Milli Eğitim Bakanlığı'nın yenilediği lise yönetmeliğinde dikkat çeken düzenlemeler yer alıyor. Tüm liselerde "talep" halinde ibadethane açılması, yeni yönetmeliğe girerken, İmam Hatip Lisesi öğretmenlerine de "mahalleliye dini bilgileri aktarma" görevi verildi.
MEB'in lise sistemini sil baştan düzenleyen ve tüm lise yönetmeliklerinin birleştirildiği yönetmelikte, tartışma yaratacak maddeler arasında tüm okullara ibadethane açılması bulunuyor.
Kıvanç El’in Vatan’daki haberine göre, MEB'in yeni Ortaöğretim Yönetmeliği'nin 99 maddesinde, "Talep olması halinde ibadet ihtiyaçlarını karşılayacak uygun mekan ayrılabilir" ifadesi yer alıyor. Uzmanlar bu ifadeyle okullarda tüm dinlere yönelik ibadethane açılabileceğini savunuyor. MEB yetkilileri okullarda talep olması halinde mescit açıldığını, ancak diğer dinlere yönelik bir talep gelmediğini söylüyor.
Bu maddeyle Alevi öğrencilerin yoğun olduğu yerlerde talep gelmesi halinde okul içinde ibadet yeri açılıp açılamayacağı sorusu gündeme gelirken, Bakanlık yetkilileri, "Talep gelirse değerlendirilir" demekle yetindi.
Eğitimci Alaaddin Dinçer düzenlemeyi, "Herkes biliyor ki bu düzenleme her okula mescit anlamına gelir. Diğer dinlere ilişkin bir adım atılacağını sanmıyorum. Alevi vatandaşlar talep ettiğinde bir adım atılmayacaktır. Burada kriter ne olacak, kaç öğrenci talep ederse, nerede açılacak, hiçbir bilgi yok yönetmelikte. Tamamen ucu açık bir düzenleme" değerlendirmesinde bulundu.
Yönetmeliğin 86. maddesinde de dikkat çeken bir düzenleme yapıldı. Bu düzenleme ile İHL öğretmenlerine mahalleyi gezerek, halkla ilişki kurma görevi verildi.
Yönetmelikte, "Anadolu imam-hatip ve imam-hatip lisesi meslek dersleri öğretmenleri gerek ders saatleri içerisinde, gerekse ders saatleri dışında olmak üzere öğrencilerin mesleki becerilerinin geliştirilmesi için çevreyle ilişki kurmalarına rehberlik ederek mesleki uygulamalarının verimli olması yönünde çalışmalar yapar, dinî konularda halkın bilgilendirilmesine yönelik faaliyetlere katılır" denildi. Eski yönetmelikteki imam hatip öğretmenlerinin müftülük kontrolünde müftülerle beraber iş birliği yapacağı ifade edilirken, yeni düzenlemede bu hüküm yer almadı. Böylece İHL öğretmenleri kendileri mahallede dini bilgilendirme çalışması yapabilecek.
Yönetmelikte dikkat çeken bir diğer düzenleme de yurtdışında 9. sınıf okuyup, Türkiye'ye gelen öğrencilere sınavsız liseye geçiş imkanı oldu. Bu düzenlemeyle, yurtdışında 1 yıl okuyan öğrenci, Türkiye'ye döndüğünde mahallesindeki istediği okulda, boş kontenjan varsa yerleştirilecek.
Yönetmelikte, "Yurtdışında 8'inci sınıfı bitiren öğrenciler ile ortaöğretim kurumlarında asgari bir eğitim ve öğretim yılı öğrenim gören ve ortaöğretime yerleştirmeye esas puanla öğrenci alan okulların nakil şartlarını taşımayan öğrencilerin Anadolu, Anadolu imam-hatip veya Anadolu türü mesleki ve teknik liselere nakil ve geçişleri; denklik belgesine göre program uyumu dikkate alınarak okulların kontenjan durumu ve öğrencinin ikamet adreslerine uygun okullara öğrenci yerleştirme ve nakil komisyonu tarafından yapılır" düzenlemesi getirildi. Düzenleme ile MEB'ten denklik belgesi alacak öğrenciler, ikametgâhlarına göre bölgedeki liselerden birisine boş kontenjan varsa yerleştirilecek. İşlemler milli eğitim müdürlükleri tarafından yapılacak.
Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, "Sendikalardan görüş almadan ve kamuoyu ile tartışmadan yönetmeliği yürürlüğe sokan Bakanlık, geçmişten ders alma özürlü olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Yönetmeliği ayrıntılı olarak incelediğimizde, kapalı kapılar ardında hazırlanarak apar-topar uygulamaya geçirme iradesinin arkasında yatan gerçeği rahatlıkla tespit etmek mümkün. Bakanlık yönetmelikle 11 yıllık AKP iktidarı döneminde sistematik bir biçimde sürdürülen eğitimi gericileştirme ve ticarileştirme politikasını pekiştirmeye çalışmıştır. Cumhuriyetimizin çağdaş eğitim hedeflerinin AKP elinde yitip gittiğinin çarpıcı kanıtıdır. AKP bu düzenleme ile Mısır’daki devrik lider Mursi’ye özenmektedir" dedi.
Demir, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yurt dışından gelen öğrencilere sınavla öğrenci alan okullara sınavsız kayıt hakkı vermektedir. Bir yandan SBS’yi yılda 12 sınava çıkararak öğrencilerimize yarış atı muamelesini reva görerek özel dershaneciliği palazlandıracaksın diğer yandan ise özellikle yurt dışında bulunan cemaat okullarında okuyan öğrencilere sınavsız kayıt hakkı vererek adalet duygusunu ayaklar altına alacaksın. Bu ayrıcalıklı zümre yaratma girişimini sineye çekmemiz mümkün değildir.”