyleyebiliriz.
Bu kampanyaya imza atarak Taksim Projesi sürecine katılmak için, Taksim’de hepimizin katkısı olduğu bir çalışmanın yapılması için destek verin. Kampanyayı herkesle paylaşın ve Taksim Meydanı üzerindeki söz hakkınızı alın.”
Kampanyaya imza vermek için tıklayınız
Change.org’ta başlayan bir başka kampanyada ise polisin biber gazı ve benzeri gazların kullanımının kaldırılması hakkında oldu. Kampanyanın açıklanmasında “Gaz tabancalarını sayısız kere, hedef gözeterek yakın mesafeden yurttaşlara yönelten kimi emniyet mensuplarının, temel insan haklarından yaşam hakkına doğrudan kast ettiği kabul edilmeli” denildi.
Bildiride şu ifadeler yer aldı:
“Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından, 17 Aralık 1979, kabul edilen Kolluk Kuvvetleri Davranış Kurallarının ilk cümlesi şöyle der :
“Polis yetkilerini kullananlar, insan onurunu daima saymalı, korumalı ve tüm kişilerin insan haklarını en yüksek mertebede tutmalıdır. “
1 Mayıs 2013 günü Beşiktaş, Şişli, Mecidiyeköy bölgelerinde kimi emniyet mensuplarının yurttaşları hedef gözeterek gaz tabancalarını kullandığı, çeşitli TV ekiplerinin çekimlerinde açıkça ve hiçbir şüpheye yer bırakmaksızın izlenmektedir.
Baş ve vücutlarından yaralanan pek çok yurttaş tedavi altında, bazıları komadan hayata geri dönebilirse yaşam boyu sakatlıkla karşı karşıya. Diğer yandan sokaklardaki insanlarla beraber, civarda konut, iş yeri, dershane ve hastanelerde bulunan çocuk, yaşlı, hasta, alerjik bünyeli pek çok Istanbullunun sağlık durumu- kent merkezindeki bu aşırı gaz kullanımından- çok olumsuz etkilendi.
Halkın emniyetini korumakla görevli birimler halkın sağlığını tehlikeye sokamaz, bu birimlerin maaşlarını halkın ödediği vergiler karşılamaktadır.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, "Halk İçin Emniyet, Adalet İçin Hizmet" sloganının içini dolduracak sorumlulukla hareket etmelidir.
Demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan barışcıl muhalif gösteri ve yürüyüşlerde, sokaklarda, kampüslerde ve alanlarda emniyet mensuplarının yurttaşlara işgalci düşman muamelesinden vazgeçmesini sağlamak için, herkesi bu kampanyaya destek olmaya çağırıyorum.”