Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahit, Perşembe günü Rus devlet haber ajansı RIA Novosti'ye verdiği röportajda "Afganistan'ın Tacikistan, Özbekistan, Türkmenistan ve İran'la olan sınırlarıyla birlikte yüzde 90'lık bölümü bizim kontrolümüz altında" iddiasında bulundu. Afganistan Savunma Bakanlığı ise bu iddiayı yalanladı. İddia, bağımsız kaynaklar tarafından da teyit edilemiyor.
Mücahit, Taliban'ın kontrol ettiği bölgelerde "IŞİD'e taviz vermeyeceklerini, IŞİD'in ülkede bir daha aktif hale gelemeyeceğini" söyledi. Afganistan'da hakim oldukları bölgelerde Orta Asya ülkelerinden veya Çin'den hiçbir militan bulunmadığını savundu.
Afganistan Savunma Bakanlığı sözcü yardımcısı Favad Aman, AFP'ye yaptığı açıklamada "Bu tamamen temelsiz propaganda. Hükümet güçleri büyük şehirleri, ana yolları ve ülkenin sınırlarını kontrol etmeye devam ediyor" dedi.
Taliban sözcüleri, geçen hafta verdikleri farklı röportajlarda ülkenin yüzde 85'ini kontrol ettiklerini savunmuştu. Aynı hafta içinde Afganistan Ordusu ise, bazı bölgelerde Taliban'ın ilerleyişini durdurduğunu, bazı küçük kasaba ve köyleri ise Taliban'dan geri aldığını duyurmuştu. Ancak örgütün Tacikistan, Türkmenistan ve İran sınırındaki bazı bölgeler ile bazı sınır kapılarını ele geçirdiği doğrulanmıştı.
ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley de, Afgan ordusunun toparlanarak şehir merkezlerini ve ana yolları korumak için harekete geçtiğini açıkladı.
ABD de Taliban'a yönelik hava operasyonlarını yoğunlaştırdı. Ülkeden güçlerinin yüzde 95'ini çeken ABD, Taliban'ın son haftalarda ilerleyişini sürdürdüğü Kandahar'da son birkaç gün içinde hava operasyonları düzenledi. Taliban, "Hava operasyonları ABD ile varılan anlaşmanın ihlâlidir" açıklaması yaptı.
Afgan hükümeti, bir yandan da Pakistan sınırındaki Spin Boldak'ta Taliban'ın yaklaşık 100 sivili öldürdüğünü duyurdu. Taliban, iddiaları reddetti.
Afganistan İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Mirwais Stanekzai, örgütün geçen hafta kontrolünü ele geçirdiği Spin Boldak sınırında Taliban'ın gerçekleştirdiğini söylediği katliamla ilgili "Yakında Afgan güvenlik güçleri bu teröristlerden intikam alacak. Taliban'ın nerenin kontrolünü ele geçirirse ilk yaptığı şey kamusal alanları, toplumsal altyapıyı yerle bir etmek ve insanlara zulmedip aileleri zorla yerinden etmek oluyor" açıklaması yaptı.
Taliban sözcüsü Mücahit, RIA Novosti'ye verdiği röportajda da Türkiye'nin Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın güvenliğini sağlama planlarıyla ilgili konuştu:
"Türkiye'nin pozisyonunu zaten kabul etmediğimizi açıkladık ve ABD'nin çekilmesinin ardından ülkede hiçbir yabancı gücün herhangi bir gerekçeyle ülkede kalmasına izin vermeyeceğimizi de söyledik."
Taliban, Türkiye'nin Kabil'deki havalimanının güvenliğini sağlama konusunda ABD ile görüşmeleri sürdürdüğü dönemde, 5 Temmuz'da BBC'ye yaptığı açıklamada, Eylül'den sonra ülkede kalacak tüm yabancı askerlerin işgal gücü muamelesi göreceği uyarısında bulunmuş ancak doğrudan Türkiye'yi işaret etmemişti.
Taliban Sözcüsü Süheyl Şahin, "Tüm yabancı güçler, üstleniciler, danışmanlar, eğitmenler, ülkeden çekilmeli çünkü bir ihlal olan işgalin parçasıydılar. Tepki göstereceğiz ama bu tepki, lider kadromuzun kararları temelinde gösterilecek" demişti.
Bundan bir hafta sonra Taliban, bu kez Türkiye'nin de adını vererek "Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı'nın güvenliğini üstlenme yönünde attığı adımları 'menfur' olarak nitelendiren bir açıklama yapmış; "Karar ihtiyatsız bir karar ve egemenliğimizin, toprak bütünlüğümüzün ihlali ve ulusal çıkarlarımıza aykırı" demişti.
Türkiye ile Taliban arasında, Doha'da dolaylı şekilde görüşmelerin yapıldığı biliniyor.
Türk yetkililer, Afganistan'da yatırımlar yapacağını, altyapı yatırımlarına ağırlık verileceğini de dile getiriyor.
Taliban sözcüsü Mücahit'in, yaptığı açıklamalarda Türk askerinin varlığına karşı çıksa da daha yumuşak bir dil kullandığı görülüyor.
Örneğin 19 Temmuz'da verdiği bir röportajda Mücahit "Erdoğan liderliğindeki Türkiye'den vatanımızın inşasında bize yardımcı olacak mühendisler göndererek katkıda bulunmasını; yoksulluğa direnmemize, konut sağlamamıza yardımcı olmasını istiyoruz. Erdoğan'dan bize asker değil; mühendis, ekonomist, tüccar ve insani yardım göndermesini istiyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Temmuz günü "Taliban nasıl ki Amerika ile görüştüyse, Türkiye ile bu görüşmeleri daha rahat yapmaları gerek. Çünkü Türkiye'nin onun inancı ile alakalı olarak ters bir yanı yok." dedi.
Bu açıklamadan bir gün sonra Taliban'ın diğer sözcülerinden Mücahit, bu kez TRT Arapçaya bir mülakat verdi ve yine işbirliği mesajı verdi:
"Türkiye ile iyi ilişkiler istiyoruz, Türkiye bizim kardeşimiz, inanca dayalı pek çok ortak noktamız var. Ancak Kabil havaalanının, diplomatik misyonların ve elçiliklerin güvenliği Afganların sorumluluğunda . Aksi bir tutumu ülkenin içişlerine müdahale olarak değerlendiririz."