Diyarbakır'ın Lice İlçesi Kayacık Köyü’nde 1 kişinin ölümü, 9 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan olayları protesto eden ve BDP milletvekillerinin de içinde olduğu kalabalık bir grup Galatasaray Lisesi önünde toplanarak Taksim Meydanı'na yürüdü. Polis gruba Meydan'ı boşaltması yönünde uyarıda bulundu ve ardından kalabalığa gözaltılar başladı. Taksim'de polis bu kez gaz ve su sıkmadı. Üzerlerine yürüdüğü eylemcileri yakalayarak gözaltına aldı. Gözaltılarla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmazken 1'i çocuk 12 kişinin gözaltına alındığı belirtiliyor.
Taksim'de polisin "dağılın" uyarısına uymayan eylemcilere Sıraselviler ve İstiklal Caddesi'nin ara sokaklarında polis müdahale etti. Polis, sıkıştırdığı kalabalığın üzerine boyalı mermi attı. Polislerin kalabalıktakilerin bacaklarına doğru hedef aldığı görüldü. Sıkılan boyalı mermiler nedeniyle vatandaşlar zor anlar yaşadı. Polis, yakaladığı göstericileri de gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında İsveçli bir gazeteci olduğu ileri sürülen Sarah Olsson'ın da olduğu sosyal medyada yazıldı.
Diyarbakır'ın Lice İlçesi Kayacık Köyü’nde 1 kişinin ölümü, 9 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan olayları protesto eden ve BDP milletvekillerinin de içinde olduğu kalabalık bir grup Galatasaray Lisesi önünde toplanarak Taksim Meydanı'na yürüdü. Ancak polis, kalabalığı "Taksim Meydanı'nı boşaltın" diyerek uyardı.
Taksim Meydan'ına yürüyen grupta BDP Milletvekilleri Sırrı Süreyye Önder, Sebahat Tuncel ve Levent Tüzel de yer aldı. Grup adına açıklama yapan BDP Mileltvekili Sırrı Süreyya Önder, "Barışa niyetli olan hiç kimse karakollar yapmakla zaman harcamaz. Barışa niyetiniz varsa, gönüller yapmanız lazım. Gönül yapmıyor karakol yapıyorsanız, bunun samimiyetini insanlar sorgular. Dün bu karakollara itiraz eden ve barış talep eden bunu da silahsız sivil bir şekilde dile getiren bir halkın üzerine ateş açılmıştır" dedi.
Polis saat 21.00'da kalabalığa dağılması yönünde uyarıda bulundu. Ardından meydandaki kalabalık polis tarafından uzaklaştırıldı. Kalabalık, polisin uyarısına rağmen yeniden toplandı. Toplanan kalabaığı polis yeniden Sıraselviler'e doğru uzaklaştırdı. 'Çekilmezseniz müdahale edeceğiz' diyen polislere eylemciler, 'Hülooğğğ' şeklinde yanıt verdi.
"Yaralıların ve hayatını kaybeden Medeni kardeşimizin aldıkları yaralar, hep sırtlarından aldıkları yaralardır" diyen Önder, "Barış böyle gelmez. Nasıl geleceği konusunda, bin türlü önerimiz olabilir. Ama böyle gelmeyeceğinden hepimiz eminiz. Tarih emin. Biz PDK Bileşenleri olarak, buradan hükümete; bu olayı bir şekilde politikalarını yeniden gözden geçirmek için bir sebebe dönüştürmelerini istiyoruz. Kürt halkı silahlı mücadele yerine, demokratik siyaset yapmak talebini, bir tek bütün Türkiye'nin demokratikleşmesi karşılığında kabul etti. Bundan daha meşru, bundan daha haklı hiç bir talep olamaz. Onun için bu çağrımız son derece önemli ve tarihseldir. Gezi direnişi başladığından beri ne söylediysek, hükümet daha sonra söylediğimiz noktaya geldi. Yapmayın dediğimiz şeyi yaptılar. Direnişi büyüttüler. Gezi direnişinden beri hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum. Bütün bu demokrasi direnişini kutluyor ve salmlıyoruz. Hükümeti de akli selime davet ediyoruz" diye konuştu.
BDP Milletvekili Sebahat Tuncel ise, "Bugün burada Taksim'den, Gezi Parkı'ndan, Gezi direnişçileri olarak, Lice'de yaşanan katliamı kınamak için, Lice'de yaşayan halkımızın köylüleri, anladığımızı ve onların mücadelesini kendi mücadelemiz olarak gördüğümüzü ifade etmek için buradayız. Lice'de bir katliam girişimi yaşanmıştır. Lice'de karakol istemeyen bu ülkeye, barış, karakolla, barajlarla gelmez. Bu ülkeye barış, insan hakları ile özgürlüklerle demokrasiyle gelir diyen halkın üzerine kurşun sıkılmıştır. Karakol hiçbir uyarı yapmadan köylüleri taramıştır. Bir arkadaşımız Medeni Yıldırım, yaşamını yitirmiş. 10'dan fazla arkadaşımız yaralanmıştır. Bir çoğu devletten korktuğu için hastaneye bile gitmemiştir. Çünkü biz biliyoruz ki, bu devlet her zaman için kendi yaptıklarını gizliyor. Daha Lice'deki olay ne olduğunu anlayamadan AKP hükümeti tarafından bu olayı saptırmaya yönelik açıklamalar duyduk. Hatta öyleki Kaymakam kendi kendilerini vurmuşlardır diye bir açıklama yaptı. Demokrasi özgürlük istiyoruz. Ama bu karakollarla gelmez. Karakollar bize işkenceyi hatırlatıyor. Karakol Bingölde'ki tecavüzü hatırtlatıyor. Karakol, bize ölümleri, zulümleri hatırlatıyor. Dolayısıyla bir barış inşaa edeceksek, o zaman bunlardan vazgeçmemiz gerektiğini ifade ediyoruz diyorlardı. Ama AKP hükümeti, bunu görmedi. Halkın üzerine kurşun sıkıldı" diye konuştu.
Tuncel, "Hükümet çözümden yanaysa, bu sürecin devam etmesini istiyorsa yapması gereken ilk şey, bunun hesabını sormaktır. Eğer hükümet hesabını sormazsa bu halk hesabını soracaktır. Liceliler hesabını soracak. Çünkü hesap sorulmadan yeni bir barış olması mümkün değil. Hesap sorulmadan demokrasi olması mümkün değil. Biz çözümden yanayız. Biz Gezi'nin de, Taksim'in de özgürleşmesini istiyoruz. Kürdistan'ın da, Lice'nin de özgürleşmesini istiyoruz. Yaşam hakkı en kutsal haktır. Devlet yaşam hakkını ihlal ediyorsa, burada ciddi bir sorun var demektir. Başbakan durmadan demokratik Türkiye'den bahsediyor. Hangi demokratik ülkede, polisi askeri halkın üzerine gaz bombası, kurşun yağdırır. Kendi yurttaşını öldürür. Eğer Lice'nin hesabı sorulmazsa, Türkiye'de ne yazık ki, süreç başka bir noktaya gidebilir. Bir kez daha sorumlu kişilere çağrıda bulunuyoruz. Lice katliamı gözünüzün önünde, medyanın önünde yapılmış bir katliamdır. Bunun hesabını vermezseniz, 30 yıldır bu ülkede yaşanan faili meçhullerin hesabını nasıl vereceksiniz? O zaman biz bu devletle Kürtleri nasıl barıştıaracağız. Bunun cevabını vermeden gerçek anlamda bir çözüm ve demokrasi olmayacaktır diyorum. Lice katliamı olduğu gün, aynı anda olayı kınayanların Türkiye demokrasisi açısından önemli bir şey olduğunu düşünüyorum. AKP'ye yakın bazı çevreler diyorlar ki işte ulusalcılar sokağa çıktı ses verdi. Bu kötü bir şey değil. Benim AKP'lilere tavsiyem sizde sokağa çıkın ses verin. Katliama ortak olmayın. Sokağa çıkmayan herkes, katlima ortak olur. Hem Gezi direnişi, hem de Lice'de yaşamını yitiren demokrasi şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Onlara söz veriyorum; bu daha başlangıç" diye konuştu.