Talabani: PKK'ya karşıyız ama onunla savaşmayız

Talabani: PKK'ya karşıyız ama onunla savaşmayız
* Irak Cumhurbaşkanı Talabani, "PKK'ya karşıyız ama onunla savaşmayız" dedi. Talabani, Akşam gazetesine verdiği demeçte, DTP'lilerin bağımsız devlet istemediğini belirten Irak lideri, PKK affinı da Gül'le konuştuğunu ima etti.ABD, Irak’ı İsrail ve petrol geliri için işgal ettiKürt meselesinde sıcak gelişmeler* Talabani, siyasi diyalog, barışçıl mücadele ve diplomasinin başladığı bir dönemde şiddet ve terörün yeri olmadığını belirtti. Irak Cumhurbaşkanı, silahlı mücadelenin çözüm olmadığını vurguladı Akşam gazetesi yazarlarından Hüsnü Mahalli'nin Talabani ile yaptığı röportaj şöyle: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün aniden ertelenen Irak ziyareti ile ilgili son durumu görmek için Süleymaniye’deyiz. Süleymaniye Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin memleketi. Burada kendini daha çok Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri olarak görüyor ve zaman zaman da öyle davranıyor. Böyle olunca Talabani ile yaptığım her söyleşiyi iki kimlikli bir kişi ile yapmış gibi görürüm ve ona göre de değerlendirmelerimi yaparım. Bu söyleşide de böyle oldu. Çünkü Talabani hiçbir zaman KYB lideri olduğunu unutmuyor ve yanıtlarını ona göre veriyor. Böyle olunca konuşulan konular çok daha kapsamlı ve ilgi çekici oluyor. Tıpkı bu söyleşideki gibi... Cumhurbaşkanı Talabani sorduğumuz her soruya net ve açık yanıt veriyor ama yayınlanmasını istemediği bölümlerin de çıkarılmasını istiyordu. Talabani’nin yanıtlarına bu çerçevede bakılırsa, sanıyorum Irak’ın geleceği, Irak-Türkiye ilişkileri ve bu ilişkilere bağlı PKK ve Kürt sorununun geleceği ile genel olarak bölgeyi bekleyen gelişmeler çok daha net olarak görülebilir. Çünkü Talabani tüm bu konuların ipuçlarını veriyor. Cumhurbaşkanı'na övgü Sayın Talabani, Cumhurbaşkanı Gül’ün Irak ziyaretinin ertelendiği haberini alınca ne düşündünüz? Çok üzüldük. Çünkü ziyareti çok önemsiyorduk ve ben şahsen bu ziyaret sonrasında Türkiye ve Irak arasında herkesi şaşırtacak çok önemli bir dönemin açılabileceğine inanıyor ve bekliyordum. Ancak anlayışla karşıladık. Çünkü kardeşim Gül’ün kulağından rahatsız olduğunu biliyorduk. İnanıyorum ki; Sayın Cumhurbaşkanı Irak gezisini mutlaka gerçekleştirecektir. Irak televizyonu El-Şarkiye’ye verdiği demeçte Sayın Gül, Irak halkının tüm kesimlerine karşı olan duygularını, Türk devletinin Irak’a ve başta Kerkük olmak üzere Irak’ın sorunlarına yönelik tutum ve davranışlarının vurgularını yaparak tüm Iraklıların gönlünü kazanmıştır. Biliyoruz ki Türkiye-Irak ilişkilerinde iki boyut var. Biri Bağdat diğeri Erbil. Şimdi siz hem Irak Devlet Başkanı hem KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği) lideri olarak ilişkilerin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Şunu vurgulamak gerekir. Türkiye-Irak ilişkileri her iki ülke için stratejik öneme sahiptir. Nitekim ben bu nedenle Ankara ziyaretim sırasında Sayın Gül’e iki ülke ilişkilerinin stratejik bir çerçeveye oturtulması için bir anlaşma imzalanması gerektiğini söylemiştim. Bu anlaşma da bilindiği gibi Başbakan Erdoğan’ın Bağdat ziyareti sırasında imzalandı. Başbakan Maliki, Ankara’ya giderek bu anlaşmanın tam olarak uygulanması için görüşmelerde bulunacak ve böylece bu anlaşma bölge ülkeleri açısından bir örnek teşkil edecektir. DTP devlet istemiyorBunun yanı sıra Ankara ile Kürt Federe Bölgesi yönetimi arasında da çok önemli ve sıcak bir süreç başladı, devam ediyor. Türk yetkililerin Erbil ve Bağdat’ta Mesud ve Neçirvan Barzani ile görüşmeleri çok önemli. Gördüğünüz gibi Irak-Türkiye ilişkileri Bağdat ya Talabani’nin tekelinde değil artık. Herkes bu ilişkilerin gereğine ve yararına inanıyor. DTP’nin Erbil ve Süleymaniye ziyaretinde neyi konuştunuz ve onlara neler dediniz? Elbette çok şey konuştuk ama ağırlıklı olarak Türkiye’deki demokratik sürece yönelik karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk. DTP’liler barışçıl demokratik siyasi mücadeleye ve Parlamento içinde bu mücadelenin sürdürülmesi gereğine olan inançlarını vurgulayarak Kürt halkının kültürel haklarının elde edilmesi mücadelesini sürdüreceklerini söylediler. DTP’liler Türkiye’den ayrılma, bağımsız bir Kürdistan kurma ya da federal bir yapı peşinde olmadıklarını söylediler. İstedikleri tek şey; Kürt kimliğinin ve dilinin devlet tarafından tanınmasıdır. Ki DTP’lilere göre bu tür istemler artık bazı Türk yetkililer tarafından bile dile getiriliyor. Peki siz ne dediniz onlara? Ben ve Barzani silahlı mücadele çağının artık sona erdiğini ve tüm sorunların mutlaka diyalog ve siyasi mücadele ile çözülmesi gerektiğini söyledik. Çünkü amacınız ne kadar doğru ve adil olursa olsun silaha başvurduğunuz an dünya size terörist gözü ile bakıyor. Böyle olunca da dünya kamuoyunun desteğini alamıyorsunuz. Dünya kamuoyunun desteği olmadan da bu tür mücadeleler sonuca varamıyor. İşte bu nedenle Türkiye’deki Kürtlerin çıkarı öncelikli olarak silahlı mücadeleyi derhal durdurmaları ile sağlanır. Kürtler silah yerine siyasal mücadeleyi tercih etmeli. PKK çıkmaz yolun sonuna geldiğini anlamalı ve demokratik mücadele yöntemlerine başvurmalı. Kürt halkının Türkiye’deki hakları ancak bu yol ve yöntemlerle sağlanabilir. Tüm bunları DTP’lilere açık ve net olarak söyledik. Bunun için de Türk hükümeti ve devleti de bazı moral adımları atmalı. Ahmet Türk bana ‘hükümet PKK militanlarının dağdan inmesi ve şehirlere gelerek demokratik mücadeleye katılması çağırısı yapıyor’ dedi ve ekledi; “Biz de bu çağrıyı destekliyoruz. Ama dağdan inecek olan gençler acaba evlerine mi gidecek yoksa hapse mi atılacak?”. Sayın Talabani, Türkiye’ye gelen çeşitli etnik ve mezhepsel gruplara bağlı kişiler arasında bir koordinasyon var mı? Türkiye ile ilişkiler konusunda kesin bir koordinasyon ve anlayış birliği var. Ancak unutmamak gerekir ki; bazı partilerin Türkiye ile ilişkileri eskilere dayanır. Örneğin biz KYB ve KDP olarak 2003 öncesinde Ankara ile dönemsel toplantılarımız vardı. Türkiye ise Irak’taki tüm taraflarla eşit mesafeli ilişkiler kurup, sürdürerek herkesin gönlünü kazanmıştır. İkili ilişkiler ise bu sürece hep katkı yapmış ve yapacaktır. Az önce Ankara’nın Erbil diyaloğuna değindiniz ve Kürtlerin bu diyalogdan çok mutlu olduklarını söyleşmiştiniz. Bölgesel Kürt yönetimi lideri Mesud Barzani bu diyalogdan çok mutlu olduğunu söylemişti. Bu mutluluk kesinlikle Türkiye-Irak ilişkilerine ve Ankara-Erbil ilişkilerine olumlu olarak yansıyacaktır. Size şunu söyleyebilirim; Kürtler, Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü çok coşkulu ve duygulu karşılamak için Erbil’de olağanüstü hazırlıklar yapmıştı. Unutmamak gerekir ki; yüzlerce Türk firması Kuzey Irak’ta iş yapıyor ve Türk malları Irak’ın her bölgesine artık ulaşıyor. Yüzlerce Iraklı Kürt her gün turist olarak ya da alışveriş için direkt olarak İstanbul’a uçuyor. Türkiye-Irak ve Türkiye’nin Iraklı Kürtlerle ilişkilerinde temel bir sorun var; o da Kuzey Irak’ta bulunan PKK’lılar. Sizce bu sorun kesin olarak nasıl çözülür? Kürt Federe Bölgesi tüm Kürt partilerinin katılacağı bir toplantı hazırlığı içinde. Bu toplantıda PKK yönetimine ve hatta Irak topraklarında bulunan İranlı Kürt örgütlere silahlı mücadeleden vazgeçme ve demokratik siyasal süreçlere katılma çağrısı yapılacak. İnanıyorum ki bu çağrı PKK üzerinde çok ciddi bir baskı oluşturacak ve sorun çözüm yoluna girecek. Net olarak söylüyorum; biz Iraklı Kürtler olarak bundan böyle hiçbir şekilde ve kesin olarak Kürt grubuna bağlı silahlı kişilerin topraklarımızdan çıkarak Türkiye ya da İran’a sızıp silahlı eylemlerde bulunmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Gerekli önlemleri alacağız. Ne tür önlemler? Zamanı gelince bu önlemlerin ne olduğunu göreceksiniz. Elbette Iraklı Kürtler olarak bizler PKK ile savaşmayı düşünmüyoruz. Savaşmadan da bu sorunun çözülebileceğini göreceksiniz . Şunu herkes bilmeli ; Irak’taki tüm siyasi gruplar PKK’lıların Türkiye’ye karşı saldırılarından rahatsız. TALABANİ: DTP koşulsuz af gerektiğine inanıyor. Böylesi bir af, PKK’lıların silahlarını bırakarak Türkiye’ye dönmesini sağlamak için elimizi güçlendirecek. Biz de PKK yöneticilerine “Haydi artık ülkenize dönün ve mücadelenizi Türkiye sınırları içinde ve Türkiye anayasasının ve yasalarının size sağladığı ortamda sürdürün” diyebileceğiz. İtiraz ederlerse onlara karşı tedbir alma gücümüz artar ve bunu rahatlıkla yaparız. Bunları Bağdat’a gelen Sayın Erdoğan ile konuşmadınız mı? Erdoğan’ın ziyareti kısa olduğu için detayları konuşamadık. Bu ve benzeri konuları Sayın Gül ile Ankara’da konuşmuştuk. Peki sonuç? Sanıyorum Sayın Gül ile Türkiye hükümeti ve devleti gerekli tüm adımları atıyor ve atacak. Erbil ile diyalog bu çerçevede gelişti ve sonuç alınacak. Türk hükümetine güveniyorsunuz? Celal Talabani: Bakın ben AKP iktidara gelmeden önce de Erdoğan ve Gül ile konuşuyordum ve bu partinin iktidarında çok şeyin değişeceğine inanıyordum. Nitekim AK Parti hükümeti Türkiye ve Türkiye’deki Kürtlerin hakları için çok önemli adımlar attı ve atıyor. Ben Türkiye’deki demokrasi başarısını çok önemsiyorum ve sonuna dek devam edeceğine inanıyorum. Bu demokratik deneyimin yalnızca Türkiye ve Irak açısından değil tüm Arap ve İslam âlemi için çok ama çok önemli olduğunu biliyorum ve ben bu konuda çok umutluyum. Türkiye’deki kardeşlerimize bu önemli mücadelelerinde hep başarılar diliyorum.